Edvard Munch
Edvard Munch – Woman On The Verandah (1924)

“İçim ayıp dışım geçim sol yanım sevgi
Bu nasıl yaşamaydı dön” 

Gülten Akın diyor ki “Sanatçı, donmuş bir düzenin özleyicisi değildir. Olmaması gerekir.”. Bize gerçekliği bir ayna çıplaklığında değil yansımanın algılanışındaki birikim ve cesaretle veren bir şairden söz ediyorum. Donmuş düzene şiirle başkaldıran gerekirse “kara saçlarını kesen” bir şairden söz ediyorum.

“Onlarsız olmazdı, taşımam gerekti, kullanmam gerekti.”

Bu yazı kara saçlarından kurtulan her kadın için kaleme alınmıştır. Yasaktan, yasadan ve töreden kurtulmayı hak eden, iri gözlerin çekilmezliğiyle bitmek bilmeyen bir devinime hapsolmuş kadınlara. Şimdi içimizdeki “bulantı” dan kurtulma vaktidir. Şimdi adından önce gelen sıfatları terk etme vaktidir.

Bir şiir etrafında şekillenen bir yazı bu. Bir şiirin çok anlamlılığına sadece bir bakış. Kadın olarak bunca kuşatılmışlığın içinden bir ses belki de. Dönüp dolaşıp bir şiirde bulmak kendini ve yaşadıklarını. Gülten Akın öyle dizelerle ifade etmiş ki yıllar geçse de farklı dönemlerde aynı izleri buluyorum bu şiirde. Bir ses duyuyorum. “Dön!” diyor bize şair. Seni kuşatan, saçlarından tutup bırakmayan ne varsa dön diyor. Dönmeyi seçiyorum her okuyuşumda. Her okuyuşumda bir daha kesiyorum saçlarımı. Korkuyorum bazen hatta korkuyoruz çünkü bazı hisler çoğuldur.  Çoğu zaman da sıkışmışlığın ve bulantının sebebi bu korkudur. İkinci cins olmayı ve uzun saçları işte tam da bu anda reddediyorum. “Bir kaysıyı sallayan yel”e sesleniyorum bazı günler. Korkudan her kurtulduğumda ve bana biçilmiş edilgenliği reddettiğimde.

Bu şiirin bana hissettirdikleriyle sesleniyorum okuyucuya. “Aydınlık, deli, rüzgarlı” olmaya çağırıyorum kadınları. Bu cesarete sahip olmazsak “Bir toplu iğneyi bir yaşantı ile karşılayanlar” dan ne farkımız kalır?

“Kestim kara saçlarımı n’olacak şimdi
Bir şeycik olmadı – deneyin lütfen-“

Facebook Yorumları