Kiminin kulağına fısıldar, kimine bağırır.

O, sizi çağırdığı zaman, onu izleyin.

Mıh gibi aklımdasın.!
Alnımıza yazılan alın yazımızı yine alın terimizle, her emeğin düşmanı iblise inat birbirimize yürüyerek değiştirebiliriz.

Değiştirebiliriz inan.
Karın altında kurulan gözü kara bir düş de, meşeyle selvi birbirinin gölgesinde büyümez de,
Ne dersen de …

Çağıran aşk /

Aşk, tavlasında en rahvan yanınla, yorgun sol çeperine bir çentik at. Bu senin resmi tarihini temize çektiğin, beni bilebildiğin, bendeki senin miladın olsun.

Beni bil, bana yürü.!

Üç adımda/
Üç hakkınla/
Kulağına üç kere üflenen isminin hatırına.

Çağıran aşk /

Bu dünya bize göre değil biliyorum. Ve yine biliyorum ki, ölmek isteyene içinden geçen her mezar uygundur. Matem kusan makberler, kimine gümüşten mesken.
Sınırları alabildiğine zorladık, kuşların peygamberi, anka’ya dost olduk sonunda.
Dünya çekip gitti ayaklarımızın altından,bize gördüklerinden çürümüş gözler bırakarak.
Medcezir soluklarla, sıradan sırlarımızla büyüleyelim birbirimizi.

Bir yanımızda gam bitsin, diğer yanımızda süsenler bırak.

Ben senin yarımın,
Ben senin yarının,
Ben senin bilip yanıldığın,
Yaslarından ve yaşlarından yarattığın
Yana yana
Yandığın külüm
Bilmeden, bilmeyi yeğlemeden tutunduğun
Tam düşerken çağırdığın yanım.

Çağıran aşk /

Kalbe giden tek damara sahip, parmakla işaret ediyor aşk /
Ben ki, çiseleyen yağmur gibi sabırla yazıp, şiirlerle kundaklıyorum hayatı.
Yaslan duygu dünyama, inan kimseler ağıt yakmaz külden devşirmelere.

Söz sana!
*Karıncanın eğilip su içtiği yere kadar.

Her aşk, sırlarla sırlanmış kaderini bekler araf’ta.

H. Nur Düzenli

*Yaşar Kemal

Facebook Yorumları