Furtherial’den Başer Çelebi ile son teklileri Lethean’a ve de müziğe dair çok samimi bir röportaj gerçekleştirdik.

Merhaba, çok teşekkürler röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için. Öncelikle bize kendinizden bahsedebilir misiniz? Furtherial ne zaman, nerede kuruldu?

Başer: 2008 yılında Extinction ismiyle tek kişilik bir proje olarak başladı her şey. 3 şarkılık bir demo kaydettim o sene. Sonrasında ise bu oluşum, bir sene içinde faal bir gruba dönüştü.

Son olarak Lethean isimli gerçekten de süper bir şarkı yayınladınız. Kayıt süreci nasıl geçti ve şarkının çıkış noktası nedir? Neden etkilendiniz?

Başer: Lethean aslında Furtherial’ın 3.albümünden bir parça. Hatta tüm şarkıları şu anda yazılı olan albümümüzün 3.şarkısı.  Bu yüzden onu ayrı bir şarkı olarak değerlendiremeyeceğim. Bir bütünün küçük bir parçası Lethean çünkü.

Peki, şarkı sözlerinizi yazarken, bestelerinizi yaparken genel olarak nelerden etkileniyor, nelerden besleniyorsunuz?

Başer: Önce müziği besteliyoruz. Evde demo kaydediyoruz. Şarkı sözleri ise  ortaya çıkan bestelerin bize hissettirdikleri üzerinden şekilleniyor. Zamanla aklımda bir tema belirmeye başlıyor ve o temalar üzerinden bir konsept oluşturuluyor. Temel besin kaynaklarımız, en özet haliyle iç dünyamızın, yaşadığımız hayatı yorumlama biçimi ile hayal gücümüz.

Hayranlarınızdan şu ana kadar Lethean ile ilgili aldığınız yorumlar ne yönde? Beklediğiniz gibi mi?

Başer: Gelen tepkilerden genel olarak memnunuz; dediğim gibi Lethean aslında bir bütünün küçük bir parçası olduğu için, albüm içinde dinlendiği zaman etkisi artacak ve daha iyi anlaşılacak nitelikte bir şarkı bence. Dinleyen, yorumlayan herkese teşekkür ederiz.

Peki, yeni bir tekli ya da yeni bir albüm var mı ufukta bizlerle paylaşabileceğiniz?

Başer: Albüm çıkmadan önce albümden iki adet şarkı daha paylaşacağız. Sonra da albümü sizlere sunacağız, planımız bu yönde. Fakat kesin bir süre veremiyorum maalesef. Elimizden geldiğince özenle çalışıyoruz ve sırf yayınlamış olmak için yayınlamak istemiyoruz.

Asafated ile turne yaptınız. Sizin için Asafated’in yeri ve önemi nedir ve de turne nasıl geçti sizin için?

Başer: Asafated, benim en büyük yol göstericilerimden biriydi ve hala da çok kıymetlidir benim için. Hırçın ve öfkeli bir death metal yapıyor gibi görünseler de aslında o müziğin ardında çok derin bir hüzün vardır. Bu yönlerini, kendi müzikal yaklaşımımıza da yakın buluyorum. Keşke daha fazla albümleri ve EP’leri olsaydı. Tur boyunca Lonely isimli şarkılarına vokalde; İzmir ve Bursa konserlerinde de Tout Va Bien isimli şarkılarına gitarda eşlik ettim. Sonrasında da Razor repertuarına ekledik bu iki şarkıyı. Tur ile ilgili yorumlarıma gelirsek; Asafated ve Vortex Of Clutter ile birlikte verdiğimiz 5 konser ve bir adet stüdyo konseri oldu. Çaldığımız her yerde seyirciyle hep yakın temastaydık; her biri samimiyet dolu 6 konser geçirdik. Bir yandan Drck Txm’de Razor sahneleri de devam ettiğinden dolayı epey yorucuydu o süreç benim için (özellikle de Berkay için) ama bir yandan da çok keyifliydi. Her şeyden önce bu üç grubun elemanlarının tek yürek oluşu çok güzeldi.

Sizi tekrar sahnede, festivallerde ya da konserlerde görmek isteyen dinleyicileriniz için, bizlerle paylaşabileceğiniz belirli olan programınız var mı?

Başer: Temmuz’un ilk haftası bir şeyler var, şimdilik sürprizi kaçmasın diye söylemeyeyim. Instagram sayfamızdan (furtherial_official) gelişmeleri bildireceğiz.

Türkiye’deki metal piyasası hakkında neler düşünüyorsunuz peki? Son yıllarda artan gruplar size ülkemiz metali adına olumlu bir dönüş sağlıyor mu yoksa hala olduğumuz yerde miyiz?

