Merhaba Dostlar,

Öncelikle bu yazımı bir müzisyen olarak kaleme alıyorum. Mart ayından beri tüm dünya gibi ülkemizde Covid 19 isimli lanet olası virüsle savaşıyor. Bu virüs hayatımızın her alanını elbette çok etkiledi, örneğin ben 3 ay kadar evde kaldım ve hem müzisyen olarak hem de yazar olarak tüm işlerim yarıda kaldı ve bunun yanında başta kendim olmak üzere çok yakınlarımın sağlık tedavileri de yarıda kaldı, bunun yanında evimde netim olmadığı için büyük oranda aktif olduğum birçok ortamdan uzakta kaldım ve sessizce takip etmeye çalıştım. Bu dönemde birçok şeyi de görmüş oldum ve daha da net öğrenmiş oldum. Bu konulara birazdan değineceğim hem de her yönüyle, zorlu, sıkıntılı ve her anı korku ve panik içinde geçen bu dönemde üzüldüğümüz kayıplarımız oldu. Henüz Covid 19 ülkemize uğramadan evvel Taci Uslu’yu yitirdik. Pandemi sürecinde iken ise sevgili Çağlan Tekil ve Melek İrdem’i kaybetmenin acısını yaşadık ve elbette gerek covid gerekse başka sebeplerden dünyada birçok sevdiğimiz müzisyeni yitirdik ve birçok müzisyenin de bu hastalıkla uğraştığını öğrendik ve elbette çok üzüldük. Onun dışında birçok insan ve sağlık çalışanımız bu hastalık nedeniyle vefat etti kahrolduk, zor günlerdi ve kimin ortaya çıkardığı bilinmeyen bu görünmez düşman hepimizin hayatını her yönden mahvetti. Aylarca evlere kapandık ve tam rakamlar düşmeye başladı derken, Kontrollü Sosyal Hayat dönemine geçildi ve bu dönemde yapılması gereken üç önemli kural çoğu kez çiğnendi ve virüs yeniden yükselişe geçti, bizler de her geçen gün umudumuzu yitirmeye başladık ama imdadımıza bir nebze bir şeyler yetişti, şimdi biraz iyi tarafından bahsedeyim; False In Truth, Seyyal Taner&Kurtalan Ekspres, Hayko Cepkin, Knight Errant ve daha birçok isim yeni albümlerini yayınladılar, hepsini çok sevdik. Bunun yanında Delikasap 19.yılına ithafen büyük bir özenle hazırladığı yeni sayısı 666+1 sayısını yayınladı ve tüm Müzikofilere adadı. Sadece bu kadar mı aklımda kalan Bataklık Fanzin ve Kanlı Teneke gibi önemli dergiler de yeni sayılarını bizlerle buluşturdu. Bunlar bu dönemin iyi tarafı ama bir de şimdi esas konuya geleceğim; konumuz Pandemi döneminde Müzisyenler, Covid 19 mart ayında memleketimize girdiği an itibari ile eğitimden, sanata, tüm sektörleri sarstı. Yasak ve kısıtlamaların olduğu dönemde birçok iş yeri kapalı kalmak zorunda kaldı ve birçok insan mesleğini yapamaz hale geldi, elbette bunlar mecburi şartlardan oldu, çünkü bu virüs hiç kimseye acımıyordu. O yüzden her iş sektörü çok zor dönemler yaşadı ve çoğu hala yaşamaya devam ediyor, bizim alanımız ise elbette tiyatro ve konserler yani oyuncu ve müzisyenler, pandemi süreci hala etkili bir şekilde devam ederken, yeni normal diye tanımladığımız bu dönemde birçok meslek grubu işini az çok yaparken, tiyatro ve müzikle uğraşan meslektaşlarım maalesef işsiz kaldı, müzik sahalarında heavy metal yapan bir müzisyen olarak özellikle son 2 yıldır ne kadar sahne almak istesem de buna engel olan bazı benciller kendileri para kazanmak uğruna buna zaten engel oluyordu ve binbir bahaneye sığınıp 4-5 farklı grupla haftanın en az 4 günü