Antiloplar tavaflarını yılın son günlerinde büyük kayıplar verdikten sonra Serengeti’ye dönerek tamamlarlar. Ve bu hiç bitmez. Antilopların kayıp hatırları yüzyirmikilerin hatıralarına denktir. Aslında kayıp değillerdir. Aslında her birimizin günahlarında gizlidir. Hey Quasimodo bana su verme. Ben bu yükle arınamam.

Hendrik! / Buyrun efendim! / Şu karşı tepeden çıkan kara dumanları görüyor musun? / Evet efendim görüyorum. / Bana bir Lucky Strike ver. / İşte o dumanlar insanoğlunun aptallığının en net göstergelerinden. Artık işlere el atmanın zamanı geldi. Yine iş bana düştü. Hendrik bu sigara kaç üretimi? / Depoları ateşe vermeden hemen önce ayırdıklarımızdan efendim. Hani sigortadan para almak için bay LS ile birlikte tutuşturduğumuz depolar. / Reymond ne yapıyor şimdi? / Rusya’da porno film sektöründe efendim. / Güzel kutu yapmış. / Sayenizde efendim. / Hendrik. Sence neden engellemedim Necati’nin bu fantazisini. Kendi ellerimle yaptığım bu ölüm hücrelerinin patlamasına neden seyirci kaldım. Sus söyleyeceğim. Bu Necati’de garip bir şey var. Çok garip. Ürpertici bir rüzgâr gibi. Karınca ısırması gibi. Bana bir Lucky Strike ver Hendrik. Ve Uzun gelsin.

  1. BÖLÜM: NECATİ ve ANNESİ HAKKINDA HER ŞEY

Bindokuzyüzyirmilerin başında Amerika’da sigara içen kadınların sayısı neredeyse sıfıra yakındı. İçenler ağır bir şekilde eleştirilir, toplum dışına atılırdı. Tıpkı bir okuldan mezun olmak ya da meclise girmek gibi. Erkek dünya tüm bunların sadece erkeklere özgü bir şey olduğu konusunda hem fikirdi. Bir tek kişi hariç. George Washington Hill! Heyecanlandınız değil mi? Hayır acele etmeyin lütfen. Kadınların ön bahçesinde bir altın madeni olduğunu düşünen bir adamdan bahsediyorum. Amerikan Tütün Endüstrisi Başkanı George Washington Hill. Şirket bir çok kez sigarayı kadınlar için pazara sokmaya çalıştı ama hiçbir yöntem işe yaramadı. Kökleşmiş kültürel önyargı çok derindi ve buna engel oldu. Yirmilerin sonunda endüstri bunun böyle gitmeyeceğine karar verdi ve beni işe aldı. Ben; çılgın fikirleri ve dahi çılgın pazarlama kampanyaları olan, genç ve becerikli pazarlamacı Edward Bernays. Freud’un yeğeni. Bilinçi bir şekilde dünyanın damarlarına enjekte edilen bir morfin. Ben; Edward Bernays kod adım “Tanrı Yamağı”

Taktiklerim hiçbir insani yan, hiçbir sevgi belirtisi içermediği için hemen sıyrıldım rakiplerimden. İlk keşfim, hiç birimizin rasyonel olmadığı ve dolayısı ile rasyonel kararlar alamadığımız oldu. Satmak, çok satmak, delicesine satmak için bilinçaltında büyük  depremler, anaforlar, tsunamiler yaratmalıydım. Hükümet kurmalı, hükümet devirmeliydim. Sigara içmenin kültürel algılanışını yeniden şekillendirerek, kadınlar için sigara içmeyi duygusal olarak pozitif bir deneyim haline dönüştürmek zorundaydım. En irinli olan senaryoyu seçtim. Paskalya gösterisi için birkaç kadın kiraladım. Kiralamak irin dolu planımın en önemli aşamasıydı.

Super Bowl’dan daha büyük daha mahşeri bir gün. Yansın özgürlük ateşleri. Derileri aksın tüm güzel şeylerin. Planımın detayları şöyleydi; Uygun bir anda, her şey duracak ve gösterideki kadınların hepsi aynı anda sigaralarını yakacaktı. Sonra, kiraladığım fotoğrafçılar bu göz alıcı ânı fotoğraflayacak ve bu fotoğraflar büyük ulusal gazetelere gönderilecekti. Sonra muhabirler bu kadınların yalnızca sigaralarını değil, onların kendi bağımsızlıklarını ortaya koyma kapasitelerini ve kadınlığın kendilerine ait olduğunu gösteren “özgürlük meşaleleri”ni yaktıklarını söyleyeceklerdi. Müthiş değil mi? Kendime hayranım. Elbette yaratıcıma da. Gürültülü partilerle arkadaşlar, kızlar, memeler, spor arabalar, Vegas, arkadaşlar, daha fazla kız, daha fazla meme, daha fazla bira, kızlar, kızlar, kızlar, partiler, dans, arabalar, arkadaşlar, kızlar- Budweiser İç ve geber.

                                                                                                                                                    Introduction to Humanity

Bir Önceki Bölüm,

182/3 BÖLÜM

182/2 2.BÖLÜM

3 TEFRIKA 1.BÖLÜM

Facebook Yorumları