29 Aralık 1950 tarihinde, Gaziantep Akyol Mahallesi, Saraç Mehmet Sokağı 1 numaralı hanede, Nedim ile Türkan Akbayram çiftinin çocukları olarak dünyaya gelir.

Akyol ilkokulunun 269, Atatürk Ortaokulunun 1181, Gaziantep Lisesi’nin 1627 numaralı öğrencisidir.

Gaziantep’e gelip Büyük Ses Sineması’nda konserler veren Erol Büyükburç, Cem Karaca, Haramiler, Fikret Kızılok gibi isimleri harçlığını biriktirerek aldığı biletlerle izleyerek müziğe sevdalanır.

Babası yöresel Aşıklarla Nuri Sesigüzel’in türkülerini dinlemekte eve sık sık 45’lik plaklar getirmektedir. Zaten Gaziantep’in kültürel yapısında, türkülerin, hoyratların, ağıtların, halayların yeri çok büyüktür. Edip Akbayram’ın kulağı da bu tarz türkülerle dolmaktadır.

Liseye geldiğinde ciddi anlamda müzisyenliği kafasına koyar. O dönem ildeki bütün faaliyetlerde Gaziantep Bandosu yer almaktadır. Yaş ortalaması ise ellinin üzerinde olan elemanlardan kurulu topluluk İngilizce ve İspanyolca parçaları yalan yanlış söyler ve radyodan ezberlemiş  kentin gençlerinden tepki çekerler.

Gaziantep Lisesi’nde okurken Pazartesi sabahları İstiklal Marşı’nın yöneten Edip Akbayram müzik öğretmeni Ferit Bey’in desteğiyle okula grup ile orkestra arası bir ekip kurmaya karar verir. Gaziantep bandosuna rakip olacaklar ve onlardan daha iyi olacaklardır. Edip akordeon, akustik gitar, trompet, davul, bas gitardan oluşan bu guruba hemen vokal ve davul olarak yer almayı kabul eder.

Siyah Örümcekler Orkestrası

Orkestranın adı  Örümcekler olarak koyarlar. Sahneye kendi paraları ile aldıkları mavi ceket ve siyah pantolonları ile çıkarlar.

Performansları beğenilir ve düğünlerde, etkinliklerde çıkmaları için teklif gelir. Özel geceler için Diyarbakır ve Adıyaman’dan davetler alırlar. Yaz boyunca Adananın ünlü lokali Beyaz Sarayda sahne alırlar. Aşık Veysel’den, Cem Karaca’dan, Barış Manço’dan, Berkant’tan Tom Jones’a kadar geniş bir repertuvarları vardır, ayrıca kendi seçtikleri yöresel türküleri de söylerler . Bir gece dans sürüp giderken, yedi kez “Samanyolu” çaldıkları da olur. Prova yaparken Pir Sultan ve Karacaoğlan’dan derlenen türküleri bestelerler.

Güneydoğu Anadolu’da yavaştan tanınmaya başlarlar. Gaziantep’in toptan plak bayii Aziz Plak’ın teklifiyle İstanbul’a giderler. Tüneldeki bir stüdyoda bir yüzüne “Kendim Ettim Kendim Buldum” diğer yüzüne ise “Çiçeklerin Dili” adlı  şarkıyı koyarlar ve plak yaparlar. Plak iki farklı baskı ile çıkar, birinin üzerinde Edip Akbayram Siyah Örümcekler,  diğerinin de Siyah Örümcekler Gaziantep Orkestrası yazmaktadır. Bu 45’lik Güney Doğuda iyi bir satış rakamı elde eder.

Altın Mikrofon Ses Yarışmasında Açık Ara Birincilik

Edip Akbayram daha farklı şeyler yapmak istemektedir. Lise sonrası İstanbul’a gelir. Üniversite sınavlarına girer iki yıl boyunca kazanamaz. Babası Nedim Akbayram, oto boyacısıdır ve gönderdiği harçlık İstanbul’da Edip Akbayrama yetmemektedir. Müzisyen olarak iş arar, davul çalıp şarkı söyleyebileceğini belirtir fakat düğün salonlarında dahi iş bulamaz. Arkadaşlarının yanında, ucuz otellerde büyük sıkıntı içinde yaşamına devam eder.

