Sen miydin?
Köprüden sarkıttığı serzenişleri ile hıçkırıyordu Adam.
Bir ömür gibi uzayan, dudaklarının sessizliğiyken;
Haykırışları daha kaç kaleme konu olacaktı?
Akşamüstü:
Köprüden önce son kaçış yolundaki,
Sen miydin?
Çaktığı her şimşekte “hiç”,
Estiği her rüzgarda “sarhoş”,
Açtığı her güneşte “cenin” olan;
Senin yüreğin miydi?
Herkes yardıma muhtaçtı.
Ve herkesin yardım etmek istediği,
Ölmekte olan birileri vardı.
Senin yoktu.
Ve sana kalırsa her ölüm,
İnsana bir intihar hakkı kadar mümkündü.
Gün ağardığında,
Ellerinin senden değil atışında,
Gözlerin, sesinin ulaşmadığı yerlere his beslediğinde,
Köprünün en sonunda,
Bana elini uzatıyorsun.
Oysa intihara meyilli olanlara yokluğu teklif edersen,
Bir “hiç” kadar yakın olursun.
Hiçlik, bir gün herkesle tanışır.
Bunu da biliyorsun.
Köprüler yıkıldı,
Ellerim yakıldı,
Yollar sonlandı.
Sen nasıl ayakta kaldın?

Facebook Yorumları