Öncelikle sizi tanıyabilir miyiz? Ne zaman, nerede kuruldunuz?

Grubu 2008 yılında ben (Gürkan KARA – Vokal & Gitar) ve Burak Dikici (Geri Vokal & Gitar) İstanbul’da birlikte kurduk. Burak’la 1996’dan beri arkadaşız aslında ve beraber daha önce Cerberus sonrasında da Warevil’ı kurmuş ve 4 parçalık bir EP albüm kaydedip birçok konser vermiştik. Ancak 2001 yılı ortalarında çeşitli sebeplerden dolayı ayrıldık ve ikimiz de farklı projelere yöneldik. Sonrasında   2008 yılında bir şekilde tekrar buluştuk. O dönemde Burak kendi grubu Deadleaves’i sonlandırma aşamasındaydı,  birlikte tekrar grup kurma düşüncesi oluşunca benim daha önceden kaydedip hazırladığım parçalar üzerinde çalıştık. Daha sonra yine Deadleaves grubundan Bass gitarist Dağlar Kök ve Davulcu Recep Gürses gruba dahil oldu. 2009 yılında EP albümümüz ‘Apocalypse now’ı yayınladık ve yeni albüm çalışmaları aşamasında Recep eğitim ve iş için İngiltere’ye gidince önce Mehmetcan Ünal ve 2011 yılında Evren AYDIN davula geçti ve 2016 yılında kendi adımızı verdiğimiz ‘Demifrag’ albümünü yaptık ve halen birlikte devam ediyoruz.

Grup üyeleri ve de gruptaki görevleri hakkında bilgi verebilir misiniz?

Ben grupta ana vokalleri yapıyorum ve gitarları çalıyorum, genel olarak müzik ve sözlerin yazımından da ben sorumluyum.
Burak Dikici grupta geri vokalleri yapıyor ve gitarda, Evren Aydın davulcumuz ve Dağlar Kök Bass gitaristimiz.

Yaptığınız müziği tanımlamak gerekirse siz kendinizi hangi tür müziğe yakın görüyorsunuz?

Aslında grup olarak icra ettiğimiz müziği bir türe yakın görme durumumuz yok çünkü her ne kadar genel beste alt yapılarını ben yazsam da grupta yer alan herkesin besteler üzerinde önemli katkısı ve etkisi oluyor. Genel olarak hepimiz farklı metal müzik türlerinden etkilendiğimiz için sabit bir türe bağlı kalmıyoruz. Örneğin ben tam bir thrash&death metal ve hardcore fanıyım, Burak genel olarak death, black, endüstriyel vs tarzlardan ilham alıyor, Evren eski bir death/black metal grubu davulcusu ve Dağlar’da daha alternatif tarz müzikler dinliyor. Hal böyle olunca hepimizin parçalar üzerindeki katkısı farkı olabiliyor ve kimsenin tam olarak tatmin olmadığı bir parça var ise onu istediğimiz şekle getirinceye kadar üzerinde çalışıyoruz. Bu durum yeni kaydetmeyi planladığımız albüm ve parçalar için daha çok belirgin olacak sanıyorum. Yeni kaydetmeyi planladığımız albümü dinleyenler hemen birçok farklı metal müzik türünden tatlar bulacaklar. Bu da aslında Demifrag olarak bizim müziğimizin karakteristik yapısını oluşturuyor.

Apocalypse Now adını taşıyan EP’nizi 2009 senesinde ve 2016 senesinde de kendi adınızı taşıyan albümünüzü çıkardınız. Geri dönüşler nasıl oldu? Özellikle de Demifrag albümünüzle ilgili dönüşler nasıldı?

Geri dönüşler özellikle albüm için oldukça yapıcı ve olumluydu. Ancak şunu da belirtmem gerekir ki ülkemiz şartlarında bizim tarzımızda müzik yapan ve bir plak şirketine bağlı kalmadan kendi imkânları ile yaptığı müziği duyurmaya çalışan gruplar için tam anlamıyla hedef kitleye ulaşabilmek çok kolay değil. Buna rağmen özellikle EP ve albüm için yurt dışından beklenmedik yerlerden gelen olumlu eleştiriler aldık ve bu bizi çok mutlu etti. Bundan sonraki aşamada da yeni projelerimizle daha fazla kitleye ulaşabilmeyi hedefliyoruz.

EP’nizi ve de albümünüzü çıkarırken finans konusunda bir destek aldınız mı? Finansal destek konusundaki düşünceleriniz nelerdir? Sizce bu bağımsız müzik yapmaya engel bir durum mudur?