Aziz Plak, 1970’te Edip Akbayram’ı İstanbul’da yeniden stüdyoya sokup “Katip Arzuhalim Yaz Yare Böyle” ve daha önce Barış Manço’nun Moğollar’la plak yaptığı “İşte Hendek İşte Deve”yi Nejat Taylan Orkestrası eşliğinde kaydettirir. Ve plak Nejat Taylan Orkestrası adıyla piyasaya sürülür.

Günaydın Gazetesi Altın Mikrofon Ses yarışmasını tekrar hayata geçireceğini duyurur. Fikret Kızılok’la Cem Karaca’nın yaptıklarına öykünerek yaptığı birkaç beste denemesi vardır köşede. Bunlardan Aşık Veysel’in “Kükredi Çimenler” şiirinden bestelediği parçayı bağlamayla kaydedip yarışmaya gönderir. Yapıt finale kalır 12 ilde halk jürisi önünde yarışmaya  hak kazanır.

Final haberleri gelince babasından para ister. Yeni elbise ve ayakkabı alarak acilen yarışma ekibine dahil olacaktır. Ve Anadolu turnesine çıkacaktır. Gerçekten Edip Akbayram için bulunmaz bir fırsattır bu yarışma. Allah vergisi güçlü sesini halka ve jüriye göstermekten başka çaresi yoktur.

Nitekim  final konserleri için uğranılan her kentte güçlü sesiyle büyük bir ilgi görür ve oyları toplar. Sonuçta halk oylaması ile gerçekleşen 1972 Altın Mikrofon Ses yarışmasında açık arayla birinci gelir.

Talimatlar gereği ilk 45’lik plağı yapma olanağı doğunca “Kükredi Çimenlerin” arka yüzüne Aşık Mahzuni’den (özel izinle telif ödenerek alınmış ilk türküdür) “Boşu Boşuna” bestesi konuyor ve plak çıkıyor. İstanbul Plak etiketi ile çıkan plakta “Boşu Boşuna” adlı parça “Kükredi Çimenler’den” daha fazla ilgi çekerken, Edip Akbayramda Türkiye’nin en iddalı plak şirketlerinden Sayan’la Anlaşma imzalar. Anadolu Popun peşinden gitmek yegane düşüncesidir o yüzden arajman değil, halk türküleri ozanlarımızın yapıtlarını yorumlamaktan başka yolu olmadığını düşünür ve o yoldan gider. Aynı Kızılok, Karaca, Manço gibi.

Sahnede “Dostlar”sız Olmaz

Hey Dergisi okurları tarafından yılın ümit veren Erkek Şarkıcısı seçilen Edip Akbayram, Sayan Plaktan ikinci plağı “Anam Ağlar Başucumda Oturur” / “Sev Beni Beni” den sonra yayımlayacağı 45’lik için Anadolu Popun başarılı gruplarından “Dönüşüm” ile stüdyoya girmesi önerilir.

“Dönüşüm” ile yapılan bu işbirliği sonucu ortaya çıkan “Deniz Üstü Köprür” / “Dumanlı Dumanlı Oy Bizim Eller” le Edip Akbayram büyük bir çıkış yakalar. Ve Altın Mikrofondan gelen şansı iyi şekilde değerlendirmiş olur.

O dönemlerde Moğollar solist aramaktadır. Cafe Bulvar’da oturdukları bir gün Cahit Berkay’a “beni de göz ardı etmeyin” der, Edip Akbayram. Cahit Berkay da düşüneceklerini söyler. Hey Dergisinde de de o hafta “Moğollar için iki solist; Ersen ve Edip Akbayram” diye haber yayımlanır. Ve sonunda Moğollar Ersen’i tercih eder.

Anadolu Pop grup müziğine açık ve deneysel yönü fazla bir bir müzik türü olduğu için  tek başına sahneye çıkmak ya da orkestra eşliğinde şarkı söylemek zordur. Edip Akbayram’da tez elden grup sorununu çözmesi gerekmektedir. İşte tam o günlerde “Dönüşüm’de” sorunlar yaşayan Vecdi Ören gelip, grup kurmayı önerir. Edip Akbayram hemen kabul eder ve kısa sürede Vecdi Ören (Bas), Koral Sarıtaş (Bavul), Cudi Koyuncu (Bağlama, Cura), Galip Kayıhan (Gitar)  olarak “Dostlar” adıyla toplanırlar.

