Merhaba röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için çok teşekkürler. Sizi daha yakından tanımak isteyen okurlarımız için kendinizden bahsedebilir misiniz?

Selamlar, ben Hayri Saraç doğma büyüme Eskişehir’liyim ve hala orada yaşıyorum. 27 yaşındayım. İntihara meyilliyim, şimdilik hayattayım.

Yazın hayatına ilk girişinizin facebook üzerinde “Yere Düşen Travma” sayfanız ile başladığını biliyoruz. Bu sayfayı açma anı ve de ismi hakkında bize neler söylemek istersiniz?

Ben o sayfayı açmadan önce cümle cümle bir şeyler yazıyordum ama çokta ciddi şeyler değildi. 2013 yılında işten kovulmam, ilaçların işe yaramaması falan birkaç kötü olay silsilesi yüzünden tekrar doktora gidip durumu anlattım. “İstersen seni bir iki gün burda misafir edelim” dedi. Ben de gerek yok yazmaya başladım iyi geliyor olmazsa geri gelirim dedim ve kaçtım hastaneden. Sonra eve gidince yazabilir miyim diye merak ettim ve sonuç buralara kadar geldi. Yere Düşen Travma ismi ise Ağaçkakan isimli bir rapçinin şarkısında “fayansa dökülen travma” isimli bir cümle buldum ve üzerinde hafif oynama yaparak kullanmaya başladım.

İkinci kitabınız Sürreal İntiharlar’ın kitap kapağında bir şarkı listesi vardı. Onu neden ekleme gereği duymuştunuz ve de nasıl tepkiler gelmişti?

O kitap benden ziyade bir çok insanın karanlığını acısını anlatıyordu ve o playlistin karanlık bir hava katacağını düşündüm, zaten sevdiğim şarkılardı koyayım dedim. Güzel oldu ama, tepkiler baya komikti. “Allah belanı versin, bunu neden yapıyorsun, ruh hastası” gibi naçizane iltifatlar aldım. Herkese teşekkür ederim.

Şimdi de Bileğimden Dip Notlar ile selamlıyorsunuz okurları. Ancak bu kez önemli bir farkla; Paskalya Tavşanı olarak değil de Hayri Saraç olarak. Bu farklılığa, bu gerçekliğe iten şey neydi sizi?

Paskalya Tavşanı yeterince şey başardı. Hayri’yi iyi korudu, sağolsun. Lakin artık Hayri’nin de güçlü olduğunu ve hala inadına hayatta olduğunu göstermesi gerekiyordu. İnsanlar Paskalya Tavşanı’nı bir maske bir mahlas sanıyordu ama kimse Hayri ile saatler süren sohbetlerini bilmiyordu. O yüzden ikisi arasında bir anlaşma sağlanıp sahneyi Hayri devraldı. Ama merak etmeyin Paskalya Tavşanı çok uzakta değil.

Bileğimden Dip Notlar’a gelecek olursak “bir yıpranışa, bir parçalanışa tanıklık etmek istiyorsanız” diyor ve de içeri buyur ediyorsunuz okuru. Biz okurları bu kez neler bekliyor dip notlarınızda, yaşama dair ya da yaşamamaya, sadece var olmaya dair neler?

Bu kitabın en büyük avantajı kitabı kapatmadığınız sürece kaçacak hiçbir yeriniz yok. Üç kitabımı art arda okumak ciddi anlamda benim ne kadar boktan bir hayat yaşadığımı gözler önüne serecek. Üç kitap ayrı ayrı çıktığında bazı okurlar diğerinin etkisini bilmiyordu. Şimdi üç kitap bir arada olunca ciddi anlamda ne denli ölü olduğumu ne kadar lanet bir durumda olduğumu göreceksiniz.

DSBM Fanzin’i çıkarıyorsunuz bir de. Biraz bahsedebilir misiniz bize bu fanzinden? Neleri konu ediniyorsunuz?

Ben hep göz ardı edilen şeyleri insanlara sunmayı sevdim. DSBM müzikte metal müzikte her ne kadar bir kitlesi olsa da hep geri planda kalmış bir müzikti benim için. Çevremde ki insanlarda bu müziğe uzaktı, sevmiyorlardı. Ben de DSBM müziğin temelinden ve gruplar hakkında biraz araştırma yapıp bu fanzini çıkardım.

Depresive Suicidal Black Metal’i gerek Sürreal İntiharlar kitabınızdan, gerekse de diğer paylaşımlarınızdan sevdiğinizi biliyoruz. Biraz bu tanışıklıktan söz edebilir misiniz bizlere?

2011 yıllarının başında Eskişehir’de bir cafede çalışıyordum. Rock ve metal ağırlıklı müzikler çalıyordu ve bir çok metal grubu da mekanı ziyaret ediyordu. Ben de meraktan metal müziği daha detaylı bir araştırayım dedim. Sonra DSBM müziği buldum. İlk dinlediğim grup Silencer’dı. Ondan sonra genel de DSBM araştırmaya devam ettim.

Yazın hayatının içerisinde birisi olarak diğer fanzinler hakkında neler söylemek istersiniz peki? Beğendiğiniz, takip ettiğiniz, tavsiye edebileceğiniz fanzinler var mı mesela?

Bu ara Mars Fanzin yeniden piyasaya döndü, ona ulaşmaya çalışıyorum. Sıvadık, Hasat, Eksik, Camış ve daha bir çok fanzin ile irtibat halindeyiz. Gayet güzel gidiyorlar. Fankitler arttı bu ara ama cidden yetişemiyorum. Hem Eskişehir yoğunluğu hem iş hem de ruhsal çöküntü cidden ortalık çok karışık. Sağolsun herkes Eskişehir’e fanzin gönderiyor. Elime ulaştığı gibi bakıyorum ama sonra kafamın için pavyon gibi olduğundan unutuyorum. Özür dilerim.

Peki, fanzin, kitaplarınız ve de diğer konularda size ulaşmak isteyenler nasıl ulaşabilirler?

İnstagramda baya aktifim. Ordan bana ulaşabilirlerse sevinirim. Genel de her mesaj atana dönüş yapıyorum.

İnstagram: hayrisarac_

Son olarak Çerezzine okurları için söylemek istedikleriniz var mı?

Hepinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Hem röportaj hem de desteğiniz için. Şimdilik hala (ne yazık ki) hayattayım. Yazmaya devam ediyorum. Çok kötü durumdayım çok şükür. Allah daha beterini de gösterecek inşallah. Onun dışında… Bilmiyorum abi. Yaşamaya çalışın işte. Ama kimseyi sevmeyin ve güvenmeyin. Son olarak;

Hepinizi seviyorum sen hariç.

Çerezzine ailesi olarak bir kez daha teşekkür ederiz.

 

 

 

 

Facebook Yorumları