1936 İstanbul doğumludur, asıl tam adı Süleyman Başturan’dır. Çok yönlü sanatçılarımızdan biridir. Çoğu kişi onu sadece beyaz perdeden bilir ancak Turan, ayrıca şair, ressam, roman ve senaryo yazarıdır. Çok küçük yaşlarda sinema ve resim’e duyduğu tutku nedeniyle Kadıköy’de halk evlerinden çıkmaz. İlk ve orta öğretimini Kadıköy de yapar. Haydarpaşa lisesinde ise gelecekte çok yakın arkadaşları olacak olan İzzet Günay ve Göksel Arsoy ile tanışır, çok sıkı birer dost olurlar.

Liseyi bitirdikten sonra sinema ve resim’e tutkusu olmasına rağmen İstanbul Üniversitesi İngiliz filolojisinde eğitim almaya başlar ki 3. yılında da ayrılır, askerlik zamanı gelmiştir ve yedek subay olarak vatani görevini yapmaya başlarken Kore savaşı patlak verir. Hani bir insanın yüzüne bakınca aşağı yukarı nasıl biri olduğunu anlarsınız ya işte ben Süleyman Turanın gözlerinden çok yardımsever ve her daim gönüllü biri olduğunu görmüşümdür ki geçmiş zaman beni yanıltmamıştır. Çünkü askerde gönüllü olarak Türk birliğine katılarak Japonya görevine gider.

Görev devam ederken askerler arasında yetenek yarışması düzenlenir, ordumuz askerleri yarışmaya İngilizce bir piyes ile katılır ve birinci olurlar, bu oyunla ilk sahne deneyimini yaşar. Görev bittikten sonra memlekete dönmez ve uzun bir süre uzak doğu ve Amerika’da yaşar. Memlekete geri döndükten sonra para kazanmadan hayatın yaşanamayacağının bilincinde dergilere karikatürler çizer, hatta Veliefendi hipodromunda bilet bile satmışlığı vardır.

Bir gün tiyatroda çok iyi bildiği oyunun oyuncularından olan Selim Naşit gelmemiştir ve rol Saim Alpago tarafından ona verilir. Yetenek Allah vergisidir ama eski dönemlerde bazı yarışmalarda (ki hala devam ediyor) fena bir şekilde torpil dönerdi. Torpilin olmadığı yerlerde kişide yakışıklılık ve güzellik gerekliydi. Süleyman Turan kazanamayacağını bile bile yarışmaya katılır (yıllar sonra Hürriyet gazetesinde ki röportajında okumuştum, jüriye not verir: “bu yol sinemaya girmek için seçtiğim en dürüst yol”) ve hiç beklemediği bir şekilde finale kalır diğer finalistler ise Ediz Hun ile Ajda Pekkan’dır. “Sayın Bayan” adlı filmle sinema hayatına başladığında prodüktörlerden biri soyadındaki “baş”‘ın fazla olduğun söyleyerek Turan olarak değiştirir.

9. Antalya Altın Portakal film festivalinde “En İyi Yardımcı Erkek Oyuncu” ödülünü “Güllü” adlı filmle almıştır. Bir diğer ödülü ise Altın Koza film festivalinden’dir. “Yarın Son Gündür”

Senaryosunu yazdığı filmler: 1997 tarihli Sevgili Dayım ve 1982 tarihli Baş Belası’dır. Oynadığı film ve tv dizilerinin sayısı yaklaşık 160’dır. En önemlileri ise: Dikkat Kan Aranıyor (Temel Gürsu), Güllü Geliyor Güllü (Atıf Yılmaz), Yarın Son Gündür (Yılmaz Güney) ama onu tüm Türkiye’nin tanıdığı karakter ise ne yazık ki Yılan Hikayesinde canlandırdığı komiser Kemal karakteridir.

Bugün itibariyle 10 Eylül 2019 Pazartesi öldüğünü öğrenip çok üzüldüm. Sanat camiasının ve sevenlerinin başı sağ olsun. Gerçek sanatçılar zaten hiçbir zaman ölmez ama işte vadesi gelen gidiyor.

Nur içinde yat Süleyman Turan seni hiç unutmayacağız.

Cem Arık

Facebook Yorumları