Merhaba Pitch Black Process, öncelikle okurlarımıza kısaca kendinizden bahseder misiniz? Grup kimlerden oluşmakta ve nasıl kuruldu?

Pitch Black Process, önceki adımız ile Affliction, 1999 yılında Emrah Demirel, Kerem İnci, Emre Demirel ve Fikri Yargıcı tarafından kuruldu. Grubun temelleri üniversite yıllarının başında atıldı. Çok ayrıntıya boğmayayım, merak edenler biomuzdan okuyabilir.

Pitch Black Process adı altında ilk albümünüz “Hand of God?”(2013) ile gayet iyi bir çıkış yapmış, ardından gelen müthiş albümünüz “Derin” (2016) ile metalseverleri büyülemiştiniz ve bu albümünüz David Ellefson’ın şirketi EMP Label Group ve Türkiye’de Atlantis Yapım’dan yayınlanmıştı. Ve şimdi de “SIR” isimli EP’niz ile geri döneceksiniz, daha evvelki çalışmalarınızı nasıl yorumluyorsunuz?

Her birinin hayatlarımızda ve yolculuğumuzda yerleri ayrı ve ancak PBP durduğu zaman bitecek bir yolculuğun kilometre taşları; hem kişisel tecrübelerimizin hem içinden geçtiğimiz dönemlerin, koşulların düşünsel ve ruhsal birer yansıması, dışa vurumu, belgeleri.

Ve yeni EP’niz SIR’a gelelim. Bu EP’den ilk olarak sürpriz bir çalışma yayınladınız. “Zahid Bizi Tan Eyleme” isimli eseri yorumladınız ve Hayko Cepkin’i konuk ettiniz ve bu birliktelik sevenlerinizi çok mutlu etti. Öncelikle bu eseri coverlama ve Hayko Cepkin ile bir araya gelme fikri nasıl ortaya çıktı?

Bu eseri yorumlamaktaki başlıca motifimiz, bir önceki albümümüz “Derin” ile yolculuğumuzun bir parçası haline gelen bu toprakların sesini, nefesini, yurt dışına taşımak, tanıtmak ve iki kültür arası köprü olmak amacına, özellikle de melodik yapısı ve kullanılabilecek enstrüman zenginliği ile çok iyi hizmet edeceğini düşünmemizdir. Çok etkileyici bir melodisi olması ve sözlerindeki derinlik de büyük etmendir. Ayrıca sözüyle, melodisiyle, videosu ile birbirimize ön yargılarla, kalıplarla bakmadığımızda, özünde farklı olmadığımızı gösteren, evrensel ve birleştirici bir mesaj olmasını önemsedik. Hayko Cepkin ile tanıştıktan çok kısa bir süre sonra arkadaşlığımız dostluğa dönüştü. Onu, şarkıya konuk etme düşüncesi bir gün stüdyomuzda Kerem ile vokal fikrini demolarken geçti ki örnek olarak Erkan Oğur – İsmail Hakkı Demircioğlu versiyonunu aldık. Ben, “Tiz partisyonlar için otantik tınılara sahip bir ses olsa güzel olmaz mı?” diye sorunca Kerem’in “Neden Hayko’ya sormuyoruz, katılmak ister mi?” diye cevap vermesiyle ortaya çıktı. Sağ olsun dostumuz da, sesini bize emanet etti.

‘’SIR’’ EP’nizi heyecanla bekliyoruz. Bildiğimiz kadarıyla bu albümde dünyaca tanınan ve birçok önemli grupla çalışan prodüktör Daniel Bergstrand ile çalıştınız. Bizlere biraz EP’den bahseder misiniz?

“SIR” Daniel ile üçüncü ürünümüz ve çoktan grubun 5. elemanı haline geldi. ‘’Derin’’ ile girdiğimiz yolda etkisi ve katkısı çok büyük ve ‘’SIR’’ da bu yeni yönelimin devamı niteliğindedir. Aslında ‘’SIR’’ı oluşturan 4 şarkıdan yayınlanmayan 3’ü, ‘’Derin’’den kalan ve geride bırakmaya gönlümüzün razı olmadığı materyaller.

“Zahid Bizi Tan Eyleme”nin klibi de gayet iyi olmuş ve klibin arkasındaki isim yine çok önemli bir isim. Hem bu isimden hem de klibin çekimlerinden bizlere biraz bahseder misiniz?

Şarkının klibinin yönetmenliğini “Poyraz Karayel”, “Bu Şehir Arkandan Gelecek” gibi başarılı dizilerin; “Şansımı Seveyim” filminin yönetmeni, kuzenim Ender Mıhlar yaptı. Aynı zamanda diğer kuzenim Berkan Aşkın ise kurgu görevini üstlendi. Aramızda 7-8 yaş olduğu için bebekliklerini bile bildiğim, beraber büyüdüğümüz ve ikisi de kendi alanlarında çok başarılı işler yapmış adamlarla bir araya gelip bir şeyler üretmek benim için yeri çok farklı ve çok keyifli bir deneyimdi. İkisi de muhteşem iş çıkarttı, ikisine de minnettarız ancak burada Ender’e ayrı bir parantez açmam gerekiyor. Yarattığı olanaklar sayesinde bugüne kadar hiç tecrübe etmediğimiz imkanlar ile çalıştık. Bu vesile ile kendisine bir kez daha teşekkür etmek isteriz.

