Elif Aksüt

Sevgili Elif öncelikle merhaba, sitemizi takip eden dostlar seni zaten yakından tanıyor, fakat yine de dostlarımız için biraz kendinden bahseder misin?

Merhaba Çerezzine ailesi. Şu an bu röportajda yer aldığım için çok heyecanlı ve mutlu olduğumu dile getirmek istiyorum. Çerezzine de “Eşik” de benim için çok değerli. Özellikle birlikte andığım zaman heyecanlanıyorum, mazur görün!

Tabii ki bahsetmek isterim. Ben Elif AKSÜT. “Eşik” isimli şiir kitabının yazarıyım. İstanbul’da doğdum. Sakarya’da yaşıyorum. Sinema mezunuyum. Aktif olarak yazarlık, editörlük, reklamcılık ve tütsücülük ile uğraşıyorum. (Evet, tütsü. Otlarla olan.) Ciddi bir anlatım oldu, biraz da şöyle değineyim. Yirmi üçünde, güzel işler yaptığında inanılmaz heyecan duyan, bazen çok hırslı, gözyaşı tanesinden oluşan, ikizler burcu ve hatırı sayılır delilikte bir kadınım. Yazarım, çizerim, okurum. Her iki türlü de kendimi tanıtmaya çalıştım. Umarım yeterli olmuştur.

Hepimiz için bir sürpriz olan ilk kitabın “EŞİĶ” Elpis Yayınları etiketiyle yayınlandı. Bizlere biraz kitabın hikayesinden bahseder misin? Ve kitap yazma fikri nasıl ortaya çıktı?

Tabii. Hayatımda geçmek istediğim bazı eşikler vardı. Özellikle 2020 yılı dünya için kötü bir yıl olsa da bireysel olarak en büyük başarıları elde ettiğim yıl oldu. Ben çok erken büyüdüm. Yaklaşık 15 yaşımdan beri yazı ile iç içe bir yaşam sürdüm. Büyüdüğümü anladığım ilk andan beri hayatta gerçekleştirmek istediğim bazı durumlar vardı ve ben bunları bir “eşik” olarak gördüm. Geçen yılın sonlarında kendi ayaklarımın üzerinde durmaya başladım. Çok fazla çaba sarf ettim. Yaşadığım şehirde bir “Yazı Atölyesi” kurdum. Geçtiğim en güzel eşiklerden bir tanesi buydu. Bir diğer eşiğimi de kendi kitabımı bastırmak olarak belirlemiştim. Çabaladım, toparladım, güvendim ve kitabımı baskıya gönderme cesaretine eriştim.

Açıkçası kitabın ismi de buradan geldi. Hayatımda çok fazla eşik gördüm ve geçtiğim her eşikte, biraz daha büyüdüm. Biraz daha ben oldum. Bu kitap benim hayatım. Benim hayatım bir eşik.

Kitabın kapak çizimi ve içindeki çizimler harika olmuş, bu anlamda kiminle çalıştın ve kapağın hikayesi nedir?

Kitabımın kapağında çok sevgili Barış Özyaprak ile çalıştık. Barış, benim hayatımın en önemli eşiklerinden bir tanesini oluşturdu, yaşamımı boyutlandırdı ve sevgimi kazandırdı. Hayatımı anlatan bir kitapta, hayatımın en önemli detaylarından olan Barış’ın çizgilerini istedim. Verdiğim en doğru kararlardan biri oldu.

Sevgilim Barış ile kapağa karar verirken, yine benim hikayemi anlatmasını tercih ettik. Bir insan kaburgasına yer verdik ve kalbi sağ tarafa konumlandırdık. Doğuştan “Situs Inversus Totalis” isimli genetik düzensizliğe sahibim. Kalbim sağda ve diğer organlarım olması gerektiğinden ters taraflarda. Bu yüzden yola, “kalbimin sağ tarafına sığdırdığım…” olarak çıktım… 🙂

Kitabın diğer sayfalarında yer alan görseller yayınevine ve reklam ajansına ait. Herkesin emeğine sağlık, minnettarım.

Elif Aksüt Eşik

“Eşik” benim son zamanlarda okuduğum en özel kitaplardan kesinlikle, şu ana kadar aldığın yorumlar ne yönde?

Çok teşekkür ediyorum güzel sözleriniz için. Kitabım “Eşik” için genellikle olumlu yorumlar aldım. Deneysel bir kitap olması sebebiyle hayatının birçok alanından izler gördüğünü söyleyenler çok fazla oldu. Kelimelerime tanık olan herkese teşekkür ederim.

