Bir yaşam tarzı olan müzik, nesiller boyunca insanın kendini en iyi biçimde ifade etme aracı olarak günümüze kadar gelmiştir.
Dinlenilen her şarkıda veya melodide kendinden bir şeyler bulma gayreti içinde olan insanoğlunun bu çabası, müziği zamanla daha da çeşitlendirerek farklı boyutlara taşınmasına da katkı sağlamıştır.
Adeta hayatımızın bölünmez bir parçası olan müzik ile ilk tanışmamız genellikle çocukluktan başlar. Bu tanışma kimileri için yalnızca dinlemekten ibaret kalırken, bazıları için de zamanla yeteneğe dönüşmektedir.
Türk pop müziğinin de bizlere kazandırdığı yeteneklere en güzel örneklerden bir tanesi Göksel Demirpençe.
90’lı yılların başında çeşitli orkestralarda solist olarak başlayan müzik hayatına, Sezen Aksu orkestrasında vokalistlik yaparak devam eden değerli isim, Onno Tunç ile tanıştıktan sonra profesyonel müzik kariyerinin de kapısını aralamıştır.
Bizler o’nu ilk olarak Sezen Aksu’nun 1995 yazında yayınlanan albümündeki “Onu Alma, Beni Al” adlı klibinden tanıdık.
Takvimler 1 Mayıs 1997’yi gösterdiğinde profesyonel müzik kariyerindeki ilk albümü olan “Yollar” kasedi müzik marketlerde yerini aldı. Farklı ses ve yorumu ile dinleyiciden tam not alan bu albüm, Göksel için çok iyi bir başlangıç olmuştu. Albüm Onno Tunç’un vefatı dolayısı ile iki yıl gecikmeli olarak çıkmıştır.
Ses getiren ilk parçası “Sabır” ile dinleyiciyle buluşan değerli isim albümü ile aynı ismi taşıyan “Yollar” adlı parçaya da kendi memleketi olan Erzincan’ ın Gürlevik şelalesi ve Munzur Dağları’nda klip çekmiş ve gelecek için de umut vaaden bir grafik çizmiştir.
Nitekim geçen zaman, Göksel’in müzik konusundaki tercihinin ne denli doğru olduğunun da bir göstergesi olmuştur.
Göksel’i albümleri dışında, bir çok reklam ve filmlerin müziklerinde de duymak mümkün.
Kalitesinden ödün vermeden tarzını ve müziğini geleceğe taşıyan ender isimlerden biri olarak müziğe devam etmektedir.
