Sadık Arslan

Sizi kısaca tanıyabilir miyiz?

1964 Afşin, Berçenek doğumluyum. 1983 yılında Afşin Lisesinden, 1989 yılında Atatürk Üniversitesi Türk Dili ve Edebiyat Bölümünden mezun oldum. Ülkenin değişik illerinde 30 yıl edebiyat öğretmenliği yaptım. Halen öğretmen olarak Mersin’de çalışmaktayım. Evli ve üç erkek çocuk babasıyım. Lise yıllarından beri yazmaya tutkunluğum olsa da, yaşadığım özel sorunlardan dolayı, yazdıklarımı son iki yıl içerisinde yayımlamaya başladım.

Hayatınızda en çok iz bırakan olay nedir?

1998 yılında eşimi kaybettikten sonra 4 yaşında bir çocukla yeniden hayata tutunmaya çalışmak…

Yazar olma yolundaki hikayeniz nedir?

Yazmak, hayata ve kurulu düzene meydan okumaktır, en çok bunun için yazıyorum. Babam, Köy Enstitülü bir öğretmendi. Ben kendimi bildim bileli evimizde çok zengin bir kütüphane vardı. Eve günde iki gazete girerdi, ablalarım üniversitede okuyordu. Evimize sık sık Âşık Mahzuni, Âşık Mahrumi, Ali Nurşani ve Ali Kızıltuğ gelirdi. Onların sohbetlerini, atışmalarını dinlerdim hayranlıkla. Çocukluğumda da Erzincan’dan köyümüz Berçenek’e “Leyla” adını verdiği beyaz bir atla Âşık Davut Sulari gelir, âşık kültürünü anlatır, saz çalar, yörenin sanatçılarını evimizde toplar, birkaç gün kalır sonra çeker giderdi. Böyle bir ortamda büyüyüp de yazmamak mümkün mü? Çocukluk ve gençlik yıllarım hep okuyarak, araştırarak geçti. Biriktirdim, çok biriktirdim. Sonra bunları insanlara anlatma ihtiyacı duydum.

Yazarken olmazsa olmazlarınız var mı?

Elbette var: Çay, karanfil ve müzik

Bugüne kadar hangi gazete ve dergilerde eserleriniz yayımlandı? Elde ettiğiniz başarılardan kısaca söz eder misiniz?

İlk öykü çalışmalarım, Afşin Lisesinde Yücel Kayıran’la çıkardığımız el yazması dergilerle başladı. Daha sonra Yeni Çağrı, Anadolu Sanat, Yaşam Sanat, Yarpuz, Ilgın, Serçeşme, Berfin Bahar ve Artemis gibi dergilerde yazınsal ürünlerim yayımlandı. Afşin Haber gazetesinde söyleşilerim ve kitap tanıtım yazılarım yayımlandı.

Celal İlhan, Salim Taşçı, Öner Yağcı, Saygı Öztürk, Haydar Eroğlu, Hande Baba ve Veli Bayrak’ın Seçici Kurul üyesi olduğu 2020 Arif Baş Öykü Ödülü’nü “Sıvası Kanayan Ev” adlı 3. Öykü dosyam aldı ve bu dosya Klaros Yayınları tarafından yayımlandı.

Okurlarımıza kısaca yazdığınız kitaplardan söz eder misiniz?

“Soğuktu ve Kar Yağıyordu” adlı ilk öykü kitabım Ocak 2019’da 1.baskıyı, Mart 2019’da 2.baskıyı yaptı. Bu dosyayı genç yaşta kaybettiğim eşim Gülseren’e adadım. Genel olarak, ölüm, yalnızlık, anlaşılamama, bireyin iç dünyası, aşk ve aile içi çatışmalar gibi temalardan oluşuyordu bu kitap. Çok ilgi gördü.

Soğuktu ve Kar Yağıyordu

İkinci kitabım “Bâlik’te Ölmek” ise Ekim 2019’da yine Dorlion Yayınları tarafından yayımlandı. Bu yapıtta da daha çok yeni öykü teknikleri denedim: Küçürek, modernist, manzum ve durum hikâyelerinin ağırlıklı olduğu bir kitap oldu. Bu dosyada insanın içinde bulunduğu topluma yabancılaşması ve çelişkileri ile bireyin iç dünyası ve yok edilen/ talan edilen doğa üzerinde durdum.

Bâlik'te Ölmek

2020 Arif Baş Öykü ödülünü alan “Sıvası Kanayan Ev” adlı dosyam daha çok bir dönem kitabı oldu. Kitap teması, şiirsel dili ve öyküde kullanılan anlatım teknikleri açısından birinciliğe layık görüldü. Bu kitapta 12 Eylül dönemi ve sonrasında çekilen acılar, işkence, ayrılık, zorunlu göç, aşk, yabancılaşma, çocukluk temalarını iç çözümleme, gösterme, geriye dönüş, monolog ve bilinç akışı gibi teknikler kullanılarak anlattım.

Sıvası Kanayan Ev

4. Kitabım Ozan Yayıncılıktan çıkan “Bu Dünyadan Mahzuni Geçti” yaklaşık 300 sayfadan oluşan bir biyografik inceleme kitabı. Kitap şu bölümlerden oluşuyor:

1.Bölüm: Mahzuni’yle ilgili Doğru Bilinen Yanlışlar
2.Bölüm: Politik Kimlik
3.Bölüm: Edebî Kişiliği
4. Bölüm: Özel Hayatı ve Ölümü
5.Bölüm: Âşık Mahzuni İçin Ne Dediler
6. Bölüm: Anılar
7. Bölüm: Röportajlar
8. Bölüm: Mektuplar
9. Bölüm: Yeni Kuşak Mahzuni’ler
10 Bölüm: Mahzuni Albümü

Bu Dünyadan Mahzuni Geçti

Bunların dışında derlemeci Seçkin Zengin’in dört kitabına katkı sunan mektuplar yazdım. Yazdıklarım TRT Çukurova Radyosu ile Kozmik Radyoda haber ve söyleşi halinde yayımlandı. Şu an Mersin’de bir edebiyat atölyesinde “Sıvası Kanayan Ev” adlı kitabım okunup değerlendiriliyor.

Kitap fuarları okur-yazar buluşmaları hakkında düşünceleriniz nedir?

Çok faydalı buluyorum. Binlerce insanla etkileşim halinde bulunarak her türlü kitaba ulaşma olanağı sağlıyorsunuz. Okuyucularla tanışmak, onların heyecanlarını görmek ve kitabınızı imzalayarak sohbet etmek olağanüstü keyifli ve gerekli diye düşünüyorum.

Ufukta yeni bir kitap gözüküyor mu?

Şu an üzerinde son rötuşlarını yaptığım üç dosyam var: “Çeşm-i Siyahım” (inceleme), “Yarın Sızlar” (roman) ve “Coronavirüs Günlükleri” Bu üç dosyayı da 2021 yılında yayımlamayı düşünüyorum.

Edebiyatta kendinize nasıl bir yol haritası belirlediniz?

Daha yolun başında olduğumu düşünüyorum. Yazacağım çok şey var. Elbette yazmak için okumak, yaşamak, gözlem yapmak ve sanat ortamının içinde bulunmak gerekiyor. Ben de bunları yapmaya çalışıyorum. Bunun için de sürekli okuyor ve seyahat ediyorum. Dağları, taşları, börtü böceği, yok edilen doğayı ve talan edilen hayatımızı yeni bir bakış açısıyla ve farklı anlatım teknikleriyle kurgulayarak post modernist bir anlayışla yazmaya çalışıyorum.

Sadık Arslan

Facebook Yorumları