Öncelikle sorduğun soru aslında bu işin yani Türkiye’de metal müzik icra etme çabasında olan ve dürüstçe sadece kendi ürettiklerini ortaya koymak isteyen grupların temel problemini özetliyor. Çünkü metal müzik ülkemizde piyasada yer edinememiş çok büyük kitleler tarafından hala ve henüz benimsenmeyen, izlenmeyen ve takip edilmeyen bir müzik türü. Haliyle de maddi açıdan grupları tatmin edecek ve devam etmelerine destek olacak bir maddi geri dönüşü de yok. Buna istisna olarak birçok grup bar programı yaparken sadece cover çalarak ayakta kalmaya çalışıyor, kendi ürettikleri eserleri ortaya yansıtamıyorlar. 2000’li yıllarda ülkemizde Türk grupları için albüm finans desteği sağlayan yerli plak şirketlerinin de kapanması ya da desteklerini çekmesi, bizim gibi gruplar için genel bir finans desteği olmadan kendi imkanlarınızla ilerlemeye çalışma, ayakta kalma manasına geliyor. Tabi bu durum yurt dışında ciddi bağlantılar kurabilme, grubun tanıtımı vs gibi konular için de geçerli olunca işleri daha da zorlaştırıyor. İleride de maalesef çok bir şeyin değişeceğini düşünmüyoruz ama biz Demifrag olarak içimizden gelen sevdiğimiz ve benimsediğimiz müziği yapmaya devam edeceğiz.

Demifrag albümünde özellikle Dark Souls ve Respect or Die klipleriniz oldukça ilgi görmüştü, başka klip çalışmalarınız da olacak mı?

Tam olarak zaman belirtemem ama evet albümde yer alan bir parça için daha klip projemiz var. Senaryo ve diğer hazırlıklarla alakalı olarak çalışmalara yakında başlamayı planlıyoruz.

Peki, bize bahsedebileceğiniz yeni albüm ya da EP çalışmalarınız var mı?

2016’daki albüm kayıt süreci aslında biraz uzun sürdü, 2011 sonrasında da zaten Evren gruba dahil olduğunda yeni parçaların üzerinde çalışmaya başlamıştık ve albüm çıktığı günden bu güne yaklaşık 15 yeni parçanın düzenlemesini yaptık, hatta bunlardan bazılarını son konserlerde çalıyoruz. Bu parçaları kaydedip albüm olarak yayınlama ya da öncesinde 1-2 single çıkarma gibi düşüncelerimiz var ama henüz netleşmedi, önceki sorunda belirttiğim gibi konu maddi şartlara ve koşullara da bağlı aslında ama 2019 yılı grubumuz için 10. yıl demek oluyor, belki bu arada birkaç sürpriz olabilir.

Müziğinizi yaparken dünyadan ya da Türkiye’den etkilendiğiniz müzisyenler, gruplar var mı?

Tabii ki her grubun ya da müzisyenin olduğu gibi bizim de etkilendiğimiz birçok gurup var. Dördümüzün de çok geniş ve sağlam bir yerli olsun yabancı olsun metal müzik arşivi var ve birçok grubu yakından takip ediyoruz. Bu da Demifrag’ın karakteristik müziğinin oluşmasına katkı sağlıyor, daha önce de belirttiğim gibi hepimiz aslında metal müziğin farklı alt türlerinden ilham alıyoruz.

Şu anki müzik dünyası hakkındaki düşünceleriniz nelerdir? Sizce gerçekten kaliteli müzik yapılıyor mu?

Aslında kaliteli müzik tabiri içinde özgünlüğü, yenilikçi olmayı, farklı bir şeyler ortaya koyabilmeyi ve en temelinde de üretken olmayı barındırıyor. Avrupa ve Amerika’da metal müzik bir kültür anlamında önemli bir yere sahipken maalesef ülkemizde böyle bir durum söz konusu değil. O nedenle yeni yerli grupların çoğu ya cover çalmaya ya da çaldıkları coverlara benzer kalıplarda parçalar yapmaya çalışıyorlar. Bir de bu çalışmaların kayıt anlamında maalesef pahalı olası ve ülkemizde bu işin ehli prodüktörlerin çok az olmasından dolayı kayıt – kalite anlamında sonuçlar çok tatmin edici olmaması anlamına geliyor. Ancak bu durum yurt dışında tam tersi olarak ilerliyor. Küçük çaplı guruplar bile albüm kayıt kalitesi anlamında güzel işler yapabiliyorlar.  Gerisi de zevkler ve renkler meselesi oluyor.

Bir diğer mesele de metal müzik anlamında Avrupa ve Amerika’da en son ve kısa süreli yaşanan grunge ve nu-metal akımlarının sona ermesi ile tekrar öze yani oldshool thrash, death ve heavy metal’e bir dönüş söz konusu, şahsım adına da bu durum metal müzik adına çok önemli ve güzel bir gelişme.

Konser haberi bekleyen benim gibi hayranlarınız için neler söylemek istersiniz? Konser programınız belli mi?

Çok teşekkür ederiz, bunu duymak çok güzel. Açıkçası konser konusunda grup olarak kendimizi geri çekip daha çok üretmeye ve yeni kayıtlara odaklanmak istiyoruz ama en son Ankara’daki Rock Station Festivali gibi önemli etkinlikler ve konserler için teklif durumu olduğunda bunu tabi ki değerlendireceğiz.

Son olarak eklemek istedikleriniz, söylemek, paylaşmak istedikleriniz var mı?

Demifrag olarak önümüzdeki dönemde çok önemli ve bizim için değerli projelerimiz var. Başta sana ve değerli Çerezzine ekibine desteğiniz için çok teşekkür ederiz ve eminiz ki ülkemiz yeraltı müziği için güzel işlere imza atacaksınız, sizin varlığınız ve çalışmalarınız da bizim için çok önemli.

Değerli vaktinizi ayırdığınız için çok teşekkürler…

Facebook Yorumları