Merhaba Merry’s Funeral, öncelikle okurlarımıza grubunuzun kuruluşundan ve kısaca hikayenizden bahseder misiniz?

Mehmet: Merhaba. Merry’s Funeral 2013 yılında ben ve İlge tarafından tamamen bir yan proje olarak kuruldu. Sonrasında ise bizim için bir ana proje haline geldi. İkimizin de bu tarz karanlık müziğe ilgimiz vardı, yıllardan beri takip ediyor aramızda çeşitli kritikler yapıyorduk. Sonrasında ise daha ileriye gidip bu müziği yapma arzusu uyandı içimizde. Çünkü bir süre sonra artık dinleyici olmak sizi tatmin etmiyor. Biz de bu şekilde başlamış olduk.

İlge: Selam; darkwave, post punk türüne zaten kulağımız aşinaydı, 2013 yılında içinde bulunduğumuz şartlar ve durumlar bizi Mehmet ile bir araya getirdi ve grubu kurduk. Belirli bir süre yan proje olarak devam ettik ve sonunda tek grubumuz Merry’s Funeral oldu.

İlk albümünüz Metanet sadece Türkiye’de değil, dünyada da saygı gören ve sevilen bir çalışma oldu, biraz bu albümden ve başarılarınızdan bizlere bahseder misiniz?

Mehmet: Metanet’in iyi bir albüm olduğunu düşünüyorduk ancak bu kadar ses getireceğini beklemiyorduk. Post Punk ve Dark Wave öğelerini barındıran bir sentez albüm oldu ve bu sentez çok ilgi gördü. Albümü yayınlar yayınlamaz sosyal medya sayfalarımıza insanlar akın ettiler. Ancak öncesinde yine sosyal medyada çok güzel bir PR çalışması yaptığımızı düşünüyorum. Albüm çıkmadan önce bir iki şarkı yayınladık ve bunu yaparken insanlara ısrarla albümün çıkış tarihini belirttik. Sonuçta bir şekilde insanlar üzerinde bir beklenti oluşturmayı başardık. Tabi Türkiye’den ve Türkçe sözlü şarkılar yapmamızın da etkisi fazla oldu.

İlge: Metanet yurtdışında, özellikle albümün basıldığı Polonya’da ve civar ülkelerde, Güney Amerika ülkelerinde oldukça sevildi. Oldukça karanlık, depresif bir albüm oldu. Türkçe olması ve soğukkanlılıkla depresifliğini koruması ilgi görmesinde etkili oldu sanırım.

Dark Wave tarzında müzik yapan ve bu tarzda çok sevilen bir grupsunuz, müziğinizi yaparken ilham aldığınız noktalar nelerdir?

Mehmet: Şahsen grup ya da müzisyen olarak şunlardan ilham alıyorum diyemem. Sonuçta pek çok grubun etkisi altında kalsak da biz şarkılarımızı yaparken kendimize ait özgün bir şeyler olması için çaba sarf ediyoruz.

İlge: Grupların canlı performansları ve seyirci ile olan etkileşiminden ilham alırım.

Ve bugünlerde en çok dinlediğim şarkılardan biri olan ‘İçimdeki Izdırap’tan bahsedelim derim. Yeni albümünüzden belki de ilk single diyebiliriz, öncelikle şarkının hikayesinden bizlere biraz bahseder misiniz?

Mehmet: Özellikle single ya da tekli kelimesini kullanmak istemedik. Şahsen bu kavramın artık eskidiğini düşünüyorum. Sürekli üretim yapan gruplar için single kavramı biraz havada kalıyor. Albümden bir şarkı demek daha doğru gibi… Ben “Falanca grup yeni singleını yayınladı” haberlerini görünce “hadi oradan” diyorum. Şu, single ya da benim için komediden farksız “tekli” sözcüklerinden kurtulmamız gerek.
Şarkıya gelecek olursak, İçimdeki Izdırap aslında benim zihnimde yer etmiş bir fotoğraf karesinden ortaya çıktı. 13-14 yaşında bir kızın boğazına kadar balçığın içinde kurtarılmayı beklerken ki hali bu. Bu görüntüyü ilk gördüğümde muhtemelen 5-6 yaşlarındaydım. Haberlerde görmüş olabilirim. Aklımın bir kenarında yıllarca durdu. Zaman zaman rüyalarıma girdi. 5-6 yıl önce bununla ilgili bir çalışma yapmaya başladım ve bu olayın hikayesini buldum. Çok çarpıcı bir hikayeydi. Omayra Sanchez adında Kolombiyalı bir kızın hikayesi. Bu hikâyeyi okuyup fotoğrafları görenleri derinden etkileyen bir hikâye. Beni de derinden etkiledi sonucunda da İçimdeki Izdırap ortaya çıktı.

