Yıl 2017; iş çıkışımı almışım.Artık bir işim yok ama vaktim bol, param da var.İçimde hep ukte olarak kalmış kamp.Herkes 15’inde, 20’sinde deneyimlerken ben 26 olmuşum ve bu işe kalkışamamışım. Neden?Yanımda bu işe destek verecek birini bulamadığım için.Artık zamanı geldi dediğim o dönüm noktasında, hiçbir ekipmanım olmadan, çantayı eniştemden çadırı arkadaştan faydalanarak ilk fırsatı değerlendirdim.Mart ayıydı ve bir tecrübesizin yapamayacağı bir soğukluktaydı mevsim.Ama ben mevsimin olumsuz yönlerini görmeden, biraz da şansımın yaver gitmesiyle keyif aldım bu tecrübeden.
İlk kampımın acemiliği geçince sıra otostoptaydı. Meraklı ve hevesliydim,evde durmak istemiyordum. 2 kız Nisan havasının coşkusuyla, Bozcaada-Batık gemi merakıyla koyulduk yollara.Tekirdağ’dan Çanakkale’ye keyifle vardık, market alışverişimizi de sırtlanarak Terzioğlu yerleşkesinde araç beklemeye koyulduk.Aklımızdan geçen, direk Geyikli veya Bozcaada zaten denk gelmez, sapağa kadar bulsak yeter diyoruz.Bir araç durdu enişte modeli Doblo, Bozcaadaya gidiyoruz demesin mi! Şaşkınlık ve mutlulukla bindik araca.Sohbet başladı ne iş yapıyorsunuz neresine gideceksiniz diyerek, Beylik koyuna Batık Gemiye dedik. Abilerden biri geminin kıyıya vurduğu gece yardım fişeğini gören kişi çıkmasın mı!Ya yollar ne güzel tesadüflerle dolu böyle mutluluğuyla, harika bir yolculuk yaptık.Ve o abi şu an inzivada olan bir kaptanmış, bizi koya kadar bıraktı, üstelik ertesi gün bizi adayı gezdirme sözü verdi.

Issız koyda havanın karardığı saatlerde,sadece iki ayaklı hayvandan (insan) korkun telkinleriyle bir başımıza kaldık Çadırımızı kurarken kafa lambamın ışığı dik yamacın eteklerinde bir çift yeşil göz görmesin mi! Hayvandan korkmasak da ıssız olunca tedirgin olmaktan kendimi alamadım.Çünkü malum benim 2.-3.kampım, tehlikeli bir hayvanla karşılaşırsak ne yaparım bilmiyorum Kaptan abimizi arayıp sordum, tavşan veya tilki olabileceğini söyleyip rahatlattı neyse ki . Nitekim gecenin ilerleyen saatlerinde bir tilki kardeş ziyaretimize geldi, gerçekten de çok zararsızmış bilginiz olsun
Ertesi gün menemenli kahvaltımızdan sonra adayı gezmek için döküldük yollara.Ancak araç bulmak ne mümkün.Sezon açılmamış, koy merkeze uzak.Karşımızdaki tek alternatif karayollarının silindir aracı tıngır mıngır ilerliyor.Arkadaşımdaki deli cesaretiyle hiç olmayacak olan o silindire bindik, oturacak yer gelmesin aklınıza ayakta ve düşmeyelim diye kol kası yaparak merkeze vardık Biz merkezi dolaştık, kaptan abimiz koyları gezdirdi, Polente fenerinde gün batımını tamamlayıp evimize döndük.Ateş başında yanımıza gelen komşu çadırlarla ve geminin muhteşem ambiyansıyla harika bir gece geçirdik.
Gemi kaldırılmadan 2.kez gitme fırsatım oldu ancak kaldırılmasaydı 3.kez de gidecektim inanın.Öyle esrarengiz ve hiçbir yerde göremeyeceğiniz bir ambiyanstaydı o koy.Umarım aranızda görebilenler olmuştur.Lafı çok uzattım, demem o ki herkes yollarda tecrübelenmeli ve o duyguları yaşamalı bana kalırsa.Çadırda kalmak belinizi ağrıtsa da,yaşadığınız özgürlük hissi;otostop güvenli olmasa da,tanıdığınız insanlarla yakaladığınız enerji insanı şehrin nankörlüğünden uzaklaştırıp iyi insanların varlığının ve doğada huzurun olduğuna inandırıyor.
Saygı ve sevgilerimle …

Sinem AKPINAR

Facebook Yorumları