Merhabalar. Öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederim. Nasılsınız, Desecrate için hayat nasıl gidiyor?

  • Öncelikle biz de teklifiniz için teşekkür ederiz.
    Şu an grup için her şey yolunda gidiyor. Aslında 2019 yazını bazı nedenlerden dolayı biraz yavaş geçirdik ama ”sizi öldürmeyen şey güçlendirir” cümlesini adeta yaşayarak bu zamanı atlattık diyebiliriz. Arkasından vokalimiz Oktay Demirci şehir dışına gitmek durumunda kaldı ancak bu bizi beraber geçirdiğimiz zamanların azalması haricinde olumsuz etkilemeyecek. Desecrate aksamadan devam edecek.

14 yıllık, köklü ve müziğini hakkıyla icra eden bir grupsunuz. Yaklaşık 10 yıl önce ”Tears of God” isimli parçanızla sizi erken keşfeden bir takipçiniz olduğumu söylemeden edemeyeceğim. Gerçekten çok etkileyici bir parça. Grubunuzun kuruluş yıllarına gidecek olursak bize Desecrate grubunun ilk tohumlarının atıldığı dönemden bahseder misiniz?

  • Tears of Gods’ın bizim metal piyasasında tanınmamıza sebep olan en önemli şarkı olduğunu dinleyicilerimizin her seferinde dile getirmesinden bir kez daha anlıyoruz. Zaten bu bağlamda, hatta her bağlamda Tears of Gods bambaşka değer verdiğimiz bir şarkımız. Kuruluş yıllarına gidecek olursak eğer Oğuz Bulgurlular ve Akcan Ergin daha önce başka bir projede tanıştılar. Daha sonra Oğuz’un teklifiyle Akcan’la Desecrate’i kurdular ve melodik death metal tarzında 2005 yılından beri kafa kafaya verip 1 E.P. 3 single ve 1 album (bir taneside kaydedilmiş hazır bekliyor 🙂 yayınladılar. Yani ilk tohumlar aslında tanıştıkları 2002 yılında dost olmalarıyla atılmış oldu.

30 Kasım 2019 Cumartesi günü, geçenlerde çıkış yeriniz olan İstanbul’da Caravan Rock Bar’da Illusions Play grubuyla birlikte aynı sahneyi paylaştınız. Konser nasıl geçti? Katılım ve atmosfer nasıldı? Bize biraz bu konserden bahseder misiniz?

  • Oğuz’la Akcan beraber ilk konserlerini Caravan’da 2004 yılında 400’e yakın biletli seyirciyle verdikleri için Caravan’ın yeri onlarda her zaman farklı olacaktır. Illusions Play sahne açısından yeni olmalarına rağmen gerekli özeni fazlasıyla göstermiş, yaptıkları sanatı ciddiye alan ve çevresine bir çok şey katmaya özen gösteren genç arkadaşlarımız. Biz sahneleri boyunca kendilerini dinledik ve izledik. Bizler artık müzik piyasasında neredeyse 20. yılı tamamladığımız için(bireysel olarak) aldığımız sahnelerde yeni gelen arkadaşlara elimizden gelen desteği her zaman sağlayacağız. Umarız daha yine sahneyi paylaşırız. Katılım ve atmosfere gelirsek günümüzde mekanı ne kadar doldurduğun önemli gözükse de sahnedeki müzisyen için içi dolu seyirci önemlidir. 150 tane içi boş adam geleceğine 90-100 tane içi metal müzikle dolu adam gelsin bize yeter ki o akşam yettiler. Gelen herkese sonsuz teşekkürlerimizi sunuyoruz. Konserdeki en olumsuz şey twin pedalda yaşadığımız bir aksaklıktı son 2 şarkı da önce bizi yavaşlatıp arkasından 5-7 dakika durdurdu ancak dinleyicinin sabrı ve kaldığımız yerden devam eden müthiş coşkusu bizi çok mutlu etti.

Desecrate grubu kurulurken hedefleriniz ve hayalleriniz nelerdi? Bugünlere bu denli başarılı bir müzikle gelebileceğinizi düşünüyor muydunuz?

  • Hedefimiz hep aynı aslında dinleyiciye güzel bir metal ziyafeti çekmek ve Türk Metal Tarihi’nin bir parçası olmak. İsterseniz, yani bir şeyi gerçekten isterseniz onu yapamamak için bir sebebiniz olmuyor. Desecrate çok olumsuz zamanlar yaşadı. Yıllar önce 3 şehirde konser ayarlanmış, hazırlıklar yapılmış, vokalist şehri terkettiğini sabah lütfedip telefonda söylüyor ya da gitarist bir kızla tanışıp studyo gününden bir haber yaşıyor ve siz sürekli eleman(müzisyen demeye dilim varmıyor çünkü müzisyenlerin önceliği müziktir) değiştiriyorsunuz ve metal müzik bütün Dünya’da bir birim geri giderken sizin ülkenizde 2 birim geri gidiyor. Her zorluğa rağmen daha iyisini hep üreteceğiz (yeni albüm de bunun ispatı olacak gibi )

Death Metal sizin için nedir ve ne ifade ediyor? Death Metal hayatınızın tam olarak neresinde?

