Haplanmış Gözler

I

Biçimsiz vücutlu, böcek suratlı bir herif çakmak gazı çekiyor
Bir diğeriyse kabarmış ve kum rengine dönmüş ölü vajina dudaklarından tadıyor
Apışarası esrarından başka bir şeyim yok, böyle bir gece
Zamanı İlayda’yı düşünerek deviriyorum
Boynundan gıdıklanan ve taytı idrar kokan bir kadının dediğine göre
O bir başka erkekle flörtleşiyor, böyle biri olduğuna inanıyor
Oysa ben biliyorum beni düşündüğünü, açıkça söylüyor da zaten
Kabuslardan uyanınca benim için burada olacağını
Beni hep kandırıyor

William Burroughs’un buruşmuş kıçı toprağa defnedildiğinde ben doğdum
Az önceki orospu çocuğu çakmak gazını ölü vajinanın içine doğru itiyor
Kadının kafası altmış santimlik bir çalışma masasının üstünde sekiyor
Üç erkeğin toplamı bile bu kadar etmiyor
Üzeri çoktan kabuk bağlamış iğne izleri yeniden kanamaya başlıyor
Kimse neden olduğunu bilmiyor, ben yine boy aynasındaki döl izlerini düşünüyorum
Tiksinerek soruyorum yanımdakine, kim götünden sikilmek ister ki diye

Cadde üzerindeki sokak lambaları ıslak asfalttan sekip lağım farelerini kör ediyor
İçlerinden biri çelimsiz bir kedinin ağzında sallanıyor
Bütün bunlar giriş kat penceresinden arka bahçeye kusmama neden oluyor
Hiçbiri Ginsberg’in anlattıklarından daha uçuk gelmiyor, nedense
Neden İlayda’dan uzak durmam gerektiğini anlamaya çalışıyorum
Birlikte olamayacak tipler olduğumuzu bilsem de treni kaçırmamıza üzülüyorum
Yine de hiçbiri Ginsberg’in anlattıklarından daha uçuk gelmiyor, nedense
Tiksinerek soruyorum yanımdakine, yardım gerekiyor mu diye

Ölü vajina çılgın seks maceraları sıkıyor
Söylediğine göre aynı anda beş kişiyle yaptığı da olmuş
Çakmak gazı bitiyor, eleman ev arkadaşının çekmecesinden yeni bir tane çalıyor
Bir gazete parçasıyla silmek istiyorum boy aynasını
Ucuz tütün çarşafı yandığında ekşi bir koku yayılıyor odanın içine
Lanegan’dan ya da Cave’den dinliyoruz, oldukça sıkılmışız
Çaresizlik içinde birbirinin sikini okşayan elemanları saymazsak
Felçli bir köpekten daha çok muhtacız ölüme

II

Sigarayı küllükteki yamulmuş zımba demirlerinin üzerine basıyorum
Bir güvercinin boynunu kırmaya benziyor izmaritin bükülmesi
Fanzin için kağıt ısmarlamak ya da sevdiğim kadını görmeye gitmek yerine
Cebimdeki son kuruşu yatıştırıcılara veriyorum
Mide bulandırıcı olmak bir seçim, yalnız kalmak gibi
Üstelik olduğumdan daha aşağılık görünebilir miyim emin değilim
Ancak bana kalırsa bir kadını önce duygusal ihtiyaçlar için kullanmalı
-Kadınların yaptığı gibi- Deri kemer ve gıcırtılı yatak sonraki hamle
Zaman, geceyi yanında uyuyarak geçirmesini teklif ettiğin için kızan
Ve bunun karşılığında taşaklarına sağlam bir yumruk geçiren fahişedir
Beklemenin diş gıcırtılı kederini anlamak için ölümle dans etmeye gerek yok
Dakikalar saatleri, saatler günleri, günler haftaları… Ben ise İlayda’yı kovalayıp duruyorum
Aynı orospu onun sikici yalnızlığında gayet iyi olduğunu söylüyor
Benim ise çoktan kaybolduğumu
Umurumda olmadığını söylüyorum, beklentilerimi hayvan sikicilerine teslim ettiğimi
Tiksinerek soruyorum kadına, biraz borç para verir mi diye