Kitabı okurken şöyle bir hisse kapıldım ve şunu hissettim. Aysel Gürel ile Sartre bir araya gelmiş ve Elif Aksüt’e bir ruh teslim etmişler. Ve Elif bunu ilmek ilmek işleyip bizlere sunmuş, ne dersin haksız mıyım?

Beni mutlu eden sözler bunlar. Aysel Gürel’in buyrukluğunu çok severim. Ruhundan izler taşımak ve bunları kitabıma yansıtmış olmak da beni çok mutlu eder. Her yazarın eserinde, hayatında yer eden ünlü bir isimden izlere rastlayabilirsiniz. Bu bağlamda da Sartre’nin varoluşçuluğunu birçok şiirimin alt yapısında ve kelimelerimde gözlemleyebilirsiniz elbette. Deneyselliğin yanında, bir ruha dokunabilmeyi kelimeler ile işleyebilmek çok değerli. Bu değerin farkındayım. Şanslıyım.

Kitap gerçekten deneysel olmuş. İçinde varoluşçuluktan, sevdaya, Beat kuşağından, Heavy Metal’e ve toplumcu anlayıştan, Undergrounda kadar zengin bir bakış açısı yakaladım, bu konuda bana hak verir misin ve bunun sırrı nedir?

Gözlemlediğiniz her bakış açısından hayatımın biraz beslendiğini söyleyebilirim. Geçmişte Kadıköy sokaklarından çok geçtim. Beat ruhunu Woodstock’ta hissettim. NeoBeat ruhunu hissettiğim yıllarım çok güzeldi, hala öyle. Heavy Metal dinlemeyi de çok severim. (Slipknot hayranlığımızı kimse sorgulamasın! -burada gizli headbang yapıyor-)

Kısacası hayatımın her alanında yer alan izleri kitabıma ve kelimelerime taşımak benim için büyük mutluluk. Bazen mutluluk, bazen hüzün ama gerçekten güzel.

Bir Black Metal müzisyeni olarak “Hiçlik” kavramı hep hayatımdadır ve hatta Sis ile tam da bu ismi taşıyan bir şarkım var ve Eşik’te bu terim çok fazla karşımıza çıkıyor ve açıkçası her cümlen beni derinden sarstı. Hiçlik hayatında ve edebiyatında ve duruşunda nasıl bir yerde durmakta ve senin Hiçlik tanımın nedir?

“Hiç” kavramı yoksunluk gibi gelebilir bazen. Ben bu kavramı yoksunluk anlamında kullanmadım. Aslında öyle bir “Hiç” ki bu, içinde hüzün, kırıklık, kırgınlık, yokluk, yoksunluk ve umutsuzluk var. Hiç kavramını çok fazla kullandım. Çünkü bazen yok dediğimiz şeyler bile, hayatımızın odak noktasında yer alıyor. İstemesek de oraya yerleşiyor ve yaşıyor. “Hiç” benim için böyle bir kavram. İçi dolu, içi hüzünlü.

Elif Aksüt

Her yazar ve şairi mutlaka yazmaya iten sebepler olmakta, bu kitabın sırrı nedir?

Hayatımda beni yazmaya iten sebeplerin başında kelimelere ve çizgilere olan sevgim geldi. Her zaman okudum, yazdım, sildim, yırttım, çizdim ve yaktım. 17 yaşım benim kelimelerimi ve hayatımı tamamen yeniden şekillendirdi. Şimdiki Elif ile 17 yaşıma geri dönsem, “Yaptın, yine yap. Elbet bir gün karşılığını bulacaksın.” Derdim. Yaşadığım hiçbir şeyden, attığım hiçbir adımdan pişman değilim. O zaman o eşikten geçmeseydim, şu an bu röportajı yapıyor olmayacaktık. Her şey hayatın içinden, her şey bir adım. Her şey bir eşik ve “Eşik” benim hayatım.

Ve kitabı okurken şunu da düşündüm, baştan sona bir film gibi, peki EŞİK bir film olsa, bu filmin sountrack’inde hangi şarkılar yer alır?

Kitabım bir film olsa, Tarkovsky’nin filmlerine benzesin isterdim. (Soru bu değil ama yeri gelmişken Tarkovsky’e değinmek istedim. Lütfen bir kez “Stalker” izleyin.)