Başer: Aslında pek bir şey düşünmek istemiyorum kendi adıma. Bir kere ülkemizin siyasi ortamından çok fazla etkileniyor her şey. Herkes müzik adına elinden geldiğince bir şeyler yapmaya çalışıyor ama çoğu zaman kendi kendimize çırpınıyoruz. Ekonomik durumumuz gün geçtikçe kötüye gidiyor. İnsanların alım gücü son iki senede inanılmaz düştü. Dolayısıyla müzik ve eğlence insanlar için artık bir lüks haline geldi. Tüm bunlar hayatlarımızı ve tabii ki müzik piyasasını olumsuz yönde etkilerken, yaşadığımız hayattan tatmin olabilmek için yine tek yapabildiğimiz şey olan müziği yapmaya devam etmeye çalışıyoruz. Bu durumları çok fazla düşünerek karamsarlığa kapılırsak eğer, sonucunda müzik yapamayacağız. O yüzden de dediğim gibi düşünmemeye gayret ediyorum.

Peki, siz bu metal piyasası içerisinde neredesiniz, nasıl konumlandırırsınız kendinizi?

Başer: Ne her yerde, ne de hiçbir yerde.

Son zamanlarda Türkiye’den ya da dünyadan dinleyip de etkilendiğiniz, şu grup ya da müzisyen ileride büyük işler başaracak dediğiniz isimler var mı? Özellikle de Melodic Death ve Thrash metal alanında…

Başer: Melodic Death ya da Thrash olarak değil de genel olarak beğendiğim bir çok grup var. Zaten ülkemiz metal müzik icrası ve üretimi konusunda iyi durumda. Ama dünyaya açılamıyoruz maalesef; açılamamızın sebepleri ise yine ülkenin ekonomik durumu ve dünya üzerindeki konumu… Biraz daha detay vermem gerekirse; Türkiye’deki bir grubun, diğer dünya ülkelerine kendini tanıtabilmesi için, o ülkelerdeki bir festivalde sahne alabilmesi ya da orada iyi bir yerde konser verebilmesi gerekir. Ama gruplarımızın yurtdışında konser verebilmesi için, grubun çok fazla masraf yapması gerek. Ayrıca iyi kötü tanınmış bir isim olmanız lazım. Hiç kimse sizi tanımadan masraflarınızı karşılamaz. Onu geçtim iletişime geçmek için attığınız (ya da varsa menajerinizin attığı) e-postayı kaale bile almaz. Para ödeyerek çıkılan turlar ya da festivaller de var ama ödemeniz mümkün değil çünkü Türk Lirası; Dolar ya da Euro ile kıyaslanamaz durumda. Bir şekilde cebinizden denkleştirip, ödeyip gittiniz diyelim, bir sorun daha var: Yurtdışına vizesiz çıkamıyoruz… Bunların yanı sıra ülke içinde de gruplarımıza destek olabilecek yerel plak şirketlerimiz yok. Bir iki isim olsa da onların da eli kolu bağlı; maddi kazançları yurtdışına grup göndermeye yetecek düzeyde değil. Gruplarımızın yurt içindeki konserleri bile mekanları zar zor doldurabiliyor ve iyi reklam ve tanıtım yapamayan gruplar, internetin dehlizlerinde kayboluyorlar. Dolayısıyla iyi yerlere gelmeniz, büyük işler başarmanız için önemli olan, müziğinizin ve icranızın iyi olması dışındaki diğer birçok faktörden oluşuyor. Burada herkes maalesef kendi başına. Tüm bunlara rağmen grupların, üretmekte ve içlerindekileri müzik aracılığıyla dışa vurmakta ısrarcı olmaları gerektiğini düşünüyorum. Hiçbir gerçek başarı kolay elde edilmez. Mutlaka zor süreçlerden geçilecek, çoğu zaman vazgeçme noktasına gelinecek ama ne olursa olsun sizi devam etmeye zorlayacak olan şey, yine insanların size olan sevgisi ve sizin müziğe olan saygınız olacak.

Ayrıca Dr.Razor olarak da çalışmalarınızın devam ettiğini biliyoruz. Dr.Razor ile ilgili gelecek planlarından da bahsedebilir misiniz?

Başer: Razor bu sene albüm çıkarmayı planlıyor. Resmi bir albüm çıkaracağımız için ismimizi de “Razor Inc.” olarak güncelledik. Dr Razor ismi ise Dr Skull ile alakalı konserlerde kullandığımız bir takma isimdi. Razor Inc’nin albümü ise tarz olarak grunge etkileşimli bir rock albümü olacak. Onun dışında haftalık bar programlarımız Çarşamba ve Cumartesi Drck Txm’de, ayda bir kez olmak üzere de Ağaç Ev Kadıköy’de devam ediyor.

Daha önceki çalışmalarınızda konsept hikayeler üzerinden gidiyordunuz, bundan sonra da o şekilde mi olacak?

Başer: Evet, üçüncü albümümüz de konsept bir albüm.

Son olarak Çerezzine okurları için neler söylemek istersiniz?

Başer: Röportaj için teşekkür ederiz. Buraya kadar okuyan herkese de sabırları için ayrıca teşekkürler. Yer yer karamsar cümleler kurmuş olsam da müzik adına elimden geldiğince mücadelemi sürdüreceğim.

Çerezzine ailesi olarak bir kez daha teşekkürler…

Facebook Yorumları