İlge: Hikayesi gerçekten oldukça ilginç. İnsanlara okumalarını ve o gözle şarkıyı dinlemelerini tavsiye ediyorum.

 

Ben şarkıyı ilk dinlediğimden beri hastası oldum, peki genel olarak aldığınız yorumlar ne yönde?

Mehmet: Herhalde Merry’s Funeral olarak en çok olumlu dönüş aldığımız şarkımız bu oldu. Bunda grubun ve müziğin olgunlaşmasının da etkisi var tabi. Ancak herkese bir anda ulaşmanız mümkün değil. Bu bir süreç ve şu anda yavaş yavaş insanlara ulaşmaya devam ediyoruz. Amacımız albümün çıkış tarihine kadar çok fazla insana ulaşmak.

İlge: Daha fazla hasta olunacak şarkılar var yeni albümde! Yurtiçi ve yurtdışından aldığımız dönüşlerin neredeyse tamamı çok olumlu ve her geçen gün artmaya devam ediyor.

Diğer türlere göre daha karanlık olan Dark Wave, Doom Metal ve Black Metal gibi türler, ülkemizde son yıllarda yeniden gündemde, bu konuda neler düşünüyorsunuz?

Mehmet: Doom ve Black metal için dönem dönem gündeme geldiğini söyleyebilirim. 90’ların sonu 2000’lerin başında da oldukça gündemdeydi. 2010’lu yılların başında da. Bu tarzlar her 10 yılda bir kendini tekrar ediyor ve bir patlama yapıyor. Jenerasyon ile ilgili bir durum. Ama eski bir müzik olmasına rağmen Dark Wave ülkemizde çok yeni. O yüzden bunu yeni bir başlangıç olarak değerlendirmek gerek. 2013 yılında Merry’s Funeral’ı ilk kurduğumuzda bizimle benzer tarz müzik yapan grupları bulmak imkansızdı. Şu anda nispeten daha kolay. Ama gruplar daha çok konser vermeliler. Yaptığımız tarz, bilgisayarın başında müzik yapıp Youtube’dan paylaşılan bir tarz olmamalı. Bu her müzik tarzı için geçerli aslında. Canlı performans olmadan bir şeyler eksik kalıyor.

İlge: Darkwave Türkiye için yeni sayılabilir, hele bir beş sene öncesine gidersek pek grup bulamayız. Ancak 2019 itibari ile hızlı biçimde gruplar çoğalıyor. Doom ve Black türünde de çok yeni gruplar görüyoruz. Gelişen teknoloji ve iletişim olanakları ile çok grup kuruluyor, ancak çoğu da dağılıyor. Bu noktadan bakacak olursak bazıları elenip gidiyor, geriye sağlam gruplar kalıyor.

İçimdeki Izdırap sonrası iyice heyecanlandığımız yeni albüm hakkında konuşalım biraz da. Ne zaman dinleyeceğiz yeni albümü ve bizleri neler bekliyor yeni çalışmanızda, ayrıca CD Formatında yayınlanacak mı?

