Çerezzine ailesinin bir parçası olmaktan öncelikle mutluluk duyduğumu belirtmek istiyorum. Bugün ruhunu ve yaşamını Norveç topraklarında Pagan inancıyla devam ettiren namı değer ” Lord Of Darkness” Burzum üzerine yazmayı planladım ve albümlerinde ki deneyimlerimden söz etmek istedim.

Black Metal denince aklıma kirli, karanlık, öfke ve nefret geliyor. Bunun müziği düşünülünce de Burzum. Varg bu müziğe bir de inancı ekleyince ortalık kaostan geçilmemiş zaten. İlk demo “demo I – demo II” i 1991 de Norveç Oslo’da Helvete adı verilen müzik stüdyosunda kayıda geçiyor. Aslında demolarında “black metal nedir,nasıl işlenir” anlamında ön ayak olmuş takipçilerine. Aynı zamandan Burzum’un da müzikal geleceği hakkında düşündürmüş, hayran bırakmıştır .

Yıl 1992 İlk full album ”Burzum” 9 parçadan oluşuyor ve bence ” WAR” bu albümün değil Burzum’un marşıdır! Basit gitar rifflerine kirli sert bir vokal, basit bir ses kayıdı ve küçük miksler… Arkada ki baterinin sizi esir alması ayrı olaydır. Bu parçada önemli olan asıl ruhunu yansıtmasıydı… Albüm demişken kapağını geçmek olmazdı, müziği kadar albüm kapakları da mistik, gizemli ve tam anlamıyla duygularla ifade edilemeyecek bir imza taşıyor. En azından ben açıklayamıyorum… Bu albümün bir diğer özel parçası kanımca “Dungeons of Darkness” tir. Burada VARG aslında atmosferik ambient Lord’u olacağını da söylemek istemiş ki ilerleyen albümlerinde ambient müziğe de sık-sık yer vermiştir.

Yıl 1993 ikinci albümü ” Det som engang var”
Dediğim gibi adam psikopat! Düşünün bir psikopatın sanat icra ettiğini ve bu sanat Black Metal! Albüm kapağın da 1992 de ki albüm kapağı aslında bu albüm kapağının içine gizlenmiştir. Gizem ve sanat dolu bir tarz bu! Albüm içinde öne çıkan parçalar şunlardır; -Key to the Gate, -Lost Wisdom. İki parçada da şunu hissettiriyor, gitarda sert tonların yanında arkadaki “bass gitar riffleri” hissettirilmiş ve screamlar daha öfkeli daha yırtıcı. Sanki biri sizi bir ayin ile savaşa çağırıyor! İstemsizce bunu sorduğunda savaşa hazır olduğunuzu belirtmek istiyorsunuz. Tabi ki de bu bir mecazi. Aynı albüm içinde sevgili Varg ambiente yine yer veriyor. Önemli olan ve dinlenilmesi gereken bir diğer parçası “Han Som Reiste”dir.

1994 geldik beni anlatan bir albüme. Kendimi bulduğum ve öldürdüğüm albüm! Sanırsam ruhumu başka bir ruh ile değiştirecek olsalar idi şüphesiz sahip olduğum ruhuma merhamet ederlerdi ki bu albüme sürekli maruz kaldığı için… Onu çok üzüyorum, doğrudur. “Hvis Lyset Ter Oss ” 4 parçadan oluşuyor. Bu albüm den önceki albümlerde parçalar çok uzun tutulmamıştı. Benim için Burzum’un marşı olan “War” kısa ve öz. Herşeyi ifade etmek istenmiş. Ama bu albümde öyle değil gelişme bölümüdür burası. Parçalar 8 dakika ve üzeri. Geçtiğimiz yılın “Det som engang var” albüm kapağını kullandığı gibi bu kez albümün ismini de parçasında kullanıyor. Parçanın adı “Det som en gang var” şarkı o kadar hoşuma gitmişti ki, bir otobüs yolculuğum da ön koltukta oturan iki 40’lı yaşlarda olan beyler var idi. Bunlar Norveç gurbetçileri idi ve Türklerdi. Aralarında konuştuklarından anlamıştım ki küçük sohbetin ardından hemen bu albümün isminin Türkçe manasını sormuştum. Onlarda Norveç dilinde “Ah, bir zamanlar önce” manasına geldiğini belirtmişler idi. Böyle bir anımda olmuştu albümle ilgili. Bu albümde bateride “twin” tekniği kullanılmış ve bu kirli gitar tonlarıyla hipnotenize bir amaç güdülmüş. Aslında yaptığı her albüm bir diğer albüme uzanıyor gibi. İkinci parçası “Hvis Lyset Ter Oss” volume olarak daha da seri atakları olan gitar riffleri ve bateri var ancak burada ambient ön plandadır. Şiddetle öneririm. Tekrardan bir ambient parça ile karşılaşıyoruz. Namı değer “Tomhet”. Ambientleri anlatamıyorum sanırım, bence hislerin yeryüzüne çıkmaması gerekir diye düşünüyorum ambientte. Yaşa, hisset ve öldür.

