Acı çekiyorum çözümsüz bir toprakta kimsenin haberi yok,
Ne güller açmama müsaade edilir ne kaçmama;
Olmayacak işler için harap halde,
Ne ruhlar aleminde ne mevsimlerde…
İçime ağlıyorum bir kahkaha cennetinde kimsenin haberi yok,
Ne merhemi mevcut bu biçim yaranın ne çaresi;
Hiç gidilmeyecek bir yolun başında,
Ne gizliden arkada ne düpedüz ortada…
Gücüme gidiyorum herkesin yaptığı gibi kimsenin haberi yok,
Ne dinleyeni var böylesi bir derdin ne anlayanı;
Kendimden kaçmanın türlüsünde,
Ne düzgün kaçabilen ne peşin kovalayan…
Yavaşça ölüyorum yaşam kokan bir bedende kimsenin haberi yok,
Ne olduğum gibi görünebilir ne göründüğü gibi olabilir halde;
Fikri envai zikri tekbir içinde,
Ne nefer olmaya kadir nefes ne yeter olmaya…
Reva mıdır cefaya bitişi olmayan zaman,
Epey garip bir sızı yakışmaz da isyan;
Ben bende kaç kez ölüp dirildim karnım tok,
Zihnimin ip askıları pekçedir kimsenin haberi yok.
Yunus Emre Işık