Evet En sevdiğim ve hastalıklı derecede bağlı olduğum  tür olan Black Metal’in  yeryüzünde esas şeklini  almasını sağlayan Mayhem ‘in ve o dönemin kilise kundaklama, cinayetler ve her türü sansasyonel olaylarını  tüm gerçekliği ile anlatan filmin haberini ilk yanılmıyorsam yıllar önce Headbang’te okumuştum. Mayhem en sevdiğim lanetli grupların başında gelir, onların o kabus gibi çeken leş soundu, ürkütücü ve sarsıcı besteleri ve elbette dünyaya her yönden lanet saran duruşları onları tanıdığım günden beri beni etkiler, kendilerinin albümlerini sayısız defa dinledim, hakkındaki belgeselleri defalarca izledim ve hatta 2011 yılında Unirock’ta canlı canlı izleyip, yaydıkları avraya inanamadım.  Sadece Mayhem mi? elbette o dönemin bir diğer manyağı olan Burzum’da radarımdadır yıllarca, özellikle o yıllarda  Bay Burzum Varg Vikernes ile Mayhem’in laneth gitaristi Oystein Aarseth nam-ı diğer Euronoymus ile yaşadığı ve sonucu  cinayete varan hikayeleri  , sesiyle ölümün ta kendisi olan efsane Mayhem Solisti Dead’in intiharı vs  hep bir film olsada izlesek dediğim konulardı ve elbette Inner Circle ve Helvete ‘de merak ettiklerim arasındaydı ve o dönemin Norveç Black Metal ortamları, nihayet yıllarca beklediğim ve tamamen bu olayları anlatan  ‘’Lord Of Chaos’’ seyirci ile buluştu.  Filmin yönetmeni ise İsveç Black Metal devi Bathory’nin eski üyesi, olan ve gruptan ayrıldıktan sonra kendini yönetmenliğe veren, Metallica, Rammstein gibi dünta devleri ile çalışan Jonas Akerlund, , acaba Varg kim olacak Dead kim olacak derken, filmin oyuncuları da cuk diye oturcak cinsten seçilmiş resmen, filmde Rory Culkin, Euronymous’u canlandırırken bir diğer deli dahi Varg’ı ise Emory Cohen canlandırmış, ayrıca Jack Kilmer, Sky Ferreira ve Valter Skarsgård gibi isimlerde diğer rollerde yer almış.  Amerika’da 8 Şubat’ta gösterime giren film  büyük bir ilgiyle karşılandı . Michael Moynihan ve Didrik Søderlind’in aynı isimli romanından ve elbette o yıllarda yaşananlardan sinemaya uyarlanan film,  dehşet kurgusu, muazzam oyuncuları ve dehşet sountracki ile dikkatleri çekiyor. Şimdi gelelim izlenimlerime,

 

Flimde en çok sesine hayran olduğum arıza vokal Dead’in  sahneleri ilgimi çekti, onun yaşam tarzını bakış açısını çok iyi biliyorduk zaten, sahnede kendini kesmesi, sahneye çıkmadan birkaç evvel kostümlerini toprağa gömmesi, ölü karga vs koklayarak kayıtlara girmesi ve ölüme takıntılı bir manyak olduğunu çok çok iyi biliyorduk. Bütün bu sahnelerin hepsi vardı bu filmde ve elbette onun intihar sahnesi, çok iyi çekilmiş gerçekten, izlerken tüylerim diken diken oldu, burada Dead gibi bir figürü her yönüyle oldukça başarılı bir şekilde canlandıran Jack Kilmer’ı tebrik etmek lazım kendisi rolünün hakkından fazlasıyla gelmiş,  Filmin başrolü olan Rory Culkin Euronymous’u çok iyi canlandırmış kanımca, onun tüm iticiliği ve kendine has hissettiğimiz uslubunu  gayet iyi hissettirmiş, Emory Cohen’e gelince belgesel ve videolarda gördüğümüz  Varg Vikernes’in o hallerini gerek mimikleriyle gerek  muazzam oyunculuk performansıyla gayet iyi canlandırmış. Özellikle Euronoymus’u öldürdüğü sahneler dehşet olmuş.  İlk uzun metrajlı filmini çeken usta yönetmen (aynı zamanda Black Metal’in var oluş sebeplerinden), Jonas Åkerlund dehşet bir iş çıkarmış, özellikle filmde yer alan flasback sahneleri çok ama çok sarsıcı olmuş, Senaryo ise kült bir senaryo olmuş , Kilise kundaklamaları,  Emperor davulcusu Faust’un işlediği korkunç cinayet , o dönemin içindeki şiddet ve bu müziğin çıkış yıllarındaki tüm sancılar çok ama çok etkili olmuş, Evet film boyunca gerilim eksik olmuyor, buda çok normal, çünkü burada gelmiş geçmiş en tartışmalı metal türü olan Black Metal’in Norveç’te başlayan sancılı süreçleri ve elbette yine bu türün en sakat ve en gerçek grubu Mayhem ve Burzum başta olmak üzere, o dönemde yaşanan tüm konular beyaz perdeye yansımış, fonda çalan kaotik eserlerde zaten bunu fazlasıyla destekliyor.( Ki zaten konumuzda aslında tam olarak bu yani True Black Metal) Şu ana kadar filmi izleyenler arasında sosyal medyada gözlemlediğim kadarıyla beğenen de var beğenmeyen de, ( ben beğenenler arasındayım) hatta  o dönem bu akımın içinde olan ve bu olayları yaşayan başta Varg Vikernes (Burzum) ve Darkthrone’dan Fenriz de çeşitli yorumlar yaptılar.

. Fenriz ‘in yaptığı ‘’ “Dilimlenmemiş ekmekten sonraki en kötü fikir’’ yorumu  açık ve nettir.  Ben Lords Of Chaos’u uzun zamandır bekliyordum ve açıkçası beklediğime fazlasıyla değdiğini düşünüyorum.  Evet Norveç Black Metal’i hakkında yıllarca çok konuştuk, tartıştık, hatta bu konuda kimimiz Euronoymus tarafında oldu, kimimiz Varg Vikernes , işte şimdi bütün herşey tüm çıplaklığıyla Jonas Åkerlund’ın muhteşem yönetmenliğiyle beyaz perdede, eğer bu tarzı seviyorsanız ve o yıllara merakınız varsa zaten izleyeceksiniz, ama az buz biliyorum  bir bakayım diyorsanız da bakın bi derim,  ayrıca genel anlamda gerilim konulu filmlerin hastayım diyenlerde buyurun dünyanın en gerilimli grubunun ve gerilimli  metal türünün çıkış hikayesine alalım derim..

Son olarak  Bu filmi izledikten sonra Dead’in muhteşem sözleri,’Attila Csihar’ın  psikopat vokaller, Varg Vikernes’in  ilk ve sonkez çaldığı, Euronoymus’un ise dünyaya son kez bıraktığı gibi birçok laneti içinde barındıran efsane albüm  ‘’ De Mysteriis Dom Sathanas’’ı dinleyin , yada Dead’in ölüme çerme takan , dinlerken sizi gebermekten beter eden eşsiz vokalleri ve Euronoymus’un eşsiz çalış stili ile sarsılacağınız’’ Live in Leipzig’’ tercih sizin..

 

Facebook Yorumları