Merhaba Onat, öncelikle okurlarımıza kısaca kendinden bahseder misin?

Selamlar, öncelikle bu ince röportaj teklifiniz için teşekkür ederim. Ben Onat Hafız. 19 yaşındayım, Bursa doğumluyum. Şu an İstanbul’da üniversite hayatıma ve müzik ile görsel alanlarda kendimce bir şeyler üretmeye devam ediyorum. Endüstri ürünleri tasarımı 2.sınıf öğrencisiyim.

Sen genç yaşında oldukça başarılı birisin, hem yaptığın çizimler, hem de müzisyenliğin ile dikkatleri üzerine çeken çok önemli bir değersin. Öncelikle çizime olan merakın nasıl başladı ve bugüne kadar neler yaptın bu anlamda, bizlere biraz bahseder misin?

Güzel sözler için teşekkür ederim, çizime olan merakım sanırım bir hayli küçük yaşta tanıştığım L-Manyak ve Lombak dergileri ile oldu. Onları tekrar tekrar okuyup çizimleri taklit ederdim. (Özellikle K.K.Şerafettin:) Açıkçası çizim konusunda kendimi pek istediğim gibi geliştirebildiğimi düşünmüyorum. Müziğin ağır basması sonucu o yönümü biraz körelttim diyebilirim ancak bu ara vitesi arttırmaya çalışıyorum. Bugüne kadar yaptığım – kayda değer diyebileceğimiz – işler arasında çeşitli underground etkinliklere, oluşumlara, gruplara afiş/albüm kapağı vs. tasarımları yaptım . (Takas Pazarı, Hokedun, Sapık İnek, Metalium, Asafated, vs.)

Birçok önemli grubun kapak tasarımlarında da imzan var, bundan sonrada böyle çalışmaların olacak mı ve şu sıra bir sürprizin var mı bizlere?

Bundan sonra bir teklif gelirse, anlaşırsak değerlendirmeyi çok isterim tabii ki. Ben kendimi çizer olarak lanse etmiyorum aslında, yaptıklarım konusunda bir iddiam da yok. Abiler / ablalar sağolsunlar işlerimi beğeniyorlar ve ben de onların teklifleri doğrultusunda güzel projelerde yer almış oluyorum. Bu aralar kendi grubum AYNASIZLAR için uzun süredir uğraştığım E.P. kapağını bitirdim, Eylül gibi yayınlanacak. (Kendi işlerime gelince pek ahesteyim, başka işlerde daha hızlı yol kat ediyorum:))

Çizim yaparken en çok neye dikkat edersin ve en çok hangi tarz çizim ve tasarımlar seni etkiler ve bu alanda idol aldığın isimler kimler?

Benim tek çizgi diye tabir edilen, daha çok karikatüre yakın bir tarzım var. Hal öyle olunca çizgilerdeki sadeliği kapatmak için mi desem, içerikte bol detay olmasına önem veriyorum. Yerine göre sadelik de kesinlike iyi ancak ürünü / çizimi sunduğum kişinin baktığında bir daha bakmasına, incelemesine yol açacak detaylar tercih ediyorum. Kendim de bakarken içinde kaybolunan detaylı tasarımları seviyorum. İdol demeyelim de, severek takip ettiğim kişiler arasında Bülent Üstün, Bahadır Baruter, Umut Sarıkaya, Zezeah & Moklich, McBess,…..

Ben seni uzun zamandır takip eden biriyim ve aynı  zamanda ortak çalışmalarda birlikte çalıştığımızda oldu, örneğin çok sıkı bir Pentagram hayranı olduğunu biliyorum ve grupla ilgili arşivin gayet güzel, grupla nasıl tanıştın ve ne zaman fanları oldun, bizlere biraz anlatır mısın?

Grubun müziğiyle ilk tanışmam 4 yaşıma dayanıyor. 2003 yılında babamın aldığı Bir albümü yüksek sesinden korkarak dinlediğimi hayal meyal hatırlıyorum. Müziklerini keşfettikçe ortaokul zamanında iyice fanları oldum ve koleksiyonculuğa başlamamla beraber grubun materyallerini toplamaya başladım. Yıllar süren koşuşturmanın ardından şu an dünyada yayınlanmış tüm Pentagram albümlerine sahibim.  Grubun kendisiyle ilk tanışmam ise 2014 yılında uzun ara sonraki Bursa konserlerinde oldu. Varolsunlar, müthiş insanlar/müzisyenler.

Arşivcilik yanın da var, bizlere biraz bu yönünden de bahseder misin?

Arşivcilik değil de, koleksiyonculuk diyelim. Arşiv deyince kulağa istifçilik / toplayıcılık gibi geliyor :))  Benim için değeri, izi olan şeyleri topluyorum. İyi bir dinleyici de olduğum düşüncesindeyim, müziğin her türünü dinlemeye çalışıyorum, yelpazem bir hayli geniş. Ön yargı ile yaklaşmadan her müziği dinliyorum, bence hepsinden kapacak bir şeyler var. Müzik icra ederken de faydasını görüyorum. (yelpaze geniş derken, rafımda Cenotaph ile Hande Yener Cdlerini görebilirsiniz.)  Koleksiyonumda farklı janrlarda plak, kaset, cd, dvd, bluray, vhs, vcd, betamax, çizgiroman, mecmua, kitap, afiş mevcut. Yaşımın gereği dönemlerini yakalayamadığım çoğu şeyi bol araştırıp kovalıyorum.) Müziğin yanında sinemaya da ilgim var, özellikle korku filmleri.

