Merhaba Angona, Öncelikle okurlarımıza biraz kendinizden bahseder misiniz?

Utku : Herkese Merhaba. Öncelikle sana çok teşekkür ederiz Gökhan. Bize değer verip yardımcı olduğun için. Bu röportaj uzun süre sonra yapacağımız ilk röportaj olduğundan dolayı yeri her zaman çok ayrı olacak.

Angona kökleri 2007 yılına uzanan, eski ismi Langona olan ve 2011 yılından itibaren yeni bir isim,  yeni grup arkadaşları ve yeni bir tarzı (Senfonik Alaturka Metal) oluşturmaya çalışan, hala arayış içerisinde olan bir grup. Kısaca bu şekilde anlatabilirim sanırım.

Albümünüz olan “Holocaust V” ile geri döndünüz , bizlere biraz albümden bahseder misiniz?

Akif : Tabii ki. Albümün beste ve cover parçalarının düzenlemesine Haziran ayının başlarında başladık. Bireysel işlerimizden ötürü albüm Mart ayında hazır olabildi. Albümdeki parçalarda genel olarak insanoğlunun negatif taraflarıyla ilgili konular işlediği için “Holocaust” adını uygun gördük. Sonundaki “V” ibaresi de roma rakamı olarak 5 anlamına geliyor ve  bu 5. albümümüzü simgeliyor.

Bestelerimizin sözlerini “Paralel” isimli duble albümümüzde olduğu gibi Vokalimiz Utku’nun eşi Firuze Arslan yazdı.

Bu bilgilerin dışında “Senfonik Alaturka Metal” tarzına en yakın çalışmaları bu albüm bestelerinde oluşturduğumuzu söyleyebilirim. Sanırım grupla beraber tarzın bütünlüğü de kendini göstermeye başlıyor.

Angona “Senfonik Alaturka Metal” tarzında müzik yapan ve bu anlamda bu tarzın öncü isimlerinden biri olarak gördüğümüz bir grup, bizlere biraz bu tanımı anlatabilir misiniz nedir Senfonik Alaturka Metal?

Utku : “Senfonik Alaturka Metal” evrensel bir tarz olarak “Oryantal Metal” ile de bağdaştırılıyor ya da ülkemizdeki dinleyicilerden “Pentagram” grubuna benzerliğini de duyuyoruz fakat tarzımızın “Oryantal Metal” olmaması ya da “Pentagram” müziğinin birebir aynısı olmamasının en önemli nedeni parçalarımızın başından sonuna kadar kullandığımız “Senfonik” alt yapılar. Bunun yanı sıra bir çok “Folk Metal” grubu gibi metal müziğe olabildiğince entegre etmeye çalıştığımız bir “Alaturka” meselesi mevcut.

Yani biraz daha açmamız gerekirse “Alaturka”, bu topraklardaki müziğe geleneksel bakış ; müziğimizdeki “Senfoni” kısmı ise batı müziğine geleneksel bakışımızı sembolize ediyor. Biz ilk önce parçalarımızda “Metal” yapısını oluşturup “Senfonik Alaturka” harmanını üzerine yazmayı uygun görüyoruz. Dolayısıyla oluşturduğumuz parçalardaki “Metal” öğeleri pek yabana atılır gibi yazılmıyor. Tabii ki “Senfonik Alaturka” harmanı hem çok sesli hem de çok melodik olduğu için “Metal” ile oluşturduğumuz alt yapıyı biraz sadeleştirdiğimiz doğrudur.

Antalya’lı bir grupsunuz ve köklü bir grupsunuz, sizi bu yıl birçok yerde canlı canlı izlemek çok isteriz, planlarınız  var mı bu yönde ve  sürpriz gelişmeleri sizden öğrenelim?

Kaan : Bu yıl ben de olmak üzere yeni arkadaşlarımız Angona’ya dahil oldu. Bizim gibi gruplarda maalesef sürekli yaşanan şeyler. Canlı repertuvarımız albüm repertuvarımızdan biraz daha farklı olduğu için hazırlıklarımız bütün grup içerisinde devam etmekte. Aynı zamanda şuan üzerimizde albüm yorgunluğu var diyebilirim ancak bir aksilik olmazsa bu senenin son çeyreğine doğru sizi yapacağımız ilk canlı performansımızda ağırlamak isteriz.