Sizi ilk olarak Affliction olarak tanıdık ve müziğinizin Death Metal, Melodik Death Metal ve Metalcore çizgilerindeki ruhu ve etkili şarkılarınızla en sevdiğimiz gruplardan biri oldunuz. Pitch Black Process genel hatlarıyla müziğini nasıl tanımlar?

Teşekkürler. Kendi yaptığımız işi kategorize etme konusu her zaman bizim için zor oldu ama şunu söyleyebiliriz ki ilk günden beri içimizden geleni, doğru bulduğumuz, doğru hissettiğimiz şeyi yapmaya devam ediyoruz.

Pitch Black Process olarak sadece ülkemizde değil, dünyada da ilgiyle takip edilen bir grupsunuz. Birçok ülkede çaldınız hatta Niclas Engelin (In Flames/Engel) ile de ortak bir şarkıya imza attınız (Deceiver). Bizlere biraz yurt dışındaki başarılarınızdan bahseder misiniz?

Başarı demek ne kadar doğru bilemiyorum ama evet 20’ye yakın ülkede konser verdik. Tabii ki pek çok unutulmaz anı biriktiriyor insan. Sanırım en unutulmaz ikisi benim için bir salon dolusu Alman’ın konser sonunda Türkçe, “Türkiye, Türkiye” diye tezahürat yapması ve bir festivalde, ilk kez çaldığımız Ukrayna’da, meydan dolusu insanın Türkçe şarkılarımızın sözlerini bizimle söylemesidir.

Pitch Black Process denince aklımıza dehşet bestelerinin yanında, yazdıkları vurucu sözler de geliyor. Bu sözleri yazarken nelerden etkileniyorsunuz?

Teşekkürler. İkinci soruda da söylediğim gibi hayat denen yolculukta, içinden geçilen dönemler, koşullar hem toplumu hem bireyleri şekillendiriyor, etkiliyor. Bu etkiler de doğal olarak üretiminize yansıyor. Tabii aynı zamanda bir filmde geçen bir cümle ya da okuduğunuz kitaptaki bir satır gibi şeyler de “ilham” olabiliyor.

Türkiye’de Türk Rock’ı birkaç örnek dışında suya sabuna dokunmadan melankolik aşk sularında yüzmeyi tercih ediyor. Fakat Metal piyasası bu anlamda hiç taviz vermeden ne yaşıyor ne hissediyorsa bunları gayet cesur ve samimi bir şekilde şarkılarında anlatıyor. Siz de bu gruplar arasındasınız. Bu konuda görüşleriniz nelerdir?

Ülkemizde, son dönemde sadece sanat üretiminde değil, her alanda büyük bir kesimin sözünü sakındığı gerçek ama tarih boyunca sanat üretiminin çok büyük bölümü de aşk üzerine değil midir? Dünya, aşksız dönmez. Herkesin önem verdiği konular, hassasiyetler, etkilendiği olaylar, durumlar farklılık gösterir. Bu sebeple bence esas mesele ortaya konan işin kalitesi ve tabii ki de verdiğim cevap, “İdeal şartlar altında”. Yoksa yaşadığınız ortamda ve dönemde, ülkede koca koca yanlışlar olurken ses çıkarmamak, ayrı bir değerlendirme ve tartışma noktasıdır.

Pitch Black Process en çok hangi gruplardan etkilenmiştir ve ülkemizde müzik yapan hangi grupları takip etmektedir?

Benim müzik aşkımın temeli, daha konuşamazken Boney M, Bee Gees, Camel vb. plakları dinleten dayılarıma ve Türkiye’nin en önemli, köklü halk müziği ve halk oyunları derneklerinden olan HAMOY’un kurucularından, halk müziği ve sanat müziği aşığı babama dayanıyor diyebiliriz. En önemli, beni en çok etkileyen “figür” ise Barış Manço’dur. Ölüm haberini aldığımız akşamı dün gibi hatırlıyorum; hep beraber provaya gitmek için evden çıkmıştık ve yol boyu arabada kimsenin ağzını bıçak açmamıştı, provayı da zar zor tamamlamıştık. Onun haricinde de yıllar içinde çok derinden etkileyen, önemli izler bırakan pek çok akım, isim, grup oldu tabii ki. Ama sanırım en önemli etkiyi “İsveç Death Metali” bıraktı diyebiliriz. Özellikle takip ettiğim bir isim ya da grup yok ama muhteşem şarkılara imza atmış, derin izler bırakmış, hem güncel hem klasik pek çok isim ve grup var. Aklıma ilk gelenler MFÖ, Yeni Türkü, Zülfü Livaneli, Mor ve Ötesi, Kurban, Pentagram ve değerli dostumuz Hayko.

Çerezzine olarak bizi kırmayıp sorularımızı içtenlikle yanıtladığınız için size çok teşekkür eder ve başarılı çalışmalarınızı her zaman takipte olacağımızı bilmenizi isteriz. Son olarak sevenlerinize buradan neler söylemek istersiniz?

İlginiz için biz teşekkür ederiz. Kıymet veren, destekleyen, takip eden herkese sonsuz teşekkürler.

Facebook : https://www.facebook.com/pitchblackprocess/

Instagram : https://www.instagram.com/pitchblackprocess/

Youtube : https://www.youtube.com/user/PitchBlackProcess

 

Facebook Yorumları