Provalar başlar. Edip Akbayram ilk olarak grupla “Değmen Benim Gamlı Yaslı Gönlüme” 45’liğini yapar. Alaylıdır tüm grup elemanları; bu nedenle grup çalışması çok önemlidir. Bir 45’lik için eve kapanıp haftalarca çalışırlar. Deneye yanıla  iyiyi buldukları çok olmuştur. Geleneksel türkülerin yanında Aşıklar ve Abdallardan da yararlanırlar. Güçlü bas, güçlü davul ve elektro bağlamayı birlikte harmanlamayı hedeflerler. Gerçekten de bu formül tutar ve başarı sağlar. Listelerde üst sıralara kadar çıkarlar.

Edip Akbayram ve Dostlar

Bağlama ile Davulun Sıcak Flörtü

Dönüşüm’deki anlaşmazlıkların sonucunda tek başına kalan basçı Vecdi Ören, Edip Akbayram’a yeni grup kurmayı teklif eder. O güne kadar hep ünlü gruplardan biriyle birleşmek isteyen ve bir türlü arzusu yerine gelmeyen Edip Akbayram sonunda bu çözümün daha uygun olacağına karar verir.

Bağlamanın sürükleyeceği ritim gücü çok yüksek kadroyu bir araya  getirmek için kollar sıvanır. Gruba sevgi, kardeşlik, bağlılık simgesi olduğuna inanılan “Dostlar” adı verilir. 1973 yazında bir araya gelen Dostlar’ın ilk kadrosunda, vurmalılarda Koral Sarıtaş (Davul, Bongo, Tumba), Cudi Koyuncu (Bağlama, Yaylı Tambur, Cura, Iklığ, Rebab), Vecdi Ören (Bas ve On iki telli gitar), Galip Kayıhan (Solo Gitar).

Kabataş Erkek Lisesi’nde öğrenim görürken katıldığı Milliyet Liseler Arası Müzik yarışmasında En İyi Bas Gitarist seçilen ve bunun yanında on iki telli gitar da çalan Vecdi Ören (D.1952) grubun liderliğini üstlenir.

Örenin Dostlar’a getirdiği Cudi Koyuncu (D. 25 Aralık 1952, Antalya) müziğe dokuz yaşında başlamış Ankara ve Adana radyolarında bazı sanatçılara eşlik etmiş, bir süre tiyatro yapmış Dostlar’a her açıdan faydası dokunacak yetenekte gayet iyi bir müzisyendir.

Edip Akbayram ve Cudi Koyuncu

Milliyet Liseler Arası Müzik yarışmasında Plevme Lisesi kadrosuyla En İyi Solo Gitarist seçilmiş Galip Kayıhan ( D. 1952, Samsun ) ve Kabataş Erkek Lisesi ile En İyi Davulcu ödülünü almış Koral Sarıtaş (D. 3.3.1952)  genç ve yetenekli bir isimdir.

Büyük hevesle yola çıkan Dostlar’da kısa süre beklentiler farklılaşır ve kopuşlar başlar. Önce Koral Sarıtaş ayrılır ve birkaç iş yaptıktan sonra askere gider. Dönüşte liseden arkadaşları ile “Marşandiz” Grubunu kurar. Vecdi Ören de Dostlar’ı bırakır ve grubun isim haklarının kendisinde olduğunu iddia ederek gurubun geri kalanına zor günler yaşatır. Kurduğu yeni guruba “Vecdi Ören – Dostlar” adını verir ve plak doldurmak için stüdyoya girer. Ancak küskünlüğü kısa sürer ve anlaşmazlık tatlıya bağlanır. Kısa süre sonra Edip Akbayram Dostlar’a” döner ve grubun haklarını tekrar Edip Akbayram’a devreder.

İzmir  Fuarı dönüşü parasal anlaşmazlıklar ve afişte isimlerinin nasıl yer alacağı şeklindeki sorunlar sonucu, Ören gruptan uzaklaştırılır. Zaman içinde dostlar diğer gruplarından ayrılan müzisyenlerin uğrak yeri olur. Murat Ses (Org), Özkan Uğur (Bas) ve Ağrı Dağı efsanesi’nden de Nadir Uygun (Davul) bu üç müzisyen Galip Kayıhan ve Cudi Koyuncu, Edip Akbayram’lı kadroya katılır ve grup yepyeni bir hava kazanır. Murat Ses, “Dostlara” büyük hayallerle gelmiştir. Hey Dergisinde yayınlanan bir demeçle, Edip Akbayram’la yapılacak çalışmaların yanında, Dostlar ile de albüm yapıp isteyenlerinde solo plak çıkarabileceklerini belirtir.