  • Bu konuda ki düşüncelerimize sözlerimizi okuyup, müziğimizi dinleyerek ulaşabilirsiniz 🙂

Desecrate grubu olarak, etkilendiğiniz, sevdiğiniz ve ilham aldığınız gruplar var mı?

  • İlk önce kendi hayatlarımızdan etkileniyoruz. Sonra etrafımızda dönen hayatlardan. Daha sonra mecburen gördüğümüz hayatlardan. Sonra insanların bütün bu hayattan acı çektiğini görüyoruz. İşte bizim ilham kaynağımız bu aslında tamamen acıya dayalı. Hayat zaten acıyla dolu. Acının yokluğu mutluluk işte.

İlk albümünüz, 2006 yılında demo olarak ”Gods Are Crying” isimli albümle çıkış yaptınız. O yıldan bu yana dek 1 EP 1 albüm ve 3 adet single’a yer verdiniz. İlk full length albümünüzü ise geçen sene 2018’de ”Schizophrenia” isimli 8 parçadan oluşan albümünüzü piyasaya sürdünüz. Bize ”Schizophrenia” albümünden bahseder misiniz? Bu albümün şarkı sözlerinin konsepti genel olarak nedir? Bu albümde dinleyicilere neler anlatmak istediniz? Ve albümü çıkarırken beklentileriniz nelerdi?

  • Her müzisyenin yaptığı gibi bütün yayınladığımız şarkıların üstünde özenle çalıştık. Biz hayat ve onun insanlara verdiği acılarla yazıyoruz. Bir şarkımızda savaş çanlarını çalarken diğerinde akabindeki savaşı ve zaferi anlatıyoruz, bir diğerinde ise bu zaferi kazanmak için neler yaşandığını, bazen bu zaferi kazanırken kime karşı olduğumuzu sorguluyor, anlamsız düşüncelerin sonuçlarıyla işin karanlık tarafını anlatıyoruz. Sonra düşünceler beynimizi kemirirken ruhumuzun çektiği acıları dinleyiciye de yansıtıyoruz. Bazen tek ihtiyacımızın cesaret olduğunu söylüyor ve verilen sözlerin aynı zamanda insanın onuru olduğunu betimliyoruz. Sonunda her şeyi kaybediyor ve mezarımızdan her şeyi anlatıyoruz.
    E.P. albüm ve konser şarkı sıralamamız dahil biz hep bir hikaye anlatıyoruz.

Oktay Demirci bir süredir vokalistliğinizi üstlenmekte. Oktay Demirci’nin gruba ne denli katkıları oldu? Ondan beklentileriniz nelerdi?

  • Oktay aramıza katılalı 3 sene oldu ve kendini gün be gün geliştiriyor. Bir grupta vokalistin önemi tartışılmaz. En büyük istikrar vokalistin sürekliliğidir. Bize en büyük katkısı dinamikliği oldu. Heyecanımızı hep üst seviyede tutuyor. Arzu ve isteği tartışılmaz. Grup içerisindeki herkesin birbirinden beklediğinden fazlasını beklemiyoruz. Hep daha iyi olmalıyız.

Desecrate grubu boş zamanlarında ekipçe neler yapıyor ve vaktini nasıl geçiriyor?

  • Ülkemizde metal müzikten para kazanarak hayatı idame ettirmek pek mümkün değil keza herkesin mesleği var ve düzenli işine gidip geliyor. Boş zaman dediğimiz kavram bizde yok iş yoksa müzik var DESECRATE var. Hep daha çok çalışıyor ve içiyoruz :))

Bugüne kadar hiç unutamadığınız, sizi çok etkileyen bir konser oldu mu, yeri sizde çok ayrı olan?

  • Iron Maiden Tribute gecesi Studio Live da yapılmıştı çok sevdiğimiz müzisyen arkadaşlarımızla sahne almıştık. Biz o gece The Trooper’ı çaldık ve tek şarkıda bu kadar seyirciyle bütünleşip eğlenmenin tadına vardık. Dorock’ta verdiğimiz bir çok konser müthiş geçmiştir. Kapanması bir tarihin gömülmesi demek aslında. İtü festivalleri var bir de farklı davulcuyla verilen tek konserdir ve Akcan askerde olduğu için unutamaz onu 🙂 buradan Volkan Beykoz’a da desteği için tekrar teşekkür edelim.

Yeni albüm çalışmalarınız var mı? Desecrate grubundan yeni bir albümü ne zaman göreceğiz?

  • 2019 ortalarından beri Amerika’dan ve Avrupa’dan firmalar ile görüşme yürütmekteyiz. Yeni albüm kayıtlarından görsel tasarımlarına kadar hazır. Bir kaç pürüz kaldı ama anlaşacağız ve uluslararası bir albümle karşınıza çıkacağız. Hatta çok sürpriz bir ülke ve tasarımıyla bile karşınıza çıkabiliriz.

