“Yazmak için yazmak” istemedim. Uzun süredir kalemi elime almıyordum. Küsmüştüm kaleme, kağıda ve duygularıma. Bir tat vermiyor bir çok şey zaten.
Başlangıçlar her zaman zordur dostlar. Başlangıcı birlikte atlatacağız bu yazıda. Zamanla açılacağımı düşünüyorum.
Bundan dolayı bu bir “Merhaba” yazısı olsun.

“Keşke albümleri çıksa, keşke konsere çıksalar, keşke tekrar toplansalar” diyoruz şu son dönemlerde. Bizim Rock piyasasında beklentimiz kendilerini geliştirmekten ziyade, artık bir araya gelmelerini istemek oldu malesef. Rock piyasası neye küstü böyle? Hakedilen ve hakedilmeyen bazı mevzular var. Bir çok Rockçı ağabeyimiz, ablamız, kardeşimiz bize kızacaktır biliyorum. Rock cemiyetinin şuan da yaptığı malesef uzaktan izlemek. Ağalar; kusura bakmayın bir zamanlar buraları yakmış yıkmış olabilirsiniz, şimdi evde oturup “Bunlar müzik mi yapıyor yeaa. Biz yıllar önce neler yaptık” demekle olmuyor malesef. Diyorum ki; yiyorsa şimdi tutunun bu piyasada da görelim boyunuzun ölçüsünü. “Yaptıkta kim değerini bildi yahu!” diye soracaklardır, şu işin değeri aşktan geçer. Para! Şu lanet olası para mı sizi Aşkınızdan ediyor? Para kazanıyor galiba beyler bayanlar. (Kaç para ulen Aşkınız) Evinizde oturmaya devam edin. Her şey tekel olmuş, istediği kişiyi rock star ilan eden, istediği popüleriteyi istediği kişiye veren bir yapıyı yıkacak güçte adamlar tanıyorum. Hepsi evlerinde oturuyorlar, çıkmıyorlar, görünmüyorlar. Çıkanlarda maalesef ki, o tekelciliğe ayak uydurup, aynı çatı altına giriyor. Geçelim diğer satıra.

Geçenlerde Kadıköy’de Ozzy’nin “Salpalayın” programına katıldım. Açıkçası konuklar arasında “Güven Erkin Erkal” olduğunu duyunca Avrupadan, Anadoluya uçtum. İniş güzeldi, hava mevsim sıcaklığında. Rüzgar yok, Kadıköy yine Kadıköy. Sonuçta Güven Erkin Erkal üstad! Ayaklı Rock Ansliklobedisi, kelimelerinden ne koparırsak kârdır. Program içerisinde Ozzy, Güven üstadamıza sordu (Tabi biraz üstün körü ve hatırladığım kadar yazıyorum.) “Üniversiteler de seminerler düzenliyordun. Devam ediyor mu? İlgi nasıldı?” İlgi şöyleymiş özetle:

İstanbul – Az ilgi
Ankaraya doğru – Orta Şeker
Doğu – Yüksek İlgi

Bir örnek daha “Gezgin Fest Van” için verebilirim. Yıllar öncesinde ki “Mavi Sakal Diyarbakır Konseri” havası vardı sanki. Ya da ben öyle anımsamak istedim. Böyle bir coşkuyu, yoğunluğu ben dahil, orada yer alan sanatçılarda beklemiyordu. Bu işlerin İstanbul’da bitmediğini gösteren bir sinayaldi bu aslında. Bu işler Anadolu’da bitiyor. Halk ilgili ve aç. Neden bu canım güzelim, mantıklı ve zahmetli müzik türümüzü Anadolu’da daha çok icra etmiyoruz?

Albüm yap, altı sekiz yıl albüm yapma, o yıllarda eski parçalarını tekrar et. Zaten bir kitlen var, ooh mis. Kim uğraşır albümle. Çek cigaranı, iç biranı vur gitsin gitarın dibine. Peki ya üretim? Üretim olmazsa piyasada şarkı kalmaz, popülerite zaten kalmaz. Hem senin yaptığın sanat, hem ekmeğini yediğin müzik türü silinip gider. Sonra ne dersin biliyor musun “Rock Müzik hakettiği yerde değil”. Evet değil. Bunun sebebi sadece dinleyici kitlesi değildir. Bunun en büyük sebebi üreticidir. Bırakın artık dinleyici kitlesine sallamayı. Ben üretimde ve çalışkanlıkta Redd grubunun örnek alınmasını tavsiye ediyorum. Son yılların en emekçi grubunu, Redd grubu olarak görüyorum. Albümse albüm, klipse klip harika işler çıkarmaya devam ediyorlar. Sevgiyle, tutkuyla, mantıklı bir şekilde, duruşlarını bozmadan, yılmadan bu yoldan iz bırakarak ilerliyorlar. Diğer gruplarımızda ağlıyorlar “Albüm çıkartamıyoruz” “Klip çekemiyoruz” uzaklarda örnek aramayın ağalar, Redd grubu fazla uzağınızda değil.

Yazılacak çok şey var. Bunların hepsini zamanla yazacağım, zamanla okursunuz umarım. Size ufak sürprizler, biyografiler, röportajlar sunacağım. Tekrar ediyorum bu bir “Merhaba” olsun. Haftaya görüşmek üzere. Mantıklı müzik dinleyiniz.

Not: Başlığın ismine takılanlara. Başlık bulamadım, dinlediğim şarkının adını verdim. Kurban – Das Motiv 🤘

Rockaabi

Facebook Yorumları