Zamanında Heavy Metal aşırı popülerlik kazanmıştı. 70’lerden Black Sabbath, Rock ‘N’ Roll gitar riffleriyle Motörhead, Judas Priest gibi gruplar. 80’lere geldiğimizde yeni bir Heavy Metal türü patlamadaydı, Yeni Dalga İngiliz Heavy Metal’i. Buna örnek gruplar verirsek Iron Maiden, Saxon, Venom, Diamond Head, Angel Witch, Tokyo Blade gibi gruplar diyebiliriz ama içlerinden biri bu türü yapmasına rağmen diğerlerinden çok farklıydı. O grubu az çok aklınıza getirmişsinizdir.
Venom’un 1981’de çıkan “Welcome To Hell” albümü Yeni Dalga İngiliz Heavy Metal albümü olsa bile diğer gruplardan çok farklı. Öncelikle sözleri satanik ve Cronos’un vokal biçimi Extreme Metal’e kaçıyor diyebiliriz. Bu albüm Rock ‘N’ Roll ve Speed Metal riffleriyle Motörhead’ten çok ilham aldıklarını gösteriyor ve Thrash Metal’e de büyük bir ilham kaynağı olmuştur. Sözler satanik dedik ama Black Metale başka bir ilham kaynağı olan kısım sahne adları. Basta ve vokalde Cronos, gitarda Mantas ve Bateride Abaddon. Bu karanlık atmosfer ve ikinci albümlerinin adı “Black Metal” olması Black Metal’e çok şey kattı diyebiliriz.
Mercyful Fate 1983’te ilk albümü “Melissa”yı ortaya çıkardı. Heavy Metal’in klasiklerinden olan bu albümün de diğerlerinden farkı karanlık bir atmosfer ve sözlerin satanizm ve ökültizm ile alakalı olmasıydı. Bir de Black Metal’deki meşhur Corpse Paint’i kullanan ilk kişi King Diamond’tır.
Slayer’ın ilk albümü olan 1983’te önce çıkan “Show No Mercy” aslında Extreme Metal’i (Proto Black Metal) başlatan albümdür çünkü bu albüm aynı zamanda Metallica Kill ‘em All’dan sonra ikinci Thrash Metal albümü fakat sıradan bir Thrash Metal albümü değil. Sound’u Extreme ve çiğ. Şeytani atmosferi muazzam yansıtıyor. Death Metal gruplarının en büyük ilham kaynakların biri ve çiğliği konusunda Black Metal’e ilham olmuştur.
Hellhammer’ın 1983’te çıkan üçüncü demosu “Satanic Rites” asıl gerçek Extreme Metal (Proto Black Metal) riffi atan gruptur. İntro’dan sonraki “Messiah” parçası Black Metal’deki en büyük ilham kaynaklarından biridir. Tom Gabriel Fischer yani namıdeğer Tom G. Warrior Hellhammer’la tam istediklerini yapamadıklarını düşündüğünü söylerek daha sonra Celtic Frost’u kurdu.
Bu kayıtlardan sonra birçok kayıt çıktı. Possessed’in demosu Extreme Metal olmasına rağmen içinde Proto Death riffleri de vardı ve Mantas’a (sonraki adı Death) büyük ilham kaynağı oldu ve sonrasında Death Metal ortaya çıktı. Slaughter, Mutilator, Slaughter Lord, Sodom, Kreator, Destruction, Sepultura, Sabbat, Vulcano, Mefisto, Morbid, Tormentor, Root, Blasphemy, Mystifier, Sadistik Exekution gibi birçok Extreme Metal grubu ortaya çıktı ama en önemlilerini yazmak için bu tür gruplardan pek bahsetmeyeceğim.
Sarcofago’nun 1987’de çıkan “I.N.R.I.” albümü Black Metale en büyük katkısı olan albümlerden çünkü Extreme Metal’in en çiğ albümüdür ve Norveçli grupların en çok ilham aldığı iki albümden biridir.
Bathory’nin 1983’te çıkan debut albümü ilk Black Metal vokalinin kullanıldığı albümdür. Bu albüm çiğ Extreme bir sound’u var fakat albüm aslında Heavy Metal gibi. İkinci albümü ”The Return……” albümüyle bu etki azalır ve Extreme Metal riffleri duyabiliriz. Üçüncü albümü “Under The Sign Of The Black Mark” Norveçli grupların en çok ilham aldığı albümdür çünkü saf Black Metal riffine en çok benzeyen gitar riffleri bu albümdedir. Buna örnek verirsek Bathory’nin “Enter The Eternal Fire” parçası mükemmel bir örnek olmuş olur.
Mayhem’ın 1987’de çıkan “Deathcrush” EP’si Bathory’nin “Under The Sign Of The Black Mark” albümünden 3 ay sonra çıkar ve ilk saf Black Metal kayıtıdır. Daha sonrasınsa 1988’de Samael’in “Medieval Prophecy” EP’si ikinci saf Black Metal kayıtıdır. Sonrasında Darkthrone, Burzum, Immortal Mayhem’dan sonra Norveç’in ilk Black Metal gruplarıdır. Norveçli gruplar Death Metal trend olduğu için “Necro Sound” diye bir sound çıkardılar. Kayıt kalitesi berbat ve kimsenin beğenmemesi için amaçları oydu. Ama daha sonradan kilise olayları ve Burzum’dan Varg Vikernes’in, Mayhem’dan Euronymous’u öldürdükten sonra Black Metal dünya çapında bilinmeye başlandı ve artık Black Metal trend oldu.