İstanbul’da Metal yapmak nasıl bir duygu? Size eksileri ve artıları neler? Zorlukları var mı? Ve ayrıca bize İstanbul Metal camiasından biraz bahseder misiniz sizin gözlemlerinizle?

  • İstanbul neyse Türkiye odur. Evet siz daha küçük şehirlere gidip konserler verebilirsiniz ya da o şehirlerin grubu olabilirsiniz ama İstanbul dinleyicisi akımı ve dinlenebilirliğinizi belirler. Örneğin 5 şehirde konser verirsiniz ama bir İstanbul konseri hepsinden faydalıdır. İstanbul’da mekan çokmuş algısı vardır bu eksi bir değerdir hele ki Dorock kapandıktan sonra Taksim gibi bir kalede 2-3 mekandan başkası yok. Kadıköy’ün etkisi tartışılmaz ama orası bile 3-4 sahneye sahip. En enteresan olanı da herkes başkasının çaldığı diğer sahneye bok atma peşinde. He orada mı çıkıyorlar üff çok kötü gibi. Bunlar piyasada olan 5-6 tane dinozor dediğimiz grupların gizli ya da aleni çekişmesinden kaynaklanıyor. Organizatörler zaten değişik. Kimi organizasyona yakınsa onu çıkartma peşinde. Zaten grup az sana yakın olanı şişiriyorsun sonra grup yok. Millette dışarıya bakıyor o zaman seni yalayacak hali yok adam zaten eser bırakıyor bu hayata. İstanbul metal camiasının belli kısmı şu ” A tanıyorum ben onları çok iyiler” ama konsere gelmedi, gelse de içeri girmedi, girse de izlemedi. Diğer kısmıda sıradan bir günde oturup biranı içerken tanımadığın birinin karşına oturup, seninle konuşup, senin müziğini eleştirmesi. İkinci kısım bizi ileriye taşıyanlar işte ve bu müziği dinlemeyi sürdürecek olanlar.

Türk Metal camiasında ön planda olarak çok sevdiğiniz gruplar var mı? Merak ediyoruz doğrusu…

  • Bu piyasada dinlediğimiz çaldığımız tarz olsun olmasın müziğini hakkıyla yapan herkese saygımız var. Şimdi grup adı versek e onlar zaten arkadaşlar diyecekler o yüzden hepsini seviyoruz.

Ülkemizde yeterince işini hakkıyla yapan Türk Metal grupları var mı sizce? Ve neden Türk Metal dinleyicileri Türk Metal gruplarına karşı çok acımasız? Bilirsiniz; aynı müziği bir İskandinav grup yapsa çok takdir eder ve öve öve bitiremezler ve aynı müziği bir Türk Metal grubu yapsa eleştirileri hakarete çevirirler. Bu beni çok üzen bir durum. Siz neler düşünüyorsunuz?

  • O bizim ülkemizin her yanında olan en büyük yozlaşma. Kendini beğenmeme, kompleks. Bu düşüncenin önce organizatörler tarafından değişmesi lazım. Seyirci acımasız, organizatör acımasız, bir grubun müzisyeni diğerine göre acımasız, kör topal gidiyor işte piyasa. Nice Türk grupları var hakkıyla müzik yapan ama dediğiniz gibi işte üzüyor hepimizi. Örneğin basit bir anı; Desecrate Beyoğlu’nda Rasputin 34’te takılır ve albüm Spotify üzerinden muhtelif zamanlarda mekanda çalar. İçerdeki dinleyicilerde eğlenmeyi, müziği sevmesini görürsünüz, sonra orada çalışan arkadaşlarımıza grubun adını sorarlar, Türk grubu olduğunu bilmeden devam ederler ve siz köşede biranızı içiyorsunuzdur 🙂

Yurtdışında konser verme planlarınız var mı? Desecrate grubu, Türkiye’yi Avrupa’da temsil etmesini çok isteriz doğrusu…

  • Mayıs 2020’de bir Avrupa konseri olacak gibi… Takipte kalın

Grubunuzun kuruluşundan şu ana dek, sizi parçalarınızdan en iyi anlatan bir tutam şarkı sözünü bizimle paylaşır mısınız?

  • ”Ve mezarımda sonsuz karanlıktayım Tanrıların göz yaşları mezar taşıma çarpıyor duyuyorum…”

Metal müziğin unutulmaya yüz tutmuş, Metal müziğin uğrak noktası olmayan farklı şehirlerde konserler vermek istiyor musunuz? Buna dair planlarınız var mı?

  • Teklif gelen her yerde çalarız bu konuda bir kıstasımız yok.

Bu samimi ve keyifli röportajdan çok haz aldığımı söyleyebilirim. Son olarak Metal dinleyicilerine söylemek istediğiniz şeyler var mı? Son söz Desecrate’in!

  • Gelin Metal dinleyip eğlenelim. Metal evde, yolda ruhunuzu okşar ama içinizde ki özgür ve vahşi ruh sahne önünde ortaya çıkar!! Şerefe!!

 

-İletişim:

manager@desecrateofficial.com

www.desecrateofficial.com

www.facebook.com/desecratetr

Instagram: desecrateofficial_

Facebook Yorumları