-Merhaba Tunca, öncelikle bize kendinizden bahseder misiniz?

Ben Tunca Rıdvan Küçük. 1989 İstanbul doğumluyum. Aydın’da büyüdüm. Liseye başlamamla birlikte müziğe de başladım. Öncesinde müzikle ilgilenmesem de müziğe karşı hep bir ilgim olmuştu. Bu ilgiyi kendilerinin haberi olmasa da Red Hot Chili Peppers’a borçluyum 🙂 Sonrasında kendimi bu dünyada ifade edebilmenin yolunun müzik olduğunu anladım ve ilk enstrümanım olarak bir gitar aldım. Müzik ile ilgili bir eğitim alsam da kendimi kısa sürede geliştirdim ve besteler üretmeye başladım. İçimde biriken her şey bir anda gitarın tınısı ile kendini dışarı atmaya başladı. Üniversite zamanlarımda Deathcore yapmış olsam da soft bir yanım hep vardı. Sonrasında grup dağılınca solo kariyerime odaklandım. Chillout ve alternative rock olmak üzere iki tarzda buldum kendimi birden ve her şey başladı… Sakin bir karaktere sahibim. Bu müziğime de yansıyor. Dingin müzikler üretiyorum genel olarak. Ama bazen alışılmışın dışında işler de yapıyorum daha önce çıkardığım teklilerim gibi… Özellikle Heaven, Coming From The Sun ve Leave Us gibi…

-Yaptığınız müzik ve son tekliniz olan Şuursuz’un klibi alışılmışın dışında gözüküyor. Yaptığınız müzik türünü ne olarak tanımlıyorsunuz?

Alışılmışın dışında olması için özellikle bir şey yapmıyorum açıkçası. Sadece içim gelen bu olduğu için ve kendi dünyamı yansıttığım için farklı gelebiliyor göze. Bu sebepten ötürü kendi tarzımı ‘Insidie’ olarak tanımlıyorum. Tabi ki müzik içten gelen bir şey ama ben tarz bağımlısı olmadığım için independent ve inside kelimelerini birleştirerek ortaya böyle bir şey koydum 🙂

-Sahne ismi olarak Tunca’yı kullanmanızın özel bir anlamı var mıdır?

Göbek adı gibi bir şey. Müzikal kimlik olarak Tunca ismini kullanmayı tercih ediyorum.

-Yeni tekliniz olan Şuursuz’a gelen tepkiler genel olarak ne yönde?

Tepkiler beklediğimden de iyi oldu. Açık konuşman gerekirse ‘no name’ bir müzisyen olarak kısa zamanda umduğumdan daha büyük bir kitleye ulaştı Şuursuz. Henüz olumsuz bir yorum almadım ve bu beni korkutuyor 🙂

-Tek başınıza müzik yapmak sizi zorluyor mu?

Yorucu olduğu söylenebilir ama grup arkadaşlarının kaprislerini çekmekten iyidir diye düşünüyorum. Ben yaptığım işlerde biraz katıyımdır. Çoğu insan bu yönümü kaldıramaz.

-Etkilendiğiniz sanatçılar/gruplar hangileridir?

John Frusciante, Jimi Hendrix, The Smiths ve tabi ki RHCP! Ama John Frusciante’yi her şeyden ve herkesten ayrı tutuyorum. Çünkü o müzikal hayatımı yönlendiren insanlardan biri. Tabi onun bundan haberi yok 🙂

-Türkiye’de yapılan rock müzik hakkında neler düşünüyorsunuz? Son dönemlerde bir gerileme mi yaşanıyor yoksa tam aksine gelişiyor mu?

Türkiye’de işler garip ilerliyor. No name takılan müzisyen ya da gruplar piyasaya girdikten sonra sanırım maddi hırslar yüzünden ya da akıl hocaları yüzünden tarzlarını değiştiriyorlar. Daha popüler işler çıkıyor sonrasında ama popüler kültürde de her şey çok çabuk tüketilip çok çabuk unutuluyor. Türkiye’de rock müzik alanında benim için Kargo’nun yükselttiği çıtayı henüz geçen bir müzisyen ya da grup olmadı.

-Yakın zamanda sizden yeni albüm ve konser haberleri alacak mıyız?

Şu an konser ve albüm çalışmaları devam ediyor. Bir süre sonra bir çok haber alacaksınız benden. 🙂

-Sorularımızı yanıtladığınız için çok teşekkür ederiz. Son olarak sevenlerinize neler söylemek istersiniz?

Asıl ben teşekkür ederim. Destekleri için herkese teşekkürlerimi iletir, saygı ve sevgilerimi sunarım.

Beni daha da takip etmek ve haberdar olmak için ve de ayrıca tüm müziklerimi dinlemeleri için web sayfama davet ediyorum 🙂

tuncark.com

Teşekkürler.

Facebook Yorumları