1996 “Filosofem” -AaaRrrRggghhHHhHhhghhHh!!!

Şüphesiz Burzum’un en sansasyonel, en öfkeli, en kızgın ve en yorgun albümüdür. Albüm kapağı yine şaheser. Albüm içerisinde başyapıt olan “Dunkelheit” parçası mevcut. Bakın lütfen diğer Burzum parçaları ve albümleri Burzumun kendisi ile olan yarışını temsil ediyordu ama bu albüm ve bu parça Tüm Black Metal eserleriyle birebir kapışıyor! Ben tek siz hepiniz dercesine… Bir çok Metal grupları tarafından Coverı da sahip. Bunu evinizin yatağınızın bir köşesine yazın- yazdırın. 6 parçadan oluşan albümde yeniden 2 ambient mevcut. Bu albümde ki 4 parça agresif ruh halini ön plana çıkartırken kalan 2’si sizi bu kez hipnotize ederken farkına vardığınızda iblisle kucaklaştırmış oluyor. Artık boyun eğmek zorundasınız. Merhamet etsin size dercesine bakıyorsunuz ama bir yandan da beslendiğiniz öfke buna engel oluyor… Tamamen karmaşık hisler. 2 ambient parça “Rundgang um die transzendentale saule der singularitat” 25 dakikalık bir tecrübeye itiyor ve ruhunuzu hemen “Gebrechlichkeit II”e aktarıyor. Şansınız varsa ilginizi dağıtacak bir panzehir bulursanız “nereden bulaştım ben buna” direk tevbe edebilirsiniz… Zaten en sansasyonel, en gürültülü, en asi, en depresif albümüdür kendisi ki bundan sonraki 2 albümü ambient üzerine çalışmadır.

1997 Dauði Baldrs

Yorulmuş bir savaşçı gibi düşündüm. Artık fiziksel olarak yılmış bir bütüne mental olarak tecavüze devam eden bir albüm. 6 parçadan oluşan albümde benim için en önemli ve dikkatimi çeken albüm kapağı idi. Gerçekten bu kapakta ne anlatmak istiyordu? Hâlâ düşündürür beni. Kendinizi bu konuda yormak isterseniz arka planda kesinlikle “Illa tiðandi” isimli ambient parçanın düşüncelerinize eşlik etmesi gerekiyor. “Móti Ragnarǫkum” da ise klavyenin sade ve bir o kadar da gizemli-mistik notalarına bırakıyoruz kendimizi. Ve klavye – davul ikilisinin’de mükemmel uyumunu da görüyoruz. Özelikle bu albüm de her parça da “choir aahs” – violin ve davul kullanılmıştır. Psikolojinizi terbiye etmenizi öneririm.

Ve son 1999 Hliðskjálf…

Bunu bütün samimiyetimle iletiyorum… Bu albüm yine ambient ama bambaşka, tamamen ifade edemeyeceğim enstrümanlardan oluşuyor. Bunun hakkında birşey diyemeyeceğim… İlk kez susuyorum, saygıyla. Çünkü artık Varg ruhunuzu esir almıştır bundan sonrası onun merhametine kalmış. Lütfen bu albüm için düşüncelerinizi yorum olarak iletiniz. 8 parçadan oluşan albüm de öne çıkan parçalar “Tuistos Herz”, “Ansuzgardaraiwô”, “Frijôs einsames Trauern”dir..

Burzumun 1991-99 yıllarında dünyaya armağan niteliğinde olan albümlerini derledim sevgili dostlarım. Varg 2010’da yeniden albümlerine devam ediyor tabiki de ancak 1991-99 yılların değinmek istediğim için konuyu buradan sonrasına taşımayacağım. Burzum tek kişilik bir projedir ve bütün enstrümanlar kendisine aittir. Burzum, müzikten öte bir felsefedir. Felsefesini çözenin vay haline derim. Norveç’in sosyolojik geçmişinde bir takım kilise yakma, mühimmat bulundurma, yaralama ve cinayet gibi marifetleri de mevcut ama ben Burzum’u müzikal olarak ele almak istedim bu yazımda. Bu konuyu’da merak edenler için 2019 yılında filme çevirilmiş “Lord Of Chaos” isimli belgeseli de izlemenizi tavsiye ediyorum.

Sağlıklı kalabilmeniz umuduyla, Savaşın !

– End Of Life .

Facebook Yorumları