Doğum günlerimde üstüme bir avuç toprak daha atın,

Kafamdaki kadın gençliğimin tabutu olsun.

Solmasın peşimden biten en kırmızı güller,

Koparmayın da.

Dursun, durduğum gibi bir zamanlar ayakta..

Ve yapraklarından yüzü asık çiçeklerin,

Dökülür kum taneleri gibi rakı kokan ellerine sevdiğimin.

Ses etmeyin bu gece,

Gençliğim konuşsun.

Horozların çığlıklarla uyandırdığı komşu teyzemin, rengi solmuş yazmasıyla ve buruşuk yüzüyle baktım geçmişime. Korku artık elle tutulur birşeydi. Ayışığı bir korkuydu artık, kaldırımda bekleyen çocuklar bir korkuydu. Bir zamandan korkmaydı ya da bir ben’den korkmaydı. Ben, beni ne kadar tanıyorsa ondan o kadar uzaklaşmalıydı.

Facebook Yorumları