Mehmet: Albümün çıkış tarihini Eylül ayı olarak belirledik. Birkaç yabancı plak şirketiyle görüşüyoruz. Açıkçası ilk albüm sunum anlamında bir çıta belirledi. Şimdi bu çıtayı ileriye taşımamız gerekiyor. Bu konuda bize bunun garantisini verebilecek insanlar arıyoruz. Olaya sadece CD basıp Facebook sayfaları üzerinden satış yapmak olarak yaklaşan oluşumlardan ziyade albümün arkasında duracak ve iyi bir sunum ve tanıtım yapabilecek olanları değerlendiriyoruz. Önümüzde daha süremiz var. Bizim yaptığımız türde albüm fiziki olmazsa pek değer görmüyor. Çünkü 90’ların müziği denildiğinde akla ilk gelen olgu müzik CD’leri. Bu bakımdan CD olarak da basılacak. Albümde 13 şarkı yer alacak. Bir buçuk yıllık bir çalışma sonucunda tamamladık. Metanet albümünden daha farklı bir sound yakaladık. Biraz önce söylediğim gibi Metanet bir sentezken yeni albüm çok daha Dark Wave oldu. Yakın zamanda albümden ikinci parçamızı da bir klip eşliğinde paylaşacağız. Onun çekimleri de önümüzdeki hafta başlayacak.

İlge: Mehmet tüm sürprizleri söyledi, bana bir şey kalmadı. Ancak şunu söyleyebilirim ki, 2. albüm şahane oldu; daha karanlık, yeni bir doku. Adeta her notası üzerinde kafa patlatıldı.

Müzikal köklerinizde Metal türevleri başta olmak üzere, birçok tarzın ruhu var ve bu sentez ve etkili ruhun izleri müziğinizde hissediliyor, katılır mısınız buna?

Mehmet: Şahsen katılıyorum tabi. İşin teknik kısmı üzerine bakış açımız oradan geliyor. Şarkılarımızdaki her öğe kusursuz olsun istiyoruz. Dark Wave tarzında özellikle yabancı dinleyici işin teknik kısmıyla çok ilgilenmiyor. Böyle bir kitleye teknik olarak da iyi kurgulanmış şarkılar sunduğunuzda bu sizin için bir artı oluyor. Metanet çok daha fazla o eski ruhu taşıyordu. Gitar ön planda ve zaman zaman rock ritmleri üzerine kurgulanan şarkılar vardı. Yeni albüm çok daha kendine özgü oldu.

İlge: İlk albüm ve ikinci albüm arasında farklılıklar olsa da, ilk albüm kendine özgü bir yapısı olması itibari ile kulağa hoş geliyor ve hemen insanın dikkatini çekiyor. Sözler, beste, düzenlemeler, “sound” dediğiniz gibi geçmişimizde ruhumuza işlenen müzikaliteden beslendiği için içi dolu.

Ülkemiz Rock, Metal ve Underground Müzik piyasasını nasıl buluyorsunuz ve en çok hangi grupları beğeniyorsunuz?

Mehmet: Yine kendi adıma yanıt vereyim. Bu soruyu iki açıdan değerlendirmek lazım. Birincisi yerli gruplar açısından… Pek çok grubun kendilerince bir çaba içerisinde olduğunu görüyorum. Ama bu çaba gruplarımızı bir yere getirebilecek mantıklı çabalar değil. Bilinçsiz ve vizyonsuz. Sudan çıkmış bir balığın kendi kendine debelenmesi gibi. Metal müzik yapmak hiç de kolay değil. Ama yaşamının bir noktasında herkes neden metal müzik yaptığını sorgulama noktasına geliyor. Bunu sürekli gözlemliyorum. Çünkü er ya da geç neden bu kadar çabalayıp da bir yere gelemediğini anlıyor insanlar. Bu kaçınılmaz son. Olay eninde sonunda vizyona gelip kalıyor. Vizyonunuz ya da doğru düzgün bir hedefiniz yok, tek hedefiniz rock barlarda konser vermekse boşuna vakit harcamayın. Bugün varsınız yarın yok. Hele Türkçe Metal müzik yapıyorsanız hiç boşuna uğraşmayın. Sizden önce dünyaca tanınan ve Türkçe metal yapan bir grup var mı? Bu soru bile yeter herhalde… “Kimse yapamamış ama ben yaparım” düşüncesinden kurtulmak lazım. Yapamazsınız çünkü. Bunu kabul etmek ve ona göre hareket etmek gerek. Ama biz gerçekleri görüp kabul etmek yerinde hayal dünyasında yaşamaya ve bu şekilde kendimizi tatmin etmeye devam ediyoruz. Tabi ki tek kusur gruplarda değil. İşin diğer boyutu ise dünyadaki Metal müzik… Artık tüm dünyada metal müzik yükünü aldı. Farklı bir şeyler ortaya çıkmıyor. Zilyon tane tür var sözde. Biz farklıyız diyen grubun yaptığı müziği 10 yıldır yapan bir ton grup var. Farklı olma adına yabancı gruplar bile kanlı bıçaklı sahne şovlarına yöneliyorlar ama o da bir çözüm değil.