Kitabımın hayatımı yansıttığını söylemiştim. Açıkçası ben şu an hayatım bir film olsa Soundtrack’ta hangi şarkılar yer alır gibi algılıyorum ve sıralıyorum. Kolay gelsin!

1. Teoman – Kupa Kızı ve Sinek Valesi
2. Portishead – Roads
3. While She Sleeps – You Are We
4. Turgut Berkes – Işığın
5. Aaron – U-Turn
6. Five Finger Death Punch – I Apologize
7. Slipknot – Child of Burning Time
8. Pilli Bebek – Gündüz Yüzlü Kız
9. Sis – Hiç
10. Feridun Düzağaç – İz

Sizlere uçuk kaçık bir liste sundum. Benim gibi hafif deliler için amme hizmeti. 🙂

Elif Aksüt

Ülkemizde okuma oranları malum, bir yazar olarak sen nasıl değerlendirirsin bu durumu?

Maalesef okur-yazarlığın düşüşleri oynadığı bir dönemden geçiyoruz. Yazı Atölyesinde elimden geldiğince bu durumu kırmak için çaba gösteriyorum. Özellikle Sakarya gibi bir şehirde bu girişimin bana yaşattığı zorluklar, durumun çok da iç açıcı olmadığını gösterdi. Okumanın önemini, insan manasındaki değerini ve kıymetini anlamamız gerekiyor. Maalesef biraz geç anlayacağız gibi duruyor. Bu duruma üzülmekten başka bir şey gelmiyor elimden. Keşke hepimiz bir kitabın dostluğunu keşfetsek ve önemseyebilsek…

Elif Aksüt hangi yazarlardan etkilenmiştir ve son zamanlarda okuyup takip ettiği yazarlar ve kitapları nelerdir?

Dostoyevski, Bukowski, Kerouac, Burroughs, Sartre, Tolstoy gibi birçok ismi hiç ayırt etmeden söyleyebilirim. Özellikle Dostoyevski’nin Karamazov Kardeşlerini biraz üstte tutabilirim. Zihnimde ve bilincimde etkisi büyük. Bu önemli isimlerin yanı sıra Umay’ı es geçmeyeceğim. Umay Umay’ın değerli kelimelerini ve yüzünün yarısını çok seviyorum.

Son kez Şükrü Erbaş’ı da ekleyeceğim. Kelimelerine, kalbine ve soluğuna sevda duyduğum isimlerden biri. Kelimeleri ile var olsunlar!

Çerezzine ailesinin önemli bir yazarısın ve doğal olarak 2.yaşımızı kutlayacağımız bu günler için neler söylemek istersin?

Aile benim için çok önemli bir kavram. Ailem benim hayatımın en büyük şansım. Eşsiz bir aileye ve eşsiz bir yuvaya sahibim. Her kelimemde ve hayatımda bıraktıkları izler için onlara minnet duyuyorum. Hayatımın en önemli varlıklarından bir tanesi oldular.

Çerezzine de benim bir ailem. Burada var olduğum ilk günden beri çok güzel insanlar tanıdım, çok güzel kalplere eriştim. Benim için büyük bir şans olan Çerezzine’nin hep var olmasını ve güzelliğini sürdürmesini diliyorum. İyi ki bu aileyi tanıdım, iyi ki sizlerleyim.

Sevgili Elif, kitabının hayırlı olmasını ve tüm okuyuculara ulaşmasını temenni ediyoruz ve sana bizi kırmayıp sorularımızı yanıtladığın için çok teşekkür ediyorum. Son olarak okurlarımıza neler söylemek istersin?

Asıl teşekkürler bana ait. Röportaj şansını tanıdığınız ve kelimelerime yer verdiğiniz için çok teşekkür ediyorum. Kitabımı okuyan, kelimelerime tanık olan, hayatıma katkıda bulunan ve iyiliğine minnet duyduğum herkese çok teşekkür ederim. Son kez kitabımın önsözü ile röportaja veda etmek istiyorum.

Kaburgamın sağında yer bulan kalbime sığdırdığım:

Saygıyı ve yaşamı öğreten, her daim arkamda olan canım aileme,

Beni sevgiyle yeniden “barıştıran” eşsiz sevgilime,

Bağları öğreten arkadaşlarıma…

Kelimelerimin her zerresinde emeği bulanan,

Beni büyüten her şeye ve herkese,

Minnet ve saygı ile.

-ea-

Facebook Yorumları