Geçememiş

Geri verilmez alınan geçmişten kalan,
Yaralayan, acıtan, susturan ve aldatan;
Yüreğe bir yük, göze boya olup da,
En derin bakışları hep acıyla dolduran.

Geçmişin kapısı büyükçe girdap,
Ardında sırlar, yalanlar ve doğrular;
Arkadan bakanı, daimi seyri var,
Sürekli bir çağıran, dertli bir yar.

Bırakmaz peşi, durdurur işi,
Aratıp aratıp da yordurur gözü;
Kırıp geçirir heves kimliği,
Baskı altında buldurur özü.

Susmadan konuşur, pek bi dövünür,
Elleri tutmaz, geri çevirir övünür;
Bir parça umut satıp yok pahasına,
“Zengi etti beni” derken görülür.

Geçmişin yakasına yapışma boşa,
Köprü yoktur o uzak yakaya;
Ne su geçer aradan üstünde gemi olsun,
Ne kuş uçar oraya çokca yemi olsun.

Varırsan bir gün eskaza geçmişe,
Hata defterini sıkıştırır eline;
Gözyaşları verir sana, iyi bak diye onlara,
Ama bakamazsın çünkü bir gün ağlarsın…

Acıysa geçmiş acıtır içini,
Tatlıysa kendine hapseder seni,
Elbet çeker sonsuza dek ellerini;
“Gitme” der sana ama gitmeli.

 

Yunus Emre Işık

Facebook Yorumları