Şiir denilince Türkiye’de ilk akla gelen isimlerden olan, dünya ölmeme günü kurucularından Turgut Uyar’ın aramızdan ayrılışının 34. senesi.

Turgut Uyar kimdir?

Turgut Uyar, 4 Ağustos 1927’de Ankara’da, Fatma ve Hayri çiftinin çocuğu olarak dünyaya geldi. Altı kardeşten beşincisi olan çocuklarına Ahmet Turgut ismini verdiler.

Babası 1931 yılında emekli olunca Ankara’dan İstanbul’a taşındılar. Edirnekapı’daki Hırka-i Şerif İlkokulu’nda okula başladı. Ancak ilköğretimi 5 okul değiştirerek bitirebildi. Daha sonra Konya’daki askeri okulda eğitim hayatına devam etti. Sonrasında Bursa Işıklar Askeri Lisesi’ni bitirdi. Ahmet Turgut Uyar, Askeri Memurlar Okulu’ndan mezun olarak eğitim hayatını bitirdi.

Çocukluğundan itibaren sanatla ilgilenen Turgut Uyar en çok şiire ilgi duyuyordu. Uyar şiir yazma hissinin ilk nasıl oluştuğunu şöyle anlatıyor:

“Daha ilkokulda vezin ve kafiyeden haberim olmadığı çağlarda manzumeler yazardım. Sonra ortaokul ve lise devresinde boyuna yazdım. Günde üç beş şiir, haftada on beş, günde bir roman yazıyordum. Ama ne şiirler ve romanlar. Liseyi bitireceğim yıl, Hayyam, Nedim, Yahya Kemal, Tevfik Fikret, Hamit ve Haşim kıskıvrak tutmuşlardı. Taklit ettiğimi bile bile onlara özenerek, bildiğim ve becerdiğim kadar terkipli filan gazeller mazeller yazardım. Hatta Makbere Mezar adıyla bir nazire bile yazmıştım.”

Büyük aşk, Tomris Uyar

“Cemal Süreya” biyografisi yazarken de atmışım aynı başlığı. Şimdi Turgut Uyar’ı yazarken dönüp bir bakayım dediğimde fark ettim. Bir kadın ve bir şekilde karşılık bulmuş iki adam.

Şöyle tanımlamışım Tomris’i: “Tomris Uyar’ı edebiyat dünyası gencecik yaşta tanıdı; deneme ve öykü yazarıydı. Gazeteci ve Şair Ülkü Tamer’in biricik karısıydı”

Sonra Cemal Süreya ile aşkları derken yazmışım işte… Cemal Süreya ile üç yıl geçirdiler. Cemal’e göre aşkları verimliydi, ama Tomris’in de hayranı çoktu.

Tomris ve Turgut ilk 1962’de, Ankara’da Sanatseverler Derneği’nde karşılaştı. Bir şekilde ikisi de kendi hayatlarını yaşadı elbet. Ama Turgut Uyar, 1966’da eşi Yezdan’dan boşandıktan sonra yanına çocuklarını da alıp İstanbul’a yerleşti.

Bu süreçte Tomris ve Cemal de ayrılmak üzereydi. Burada bir kez daha karşılaştılar ve ilk kez bir oturup konuşma fırsatı buldular. İşte bu yüzden Tomris, bu anı ilk tanışmaları olarak kabul ediyordu. Bir süre sonra da mektuplaşmaya başladılar. Başta sadece şiir üzerineydi bu mektuplar. Zamanla yerini daha özel konular almaya başladı. Tomris, Turgut’u yaşadığı sorunlar yüzünden uzaklaştığı şiire karşı tekrar ısıtmaya çalışıyordu ve bir süre sonra Tomris, Turgut’un esin perisi oldu.

Büyük aşktı. Belli ki Tomris, aşk kadınıydı ve aynı zamanda şiire de aşıktı. Tomris ve Turgut, 1969’da evlendi ve bu evlilikten “Hayri Turgut” adını verdikleri bir oğulları oldu. Turgut, babasına duyduğu özlemi ve sevgiyi oğluna ismini vererek yaşatmayı seçmişti.

Turgut, ömrünün son demlerini yaşadığını hissediyordu, inzivaya çekildi. Alkol alışkanlığının hediyesi, “siroz”du. Hastaneye gitse bu teşhisle birçok şeyin elinden alınacağını bildiğinden erteleyebildiği kadar erteledi, ama sonunda Tomris’in ısrarlarına dayanamadı ve siroz teşhisini doktorlardan duydu.

Çocukluğundan beri hastaneleri sevmezdi, ama artık hastaneye yatmaktan başka çaresi yoktu. Çünkü dalağı iflas etmişti ve karaciğer de tek başına savaşamazdı. Artık sadece serumla beslenebiliyordu. Şuuru da bir gidip bir geliyordu. Yapacak bir şey kalmadığında doktorlar eve çıkmasına izin verdi. Tomris her anında yanındaydı.

Turgut, ölümü sanki her gün yaşadığı bir şeyi yaşıyormuş gibi bekledi. Bu olacakları önceden biliyor gibiydi. Çünkü bir severken bir de içerken dozunu hiç ayarlamamıştı. Bir gün bu ikisinden birinin başına bir iş açacağını biliyordu. 22 Ağustos 1985’te evinde öldü Turgut Uyar. Oğlu ardından şöyle diyordu: “Sevmek ve içmek, ikisini de sonuna kadar kullandı. Ama sevdiği için değil, içtiği için öldü”.

Turgut Uyar’ın eserleri

Şiir
Arz-ı Hal (1949)
Türkiyem (1952-1963)
Dünyanın En Güzel Arabistanı (1959)
Tütünler Islak (1962)
Her Pazartesi (1968)
Divan (1970)
Toplandılar (1974)
Toplu Şiirler (1981, ilk dört kitaptaki şiirleri)
Kayayı Delen İncir (1982)
Dün Yok mu (1984)
Büyük Saat (Son yazdıklarıyla birlikte bütün şiirleri 1984)

İnceleme
Bir Şiirden (1984)

Ödülleri 
1963 Yeditepe Şiir Armağanı Tütünler Islak ile
1975 Türk Dil Kurumu Çeviri Ödülü Lucretius’tan Evrenin Yapısı çevirisi ile (Tomris Uyar’la birlikte)
1981 Behçet Necatigil Şiir Ödülü Kayayı Delen İncir ile
1984 Sedat Simavi Vakfı Edebiyat Ödülü Büyük Saat ile

Facebook Yorumları