 

Ve müzik, AYNASIZLAR ismli Bir Rock’N Roll grubun var ve grubun davulcususun, öncelikle davulcu olmaya nasıl karar verdin ve örnek aldığın müzisyenler kimler? Biraz bu yönünden bahsedelim.

Vurmalı çalgılara küçüklükten bir merakım vardı ancak doğru zamanda doğru yerde olamadım herhalde, lise zamanına kadar davulun başına pek oturamadım. Birkaç başarısız gitar kursu denemesinden sonra davul çalmaya iyice heveslendim sanırım. Bir çift baget aldım ve yastıklarda -biraz da internetin yardımı ile- kendi kendime öğrenmeye başladım. Liseye geçtiğimde şu an AYNASIZLAR’ın gitar/vokali olan dostum Batın ile tenefüs aralarında sürekli çalmaya başladık. Müzik yapmaya pek açtık, her fırsatta odaya girip bir şeyler çalıyorduk. 2014’te katıldığımız liselerarası bir yarışmadan kazandığım ödül ile bir elektro davul aldım. Ödül ve ardına davulumun olmasının verdiği motivasyon beni daha da çok çalmaya itti.
Örnek aldığım davulcular arasında Burak Abim (Gürpınar) benim için ayrı bir yerdedir. Gerek kişiliği gerek tarzı ile kesinlikle örnek bir müzisyen. Bursa’dan İstanbul’a yeni adım attığım zamanlar hem müzikal olarak hem insani olarak çok yardımı dokundu bana. Onun harici yerli davulculardan Alpay Abi (Şalt) ve Cenk Abi (Ünnü) benim için özel insanlar, onların da üzerimde emeği vardır. Yabancılardan ise Vinny Appice, Tommy Aldridge, Ilan Rubin, Dave Grohl, vs…

AYNASIZLAR’ın hikayesi nedir ve bugüne kadar yaptığınız çalışmalar , projeler neler ve bundan sonraki hedefleriniz neler?

AYNASIZLAR liseden beri 6 yıllık arkadaşım Batın ile müzikal birlikteliğimizin şu anki ayağı. Grubun diğer elemanları yaşça benden büyük. Gitar/vokal Batın ile Bursa’da 4 yıldır beraber çalıyorduk. Ben üniversite için İstanbul’u kazanıp buraya gelince, AYNASIZLAR’ın davulunu da ben devraldım. Grup, benden önce kurulmuştu, ama çok aktif değildi. Genellikle her ay konserlerimiz oluyor. Bugüne kadar İstanbul ve Bursa’da birçok mekanda, barda, festivalde, üniversite etkinliklerinde sahne aldık. Ben grupta davulculuk dışında görsel işleri ve yer yer organizasyon kısmını da üstleniyorum. Şu ana kadar “Kahpenin Piçi” adında bir klip / tekli yayınladık. Eylül ortasında ise ilk E.P. miz ”Cümle Alem İsyanda” geliyor, eli kulağında. AYNASIZLAR olarak öncelikli hedefimiz bol bol üretmek, konserler ile kitlemizi arttırmak ve piyasada porsiyonu azalan “gitar müziği”nden şaşmadan, bu enerjimizi koruyarak kendi eserlerimizi yayınlamak. İnsanlar bence artık eğlenceli müzikler dinlemek istiyor. Zaten etrafta her şey yeterince karamsar.

Takas Pazarı  gibi Underground camiada çok saygı duyulan bir ekipte yer aldın, peki genel olarak fanzin ve dergileri takip ediyor musun ve nasıl buluyorsun?

Takas Pazarı bünyesinde yer almak benim için çok keyifli bir deneyimdi, bir çok tecrübe edindim. Basılı yayın kültürünün gerek ekonomik gerek internetin etkisiyle gelen hızlı tüketim çılgınlığında ivme kaybettiği bu dönemde elimden geldiğince bana hitap eden dergi ve fanzinleri desteklemeye çalışıyorum. Alacakaranlık, Arka Pencere, Kanlı Teneke, Headbang takip ettiğim süreli yayınlardan şu an aklıma gelenler.

Genç yaşında resmen sanata adanmış ve sanat için yaşayan birini görüyorum ben, peki ülkede bu şartlarda sanatın içinde bulunmak nasıl bir duygu?

Ben elimden geldiğince üretiyorum ve beğendiğim üretimleri destekliyorum. Elbette ki çeşitli zorluklar var fakat sanatın içinde olan insanlar için zorluklardan kurtulmak (en azından uzaklaşmak) için en iyi ilaç yine sanat diye düşünüyorum. Bir yerlere saplanarak başka bir şeyleri engellemek / bekletmek pek tarzım değil, hayat devam ediyor.

Bundan sonraki planların arasında, en büyük hayalin neler?

En büyük hayalim şu demek biraz iddialı olur, kısa vadede yapmak istediklerim:
Soğutmamak için bol bol çizmem, davul çalmam ve daha fazla kitap okumam gerek!
(Tabii bir yandan alttan ders bırakmamam:)) bir de fırsat olursa yurtdışında bir festivale katılmak istiyorum.

Çerezzine olarak sorularımızı yanıtladığın için sana minnettarız gerçekten, son olarak bu satırları okuyan dostlarımıza neler söylemek istersin?

Asıl ben teşekkür ederim.  Ben sanatı hayatımdan eksik etmemeye çalışıyorum, üretmeye devam!  AYNASIZLAR’ı sosyal medya hesaplarından ve spotify / youtube gibi müzik platformlarından takip edebilirisiniz. Çerezzine gibi platformlar çoğalmalı, tam destek:)

Facebook Yorumları