Puşt hüznü Bukowski’den tanıdım, o da Victor Valoff’tan
Feminist – Lezbiyen – Devrimci kitabevlerinden biriymiş
Zencilerden bıkıp yatak odasındaki dobermanla sikişen feministlerden söz ediyor
Benim için hava hoştu, elbisesini yırtmadığı sürece
Kılıksız herife doğru dönüp anında etki edecek bir şeyler sordum
Muğla’daki bütün eczacıları tanıyordu piç kurusu
Komplo düşünmekte ve stok yapmakta üzerine yoktu
Küçüklüğünde kedi cesedi tekmeleyip sonrasında hayvan besleyen tiplerdendi
“Bak, hayat böyle yapar” dedi – İlayda’yı düşünüp durmak istemiyordum artık
En azından gece bitene dek – Daha fazla köşe kapmaca yok…

Boy aynasına baktığımda Ginsberg’in kıllı kalbini görüyorum
Arap ucubeleri burada sakladığını biliyorum, milyarlarca derinlikte
Ve trans tanrının tükürüğünü bir zehir gibi kullandığını
Ve Yahudi melankolisinde kuzu yahnisini
Ve haşlanarak ölen sevgiliden geriye kalan tek şeyin sararmış bir korse olduğunu

Küçümsenmiş trajedilerin sırtüstü uzandığı bir saatten
Yoğurt çorbasını andıran eroine kadar birçok yol var
Ancak kadın beklemekle ocak başında beklemenin bir farkı yok
Gün gecenin kusmuğunda boğulur, kadın ise bahanelerinin inandırıcılığında
Önemli değil… Iskalayıp durur bazıları…
Ama özünde hissedilen şey, reaksiyon, panik, hepsi ama hepsi aynıdır

Çakmak gazı bitti, eleman artık tırnaklarının kenarındaki eti kemiriyordu
Ölü vajina hareketsiz yaşantısına geri döndü, çirkin ama bilgeydi
İlayda hakkında konuşup duran çatlak karıysa çoktan sızmıştı
Tanrım, ne iğrenç biriydi öyle
Vıcık vıcık bir tribin içinde genişleyerek soğudu…

III

Kendinden başka her siki umursayan salak bir kadının yatak odasındayım
Çıplak bacakların yanında, yatakta oturmuşum ve votka dolduruyorum
Ayılmak kadar uzun sürmüyor tekrar uyuşmak, benim şiirimin özütü bu
Zaten özünde hiç sikinde olmayan şeyler yüzünden yaşlanıyor köpekler
Eh… Kadın, gündüz saatlerinde kendini asmayı denediğinden bahsediyor
“İp koptu!” diyor, sonra da nedenlerine değinmek zorunda hissederek;
“Düzeltmeye tenezzül etmediğimiz yanlış anlaşılmalar ağzımıza sıçıyor!”
Aklıma İlayda geliyor, aklıma geliyor ama artık o da midemi bulandırıyor
Hiç olmadığım kadar üzgün hissetmeme neden oluyor tüm bunlar
Votka dolduruyorum, masanın üzerindeki bilgisayarda Whitney Houston çalıyor
Kadın pes edercesine kollarını iki yana doğru bırakıyor ve devriliyor
Ağzından düşürmediği bütün İstanbullu çocukların tutuklandığını biliyorum
Ve Turkuaz Kitabevi’nin üstündeki dişçide çalışan devrimci elemana kaydığını
Ve daha iyisini bulana kadar bakınmaya devam ettiğini
Eh… Kadın benden ona sarılmamı istiyor, votka doldurduğumu söylüyorum
O kancık karıya değil, bir başka kancık karıya sarılmak istiyorum

Kutsal değil seks, para ve aşk -hayır Allen, hiç de değil
Boş mezarlara yansıyor bu kadının terli alnı, yarın tekrar deneyeceğini söylüyor
Denesin, diyorum ki; “Ölmek de bir seçenek, daha önce var olmuşsak eğer”
Çünkü biliyorum ki Hitler yaptığından beri kimsenin sikinde değil intihar etmek
Okullar, fabrikalar, caddeler ve gökyüzü bunun için var zaten
Otuzbirci keşişlerin kadife döl keseleri daha samimi umursamadığını söyleyen bir kadından
Beş liralık bir saat pili gibi çocuk yapma hayalleri, bir süre idare etse yeter
Ya da Bakırköy’de rastladığım bir araba hırsızının söylediği üzere deliliğe vurmak;
Varoluş son nefeste göt zoruyla çevirebildiğin telefon çağrısının meşgule düşmesi gibiyse…
Gerçek değil onlar, o eleman gerçek değil kızım – göreceksin, yok olduğumda; gerçek değil