sahne alıp, benim de dahil olduğum 4 kişinin sahneye çıkma isteğini zaten kaile almayıp, bizi zaten ruhen çökertiyordu. İsim vermeyeceğim ama konuyu ve grubumu zaten biliyorsunuz, neyse dolayısıyla ben zaten bir müzisyen olarak pandemi öncesinde de sahne alamıyordum, ama covid 19 denen bela memlekete geldiğinden bu yana gerek rock, gerek metal, gerekse halk müziği icra eden yada klavyecilik piyasa müziği yapıp hayatını bu işten kazanan birçok meslektaşım perişan oldu ve bugün hala, alanı ne olursa olsun işini yapamıyor müzisyenler, çünkü müzik yapılacak alanlar hala riskli ve yasaklı görünüyor, bu nedenle evine ekmek götüremeyen babalar olduğunu görüyorum ve kahroluyorum. Bu memlekette hala “MÜZİSYENLİK” meslekten sayılmıyor. Burada ne tarz müzik yaptığınız önemli değil, her bir meslektaşımız karın tokluğuna çalışıyor ve bugün saatlerce çalışıp o günlerde aldığı az da olsa parasını dahil bulamıyor. Müzik yapmanın, üretmenin başlı başına zor olduğu bir mesleği icra ederken, maddi olarak geçen ama maddi tarafı olmayan bu sözde kazancın yanında manevi tarafından da yoksun olan biz müzisyenler kahroluyoruz. Bir müzisyen ya da oyuncu için sahne demek, nefes almak demek, yaşamak demek ve çok daha fazlası demek, ama bunların hiçbirini artık yaşayamıyoruz yani bu ne demek “NEFES ALAMIYORUZ” demek. Sanatla uğraşmak maddiyattan çok manevi tarafı olan bir aşk gibidir. Örneğin ben ve grubum (Artık Eski Grubum diyebilirim) 2 yıl haftanın üç günü bir odaya kapanıp, 3 yol arkadaşımla saatlerce kafa patlatıp , sonunda bin bir zorlukla Karanlığın Fısıltıları isimli albümü yayınladık. Şarkıları yaparken, sahnede dostlarımızla birlikte söyleyeceğimiz anları düşündük çoğu kez, bunun ne demek olduğunu özellikle üreten meslektaşlarımız çok iyi bilir. Neyse biz albümü yayınlasak da bunu yapamadık çünkü bir eksiktik ve bu en büyük sebepti ama bu başka gruplar için bir sebep olmamalıydı. Metalium gibi bir efsane yıllar sonra albüm yaptı fakat albümü canlı canlı izleyemedik eminim ki grup kahroluyordur, ya yılların usta müzisyeni Sabih Cangil dostlarıyla mükemmel bir albüm hazırladı ve tam bu müthiş albümü sahneleyecekken, o da olmadı ve bunun gibi nice örnek verebiliriz. Yine müziğe farklı bir alandan bakalım, ismini vermeyeceğim ama bir kardeşim Ankara’da yıllardır elinde sazıyla ve ekibiyle müzik yapıp bu işe kendini adamış ve evine ekmek götürüp geçimini bu işten sağlıyordu ve bir süredir o da işsiz ve çocuklarına sarılarak bugünlerin geçmesini dileyerek ve yeniden müziğe döneceği günleri bekliyor. Covid 19 denilen bu bela anlayacağınız müzisyenleri daha da beter sarstı ve belki bu dönemin sonunda birçok meslektaşımız bu işi bırakacak ve bu işe sonuna kadar küsecek ve zaten ana akım denilen saçma akımın ön planda olduğu ve doğru düzgün sanatçının çıkmadığı bir dönemde, gerçek bir yetenekten ve müzisyenden ya da müzisyenlerden yoksun olacağız. Bana gelince 7 yıl boyunca varımı yoğumu adadığım grubum birçok sebep başta olmak üzere bir de bu covid 19 belası üzerine gelince tamamen bitti. Bu bitişin ardındansa kararım şuydu hem yeni grubumla yarım kalan kayıtlarımı