Holocaust V , 5 ‘i cover ve 5 adet beste çalışmasını içeren muhteşem bir albüm olmuş, cover çalışmalarınız oldukça başarılı, bu seçimleri yaparken nelere dikkat ediyorsunuz ?

Akif : Öncelikle çok teşekkür ederiz. Mutlaka ev kaydından ve her ayrıntıyı kendimiz üstlendiğimizden ufak tefek problemler oluşmuştur ancak bizim de verdiğimiz emeğe karşılık albümün bütün olarak içimize sindiğini söyleyebiliriz. Cover seçimlerimiz aslında biraz zor oluyor çünkü Türkçe sözlü parçaları coverlamayı uygun görüyoruz. Türkçe, doğru kelimeler kullanıldığı takdirde yapı olarak Metal Müziğe çok yakışabilen bir dil. Yani bunu doğru kelimeleri seçmeden yapmaya kalkarsanız müzikal anlamda biraz başınız ağrıyabiliyor. Kısacası cover seçimlerinde ilk önce sözler ve ardından parça üzerindeki hayallerimizin genişliği doğru kararlar vermemizi sağlıyor. Albümde cover olarak; daha önce coverladığımız “Eşkiya Dünyaya Hükümdar Olmaz” ve “Beni   Hatırla” gibi parçaların yeniden kayıtları mevcut. Onun dışında “Kan Çiçekleri”, “Sevda Kuşun Kanadında” ve “Adaletin Bu Mu Dünya” coverları bulunmakta.Bu parçaların hiç biri sonuçta “Senfonik Alaturka Metal” değildi ve bunu yaparken hem şarkıların dokularını bozmadan hem de şarkıları “Metal” sertliğine kavuşturma gibi bir misyonumuz vardı. Elimizden geleni yaptık. Başarılı bulmanız bizi çok mutlu etti.

Müzik tarzınız kendinize has bir metal tarzında, fakat progresif elementlere de , saykodelik öğelerde rastlıyoruz. Genel olarak birçok kesim tarafından ilgiyle takip edileceğinize inancım tam,  albümünüz ile ilgili aldığınız yorumlar nasıl ve ne yönde?

Utku : Aslında ilk önce “Metal” öğelerini yazmaya başlayınca dinlediğimiz ve etkilendiğimiz grupların etkilerini görebiliyoruz müziğimizde ancak, sıra “Senfonik Alaturka” işine gelince o zaman bambaşka bir dünya ile karşılaşıyoruz. İnan bana grup arkadaşlarımızın hiç biri hatta o besteyi yapmaya kim başlarsa başlasın parçanın bittiği hali hayal dahi edemiyor Temenniler için de ayrıca teşekkür ederim ancak grubumuz bu yapılan işleri minimum maddiyat ile yapıyor. Hatta bir çok işi sıfır maliyetle yapmak zorunda kalıyoruz. Grubun canlılardan kazandığı çok cüzzi miktarlar oluyor ancak ilerlemek ve yaptığımız ürünlerin tanıtılması için yetebilecek bir miktar olmadığından dolayı, biz de buraya yatırım yapmayı uygun görmüyoruz. Dolayısıyla ulaşabildiğimiz kitle, hayalini kurduğumuz çoğunluğa erişemese de bizi dinleyen ve sürekli takip eden bir kitlenin olduğunu biliyoruz ve hatta onlarla sürekli iletişim halindeyiz. Bu bizim en büyük mutluluğumuz ve müziğimizi yapmamız için en önemli sebep. İleride müziğimizi bilen ve seven kitle daha da artarsa mutlu oluruz mutlaka ama asıl amacımızın müzik yapmak olduğunu söyleyebilirim.   Albümümüz ile aldığımız yorumlara gelirsek, %80 iyi yorumlardan oluşuyor. Eğer “Senfonik Alaturka Metal” yapıyorsanız hem avantajınız hem de dezavantajınız var demektir. Dezavantajdan bahsedelim; Ülkemizdeki metal dinleyicileri genel olarak “Alaturka” sesleri ya da enstrümanları duymaktan maalesef haz etmeyebiliyor. Avantajdan bahsedelim; Hayatında hiç Metal Müzik dinlememiş ve “Metalci” figürü olarak çok sert karakterler hayal etmiş biri, bizimle Metal Müziğe daha sıcak bakabiliyor ve daha yumuşak bir giriş yapabiliyor.  Uzun lafın kısası albüme aldığımız tepkiler çok olumlu fakat biz daha da iyisini yapmak istiyoruz.