İlge: Gençken çok enerji, sonsuz zaman, barlarda çalmanın ve biraz olsun tanınmanın getirdiği o hava ve rehavet; amaçsızlık ya da yanlış hedefler seni bir yere götürmüyor. Dolayısı ile özgün ve kaliteli işler yaparsan ilerliyorsun. Metal ve undergroundu değerlendirirsek Türkiye’de çok kaliteli gruplar var, ama sonuç: yok oluş. Çoğu grup yok oluyor. Hayat gailesi, çoluk çocuğa karışma vs. sebeplerle grup bitiyor. Zorlama organizasyonlarla “reunion” lar olabiliyor, ama devamı gelmiyor. Tüm dünyada da geçerli bu durum. Bir doygunluk var metalde.

En çok etkilendiğiniz gruplar veya müzisyen kimler?

İlge: Sisters of Mercy, Bauhaus, The Cure, Sixth June, Tindersticks, böyle gider.

Mehmet: Ben son zamanlarda 80’lerin Sovyet Synthpopuna merak sardım. Özellikle Alyans grubu beni çok etkiledi. 1984 yılından beri hala müzik yapmaya devam ediyorlar. Tavsiye ederim.

Şarkı sözlerini yazarken, nelerden bahsediyorsunuz?

İlge: İnsanın ruhundan, korkularından, karanlıktan, ölüm ve acıdan. Şehirden ve boş sokaklardan.

Mehmet: Çok fazla felsefe yapmaya gerek yok. Aklımıza ne gelirse şarkı yapıyoruz. Hatta Metanet albümünde duvarda yürüyen böcekler için “Duvarda Böcekler” isimli şarkıyı yapmıştık. Mesaj kaygısı taşımadığınız zaman çok daha güzel şeyler yapıyorsunuz.

İlk albümünüzde bir Mavi Sakal Cover’ı vardı (Günler) ve çok sevilmişti, yeni albümünüzde böyle sürpriz bir cover olacak mı?

Mehmet: Yeni albümdeki şarkıların tamamı kendimize ait olacak. Yerli şarkıların coverını yapma konusunda artık biraz daha temkinli olacağız. Zira yakın zamanda rock camiasının bilinen ve önemli isimlerinden bir tanesi kendi şarkısını cover yapıp paylaştığımız için ihtarda bulundu. Bunun üzerine şarkıyı sosyal mecralardan kaldırdık. Sanatçının telif almasına kesinlikle karşı değiliz ama 25 yıllık, neredeyse unutulmuş bir şarkının bizim tarafımızdan yeniden gündeme getirilmesi ve beğeni toplayıp çok fazla ilgi görmesi biraz iştah kabarttı sanıyorum. Zira aynı şarkının milyon adetteki coverını hala internette bulabilmek mümkün.

İlge: Olmayacak.

Çerezzine olarak bizi kırmayıp sorularımızı yanıtladığınız için minnettarız, son olarak okurlarımıza neler söylemek istersiniz?

Mehmet: Biz teşekkür ederiz. Çerezzine çok yakından takip ettiğimiz bir mecra. Özellikle müziğin dışında edebiyat, tiyatro gibi diğer sanat dalları ile de alakalı olması her sanatseverin kendileri için kolayca bir şeyler bulabilecekleri anlamına geliyor. Başarılarınızın devamını dilerim.

İlge: Çerezzine‘i Instagram’dan takip ediyorum. Hayat kısa, bir şeyler yapmak lazım, yapın.

Facebook Yorumları