Telefonum çalıyor, bir arkadaşım narkotiklerin düzenlediği film yarışmasından
Ve o yarışma için bir senaryo yazmamı istediklerinden bahsediyor
Kadının gözleri kıç deliği evreninden bir ışık süzmesiymişçesine parıldıyor
Yapraksız ağaçların birbirine sürtüştüğünde çıkardıkları o sesi soruyorum telefonda
Sonra çoğunlukla bir şair olmak istediğimi ve bu yüzden çenemi kapattığımı söylüyorum
Kadının gözleri kıç deliği evreninden bir nova patlamasını andırıyor
İki yıllık kuşkunun ve tedirginliğin ıslanmış bir vajinada belirmesi delirtiyor onu
O kancık karının değil, bir başka kancık karının delirmesini istiyorum
Telefonu kapatıp votkaları tazeliyorum, antik çağ iskeletlerinden beter kokuyor bu bok
Yine de düş içindeki iç çekişlerimi bastırıyor ve tanıdık, ısrarcı aşkımı dizginliyor
Karanlığın içinden bir ruh beni sonsuza dek sikmek için geliyor
Ve beraberinde götürmek için şu yarım aklımı – Katlanamıyorum!

IV

Toparlak yüzü solgun ve pürüzlü bir eleman Deep Purple çalıyor, ev kirasından laflıyoruz
Bir diğeri yere devrilen tütünü avuçlarken halının üzerindeki kadın saçlarını da yakalıyor
Her asıldığında çarşafın arasındaki insan kılı çatırdayarak yanıyor, kimse farkında değil
“Bu cadde piçinin bağımlı olduğunu anlamıştım!” diyor maskot, kireç taşından bir siki okşuyorum
İktidarsız bir başkent gibi duman tükürerek yıkılıyorum, kırmızı sıvı sağda solda, her yerde
Biri Süreya’dan bahsediyor, öteki kodeine ulaşmanın derdinde
Çaktırmadan telefona bakıyorum, belki İlayda yazmıştır – ama yok
Ağzımdan baklayı çıkarıp ergenlik yıllarımda faşist düşüncelerde olduğumu söylüyorum
Neyin değiştiğini soruyor biri, bir diğeri saçma sapan tutuklamalardan söz ediyor
Çaktırmadan telefona bakıyorum, belki İlayda’ya yazarım – ama yok
Toparlak yüzü solgun ve pürüzlü eleman banknotların kenarlarını cüzdana değdirmeden çıkarıyor
Bu titiz ama kararlı görünme biçimiydi, tıpkı patates püresi sipariş etmek gibi
Bunu bir tek beceriksizce inşa edilmiş bir genelev odasında görebilirdiniz, gerçek anlamıyla
Elektrik faturasının boş kısımlarına not edilmiş bir kağıt oyunu sonuçları ilişiyor gözüme
Çaktırmadan telefona bakıyorum, İlayda’ya mesaj atıyorum
Bir an önce siktir olup gitmek istiyorum buradan

Apartman girişine doğru iniyorum, yoğun boya kokusu başımı döndürüyor
Yapmacık bir öksürükle yarıyorum ikiye demir kapının önünde yiyişenleri
Erkek olan sinirlenip topuğuma tokat sallıyor, diğeri bir hayvan gibi titriyor
Dönüp onlara Allen Ginsberg’i tanıdığımı söylüyorum, bir şey ifade etmiyor, hiçbir şey…
Sonra da ekliyorum atom bombasını götlerine soksunlar diye

Eh…
Katlanamıyorum sana, saçmalıksın büsbütün – belki de suratıma tükürüp gitmelisin
Ne benimle olmak istiyorsun ne de bensiz, Tanrı mümkün değilse mümkündür her şey
Beni sevdiğini söyle ya da yüzüme yayılacak bir ağlama dürtüsü bırak
Razıyım – Katlanamıyorum buna!
Yanına biri oturduğunda katlanamıyorum, biriyle flörtleştiğinde
Neden göt gibi davrandığını anlamaya çalışmak spritüel bir guru yapacak beni
Akıl oyunlarına katlanamıyorum, ne istediğini bilmeyen konuşmalarına
Umursamadığını söylediğinde katlanamıyorum, çekilmez olduğumu söylediğinde
Daha fazla beklemeye katlanamıyorum – belki de suratıma tükürüp gitmelisin
Önsezilerinle oynuyorsun oyunu, sidik dolu hazneye düşen gümüş bir yüzük gibiyim
Seni seviyorum – Seni seviyorum – Seni seviyorum – Seni Seviyorum – Ama yalnızım…

 

Facebook Yorumları