 

Cudi Koyuncu ve Koral Sarıtaş

“Garip” ile “Domdom Kurşunu” adlı parçaların düzenlemelerini yapan Ses kısa süre Dostlarda kalarak yine müzikal anlaşmazlıklar nedeni ile gruptan ayrılır. Daha sonra Özkan Uğur ile Nadir Uygunun da ayrılması ile yerlerine Ayzer Danga (Davul), Ersen ve Dadaşlardan Kılıç Danışman (Org) ve Taner Öngür (Gitar) gelir. Bu arada Ören geri dönerken Kayına da dostlardan ayrılır.

Anadolu Pop’ta en fazla eleman değiştiren gruplardan olan Dostlar’da Kılıç Danışman ile Taner Öngür’de fazla kalmaz. İzmir Fuarı’nda iki ay çalıştıktan sonra gruptan ayrılırlar tabi yine parasal nedenlerden ve Dervişan’a girerler. Boşalan yere de Cem Karaca ile Dervişana katıldıktan kısa bir süre sonra anlaşmazlığa düşen Galip Kayıhan gelir. Ve davulcu Ayzer Danga hariç grup ilk kadrosuna kavuşmuştur.

Bir Türlü Grup Havası Sağlanamadı

“Dostlar” Edip Akbayram’a eşlik dışında, tek başına tutarlı bir çizgi ve bütünlük sergileyemediğinden grup havası hiçbir zaman yakalanamaz. Bu nedenle birlikteliğin gücünden çok parasal mevzular öne çıkar ve müziğe tercih edilir.

1976 yılı başlarında İstanbul’un çeşitli semtlerinde altı konsere çıkılır. Konserlerin ilginç tarafı müzisyenlerin oturduğu semtlerinde ayrı ayrı düzenlenmesi ve her semtte konserin gelirinin o elemana bırakılması idi. Bu karara göre Bakırköy İncirli Sineması konseri geliri Galip Kayıhan’a bırakılmıştır, Beyoğlu Fitaş geliri Vecdi Örene, Pendik geliri Ayzer Danga’ya, Üsküdar sineması geliri Cudi Koyuncuya, Kadıköy geliri Edip Akbayram’a, Fatih Renk Sineması geliri de tesisatçı Yener Öngür’e verilir.

1976 yılı ortasında Vecdi Ören’le Edip Akbayram’ın arasında yine anlaşmazlık çıkar, daha önce de birkaç kez gruptan ayrılmış Vecdi Ören “Dönmemecesine” ayrılır. (Aralık 2007’de yaşamını yitirir)

Yerine Kurtalan Ekspres ve Moğollarda çalışmış bas gitarist Mithat Danışan gelir. Cudi Koyuncu, Galip Kayıhan (30 Nisan 2018’de aramızdan ayrıldı) Ayzer Danga, Mithat Danışan ve Edip Akbayram Aşık Mahzuni Şeriften “Mehmet Emmi”yi plak yaparlar. Grup içinde yine bir huzursuzluk vardır ve sonunda “Edip Akbayram Dostlar” 4 yıllık beraberliğin ardından “Zalim Zalim” / “Kahpe Felek” 45’liğini tamamlayıp Mayıs 1977’de sessiz sedasız dağılırlar.
Edip Akbayram’a tekrar grup gerekmektedir. Ve Ayzer Danga ile grubu yeniden ayağa kaldırmaya karar verirler akabinde harekete geçerler.

Basına ayrılıkların Müzikal anlaşmazlıklar ve aradaki sevgi bağının gün geçtikçe azalması gösterilir. Edip Akbayram üç yeni eleman Mete Akkuş, Cengiz Öztunç ve İlhan İşerli’yi alır. Dostlara dördüncü eleman da Ayzer Danga olacaktır. Bağlamacı olarak gelen Mete Akkuş (D. 1957) daha önce Tülay Özerin grubunda  bas gitar, bağlama, yaylı tanbur, kanun, ud, çalan Cengiz Öztunç ise ( D.1955 ) altı yıldır profesyonel müziğin içindedir ve Ritm 74, Ritm 75, ve İstanbul Transit Orkestrasında Yer almıştır. Gitarist İlhan İşerli (D.1954) o dönem Kadıköy Mühendislik Yüksek Okulu’nda öğrencidir ve daha önce Erol Büyükburç Efsaneler grubunda çalmıştır.