Angona her albümlerinden mutlaka klip çalışmalarıyla da bilinen bir gruptur, bu muhteşem albümden hangi şarkıya ilk klip gelecek?

Akif : Biraz önce Utku’nun da bahsettiği gibi her şeyi sıfır maliyetle yapmaya çalışan bir grubuz ve her albümde video klip, fotoğraf çalışmaları yapmaya çalışıyoruz. Bunları bazen biz yapıyoruz, bazen de bize yardım eden arkadaşlarımız yapıyorlar. “Holocaust V” , 1 video klip ve minimum 2 lyric video ile sizlerle buluşacak. Bu videoların hepsi bestelerimize yapılacak. Lyric videolarımız ile gitaristlerimiz Kaan ve Ege ilgileniyorlar. Yakında dinleyicilerimiz ile buluşacak.Video klibimiz ise yine bestelerimizden “Mental Breakdown” parçasına geliyor. Klibin çekimleri tamamlandı. Video klipte Sillyon Antik Kenti’nde ve Perge’de çekimler yaptık. Ve tabii ki çekimleri yapan ve kahrımızı çeken arkadaşımız Ali Uğurlu’ya özel bir teşekkürü borç biliriz. Parçamızın duygusunu birebir veren ve bütün fikirlerimizi dikkate alıp, bize sabır gösteren bir yaklaşım içinde oldu.Grupça beğendiğimiz bu çalışmayı da yakında dinleyicilerimizle paylaşacağız.

Ülkemizin metal piyasasını nasıl buluyorsunuz? Ve beğendiğiniz ve takip ettiğiniz gruplar kimler?

Utku : Ülkemizde metal piyasasını çok eskilerden beri takip ettiğim için biraz gerilemiş görüyorum. Mutlaka İstanbul, Ankara, İzmir ülkemizde bu tarzın başını çeken grupların ev sahipliğini yürütüyor ancak grupların ve izleyicilerin sayılarındaki azalmalar maalesef kalitelerinden daha geride. Kısacası müzikal kalite ve çabalar artıyor olsa bile, bu işte kitlenin ne kadar önemli olduğunu siz de biliyorsunuzdur. Benim bahsetmeye çalıştığım nokta da bu kitlenin azaldığı yönünde.    Her zaman birlikten kuvvetin doğacağına inanırım ki hayatım da bu düzene göre kurulu  diyebilirim. Ancak Antalya’da bile bir elin parmağının sayısını geçmiyor artık metal grupları maalesef. Bu bizi üzüyor. Umarım bu durum sona erer ve piyasayı tekrar hareketlendirebiliriz.

Angona’nın planları arasında bundan sonra neler var ve hedefleriniz nelerdir?

Ege : Gruba yeni katılmış biri olarak bir çok proje ile geleceğimizi söyleyebilirim. Albüm parçalarımızı yavaş yavaş dinleyicilerimize sunduktan sonra canlı performanslarımızda çalmış olduğumuz parçaların videolarıyla sosyal medyada dinleyicilerimizle buluşacağız. Bunun dışında bir aksilik olmazsa yazın bir single için daha çalışmaya başlamak istiyoruz ve bu yılın son çeyreğine de eskisinden daha iyi bir şekilde canlı performansımızla gelmek istiyoruz.

İsminizde ilgi çekiyor, anlamı nedir?