tamamlayıp, hem de solo albümüm ile de yine yarım kalan kayıt sürecime ve üretim sürecine devam edecek yeni umutlarla ve iki çok sevdiğim ayrı tarzda müzik yaparak yolculuğuma devam edip, Sis perdesini orijinal 4’lü bir araya gelene dek kapatacaktım. Fakat olmadı iki projemin de kayıtları durmuş beni bekliyor. Ben de o günleri bekliyorum elbette gelirse ve her meslektaşım gibi mağdurum, maddi yönden zaten batığım ama manevi yönüm de çökmüş durumda, evet bu şartlar zor ve aslında tüm dünya bu lanet olası durumu yaşıyor, zaten burada da amacım hiçbir kimseyi suçlamak değil ama bu yazıyı okuyan insanların düşünmesi ve sesimizi duyması için lanet olası bir sıcak eşliğinde kaleme alıyorum. Evet Müzik Hiç Susmasın, Müzisyenler Hiç Susturulmasın, Çalsın Enstrümanını, Üretsin ve sevenleriyle buluşsun, bunu sonuna kadar diliyor ve istiyorum. Yaşadığım bu şehirde enstrümanımı tek başıma alıp bir protesto yapamayacağıma göre, ben de bu yazıyı tüm emekçi meslektaşlarım adına kaleme almaya karar verdim. Bu kararı almamda ROCK’N  AID Projesinden can dostum Kadir Kaan Aktuna’nın büyük etkisi oldu. Yaptıkları muazzam eylemi sonuna kadar destekliyorum elbette ve orada olsaydım yanlarında olacaktım bunu dostlarım çok iyi biliyor. Ve Elbette Uşaklı Müzisyenler Yaptığınız Sessiz Protesto gece boyu hep aklımdaydı .Yıllar boyunca ekibin bir parçası olmaktan onur duyduğum ve Çerezzine’ın da kardeş ekibi Müzik Dostları olarak bütün haksızlıklara hep ses çıkardık ve elimizden geldikçe tüm Müzisyen Dostlarımıza sahip çıktık. Başta sevgili Kenan Damar olmak üzere tüm ekip arkadaşlarıma sonsuz teşekkür ediyorum. Elinde sazıyla umutlu günleri bekleyen canım kardeşime  ve bu zor günlerde vazgeçmeden üreten tüm müzisyen dostlarımı selamlıyorum.  Ve şunu bir kez daha belirtmek istiyorum. Bu lanet olası dünyaya bin defa gelsem, her geldiğimde müzisyen olurum, bunun ne demek olduğunu biz müzisyenler biliriz ve birbirimizi anlarız. Elbette bu dönem bitecek ve hepimiz sahnelerimize dönüp, şarkılarımızı, türkülerimizi yeniden sevenlerimizle söyleyeceğiz. Ama şunu da herkes kabul etsinler , mimarlık gibi, doktorluk gibi, avukatlık gibi, müzisyenlik de bizim mesleğimiz ve biz bunu öyle ya da böyle yapmaya devam edeceğiz.  Lütfen Biz Müzisyenleri de düşünün ve sesimizi duyun diye haykıracağım bir kez daha ve tekrar ekleyeceğim “MÜZİK SUSMASIN”

Son olarak bu yazıyı okuyan, okumayan, bizlerle aynı duyguları paylaşan ve müzisyen olmanın ağır bedelini  ödeyen tüm müzik emekçisi dost ve ustalarımı selamlıyorum. Hepinizle gurur duyuyorum İyi ki Varsınız ve Var olmaya devam edin. Siz olmazsanız hayat biter ve anlamını yitirir unutmayın.

Ayrıca mart ayından beri büyük bir özveri ile bin bir fedakarlıkla gece gündüz demeden, hayatını tehlikeye atmak pahasına emek veren  tüm SAĞLIK ÇALIŞANLARI’nı saygıyla ve sevgiyle selamlıyor, bunun yanında Covid 19 nedeniyle kaybettiğimiz tüm insanlarımızı da bir kez daha saygıyla selamlıyorum.

Lütfen UMUTLU OLALIM ve ASLA VAZGEÇMEYELİM. O güzel günler yine gelecek…

Bu Yazıyı Okuyan Tüm Güzel İnsanlara en içten sevgiler ve selamlar olsun.

 

Facebook Yorumları