Bol prova ile yeni grup elemanları birbirlerine kolayca alışırlar. Edip Akbayram yeni  Dostları ile Kerem Güney (16 Kasım 2012 de rahmetli oldu) Aldırma Gönül’ü (Şiir: Sabahattin Ali) plak yapar ve yine listelerin en süt sıralarına yükselirler.

Dostlardan ayrılıp “Erenler” adında yeni gurup kuran Cudi Koyuncu ve Mithat Danışan (4 Mart 2016 da kaybettik) ise o dönemde Ayrılma Kararlarını şöyle özetlerler:
Grupta fikir anlaşmazlıkları vardı yaptığımız müzik değil esnaflıktı. Klavyeli enstrüman önerisinde bulunduk masraf olur diye kabul edilmedi.. Böylelikle bizde bırakma kararı aldık…

Kısa süre sonra İşerli’de gider, ekip Cengiz Öztunç (Bas), Ahmet Yıldız Alp (Gitar), Mete Akkuş (Bağlama), Kurtalan Ekspresten Nur Moray (Davul)  kadrosu ile sahneye çıkmaya başlar.

1977 yılında “Aldırma Gönül” Hey Dergisi Müzik Oskarlarında En İyi Düzenleme dalında ödül kazanır.

Bu arada eleman değişiklikleri sürmektedir. Ağustos 1979’da grup Ahmet Yıldızalp (Gitar), Saygun Arpalı (Davul), Mete Akkuş (Bağlama), Gündüz Ersoy (Bas) oluşur. Mete Akkuşun yerini Rafet Yıldırım (Bağlama)’ya bırakır.

Yıllar geçtikçe Dostlar’da ki eleman gelgitleri sürmektedir. Şubat 1980 tarihli Dostlar’da şu elemanlar çalmaktadır. Gündüz Ersoy (Bas), Mete Akkuş (Bağlama), Saygun Arpalı (Davul), Ahmet Yıldızalp (Gitar).

80’lerde ise Bas Gitaristler İsmail Soyberk, Levent Yurtseven, Metin Özülkü, Murat Töz, Mehmet Mustafa Bahpar, Tuşlu çalgılar Fırat Baydar, Mehmet Oylumlu, Erkan Alpay , Mertol Şalt, Davulda Saygun Arpalı, Engin Gürkey,  Gitaristler Adnan Ergil, Onur Kocaoğlu, Mustafa Sarışın, Bağlamacılar Mustafa Budan görev yapmışlardır.

Aldırma Gönül Aldırma

Tam işler rayına oturmuştur ki Anadolu Pop Rock iyice kamplara ayrıldığı dönemde TRT’de denetim yüzünden ekrana çıkamaz. Radyolarda parçaları yasaklıdır ama halkın desteği engellenemez.

Sabahattin Ali’nin dizelerine Kerem Güneyin yaptığı beste “Aldırma Gönül” ile anonim parça “Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz” 500 binin üzerinde satar. Bu iki parça sol kesim tarafından adeta marş gibi kabul görür. Altın plak alır.

Şarkıcılığının yanında “Kükredi Çimenler”, “Kıymayın Efendiler”, “Gidenlerin Türküsü”, “Adiloş Bebe”yi bestelemiştir. Edip Akbayram’ın ürettikleri hep geniş kitlerler tarafında takip edilir ve severek dinlenir. Kasetleri plakları merakla beklenir. Aşık Mahzuni Şerif türkülerini en çok okuyan kişidir. Anadolu Popun zirvesindeki Barış Manço, Cem Karaca kadar Edip Akbayram’ın da yaptıkları bir o kadar basında yer bulmuştur. Hep Cumhuriyetçi bir çizgide yer almıştır. 15 Ocak 1979’da Ayten hanımla evlenmiştir. Ozan adında bir oğlu, Türkü adında bir kızı vardır. Ayıca da torun sahibidir.

 

Cem Arık

Facebook Yorumları