Utku : İsmimizin hikayesi biraz garip. 2007 yılında Langona ismiyle yola çıkmadan önce Rizeli bir arkadaşımın tavsiyesiyle araştırmıştım ve hoş bulmuştum. Langona’yı neden anlatmaya başladığıma sanırım sonlara doğru açıklık getireceğim.O dönem ki adımız olan Langona; Kör yılan manasına gelmektedir. Aslında oluklu kertenkele olarak da bilinir. Efsaneye göre hiçbir insana zarar vermez ve ona zarar veren insanlar da bulunduğu köy halkı tarafından lanetli sayılırmış. Bu hayvana Rize’de Langona,Artvin ve Trabzon’da ise Angona derler.Grup 2010 yılından sonra küçük bir ara verdiği dönemde hem tarz, hem de isim değişikliğine gitti. Ancak bizim için değişiklik sadece ismimizin başındaki “L” harfini atmak oldu.

Not : Ve son olarak; grupta Karadenizli bulunmamakta 🙂

Holocaust V  kendi adıma çok beğendiğim ve başarılı bulduğum bir albüm diyebilirim,  içindeki etkili bestelerinizin yanı sıra, albümün kapağıda ilgimi çok çekti, bu kapağın çıkış noktası ve hikayesi nedir?    

Akif : Kapak, orkestra ve ön planda bulunan yaşlı figür olmak üzere iki parçadan oluşuyor. Figüre değinecek olursak, grubumuz uzun yıllardır çeşitli zorluklara rağmen varlığını sürdürdüğü ve belirli bir olgunluğa eriştiği için, olgun olarak nitelendirilebilecek bir figür ve müziği temsilen deforme olmuş elektro gitar tercih edildi. Benden önce veya sonraki süreçte gruba birçok arkadaşımız gerek müzikal anlamda gerek klip vs. gibi diğer alanlarda, gruba dahil olarak veya dışarıdan katkıları oldu. Orkestranın grupla teması olmuş tüm kişileri temsil ettiği söylenebilir. Dolayısıyla kapak, albümün içeriğinden çok grubun varlık süreciyle betimlendi Ayrıca mümkün olduğunca canlı renkler kullanarak grubun ciddi tavrını biraz olsun kırmayı hedeflediğimi söyleyebilirim 🙂

Angona olarak en çok hangi isimlerden ve gruplardan etkilendiniz?

 Utku : Grubumuzun özelliği aslında şu. Her grup elemanı kendi enstrümanını %60-70 yansıtıyor. Yapmış olduğumuz müzik zengin bir yelpaze ve harman gerektirdiği için bize çoklu düşünce gerekiyor. Bu tarz kafaları 1 kişiyle yaşamak mümkün olmuyor. Bir çok zıt fikir gerekiyor ve bu fikirlerin de aktif olarak müziğin içinde yer alması gerekiyor. Birimiz Death dinler, diğerimiz Havok, bir diğeri Haktan dinlerken, bir diğeri Wolfgang Amadeus Mozart dinliyorsa müziğiniz zengin oluyor. O yüzden bütün grup arkadaşlarımızın dinlediği grupları ya da isimleri buraya sıralama şansımız yok. Aslında var ama onun için sanırım ekstra bir röportaj daha yapmamız gerekebilir 🙂

Sorularımızı yanıtladığınız için sonsuz teşekkür ediyor ve başarılı çıkışınızın artarak devam etmesini diliyor ve her zaman yanınızda olduğumuzu bilmenizi istiyoruz. Son olarak bu satırları okuyan dostlarımıza ve sevenlerinize neler söylemek istersiniz?

Utku : Sorularını yanıtlamak bir zevkti. Asıl biz teşekkür ediyoruz. Biz çok eğlendik açıkçası. Son olarak dostlarımıza şunu söylemek istiyoruz. Takipte kalın. Takip etmeyenler de takip etmeye başlayabilir. Herkes çalışmalarımızda kendinden bir parça bulacaktır. Buna inanıyorum. Herkese Angona’dan selamlar. Hoşçakalın.

 

Facebook Yorumları