Merhabalar sevgili Çerezzine okurları. Uzun bir süredir pandemi nedeniyle aktif yürüyüş ve etkinlik yapamadığımızdan dolayı, anı dizime zorunlu ara vermiş bulunmaktaydım; lakin bu sürenin giderek uzamasından dolayı geçmişte, yakın tarihteki anılarımdan sizlere söz etmeye karar verdim. Bugünkü yazımda Zirve Dağcılık ekibiyle yaptığımız Ganos dağları – Naipköy yürüyüşünü konu alacağım. Takvim yaprakları 6 Ocak 2019’u gösterirken, kışın kendini Trakya’da hissettirdiği günlerde şehir merkezinde kar örtüsü yokken, belirli aralıklarla kar yağışı gözlemleniyordu.

Yüksek noktalarda kalıcı kar örtüsünün varlığını yürüyüşümüzde anlayacaktık. Ben ve ev arkadaşım Berke ,aynı zamanda blogumuzun güzide yazarlarındandır kendisi de, final haftasından yeni çıkmış ve kafa dağıtmak için bu yürüyüş programına dahil olmak istemiştik. Sonradan bu fikri paylaştığımız arkadaşımız olan tıp öğrencisi İbrahim de davetimiz üzerine bize katıldı. Sabah 07.30’da buluşma yerine hareket ettik. Zirve Dağcılık ekibi üyeleriyle tanışıp otobüsümüze ulaştık. Tekirdağ merkezden kalkan otobüsümüz yürüyüş rotamızın başlayacağı Kumbağ’a hareket etti. Otobüste sohbet koyulaşırken Altınova’da kahvaltı yapmak için durakladık. Kahvaltıdan sonra yola çıktığımızda, kısa bir süre içerisinde Kumbağ’a ulaştık. Ekipmanlarını kontrol edip hazırlanan ekip üyeleri, artçı ve öncü belirlendi ve yürüyüşümüze Kumbağ’dan Ganos’a çıkan yolu takip ederek başladık. Yol yükseldikçe kar örtüsünün varlığı kendini fark ettiriyordu. En fazla 5 cm civarıydı başlangıçta. Daha yüksekteki kar örtüsü ise sürprizdi.

İlk durağımız dut limanı olacaktı, onun için yoldan sapıp ufak bir inişe geçtik. 10 dakika içerisinde dut limanı girişinde ahşap evlerle karşılaştık. 5 dakika içinde de deniz kıyısına ulaştık.

Deniz kıyısında verdiğimiz moladan sonra tekrar tırmanışa geçtik. Hedefimiz geç Roma döneminde küçük moloz taş ve horasan harcıyla inşa edilip Bizans döneminde de kullanılan Naipköy kalesiydi. Dut limanından yükseldiğimizde kar örtüsü 10-15 santimetreyi bulmuş ve giderek kalınlaşıyordu. Benim; ev arkadaşım Berke ve İbrahim ile ilk yürüyüşlerimizden biri olduğu için ekipmanlarımız biraz eksikti. Ben ve Berke’de sportif olmayan kaba bir bot, İbrahim’de ise spor ayakkabı mevcuttu. Kalınlaşan kar örtüsü bizi zora sokuyordu fakat oldukça memnunduk, çok keyifliydi.

Tepeye çıkmak için dik bir yamaç çıkmak durumundaydık. Öncü liderliğinde zig-zag çizerek tırmanışa başladık. Bu teknik, yoldan kayıp olsa da kuvvetten kazanç sağlayacaktı. Tepeye ulaştığımızda kar örtüsü yarım metreyi aşkın, nerdeyse bir metreydi. Yer yer bir metre olduğunu da söyleyebiliriz çok rahatça. Tepedeki manzara görülmeye değerdi; Marmara Adası sanki ayaklarımızın altındaydı. Tepede yemek molası verdik ve ekip üyelerinden Adnan Karadüz hocamızın nazik çay ikramı sonrası Naipköy Kalesi’ne doğru yola çıktık. Yolu bir keyifli hale daha getiren de darbuka çalan bir ekip üyemizdi. Şarkılarla eşlik ediyorduk.

Bir süre sonra artan kar örtüsü yürüyüş rotamızı kapatmış ve farklı rotalara yönelmemizi zorunlu hale getirmişti. Naipköy Kalesi’ne bu nedenle ulaşamadık. Açık olan hava kapanmaya başlamıştı. Saatin de geç olması nedeniyle inişe geçmiştik. İnişte enerjimizi ek besin takviyeleriyle güçlendirmeyi ihmal etmiyorduk. Saatleri aşan bu yürüyüşte eldivenlerimi yanıma almayı unutmuş olmam benim için büyük bir handikaptı. Boyunluğumu 10 dakika arayla sağ ve sol elime sararak bu eksikliği gidermeye çalışıyordum.

Çözülen ayakkabı bağlarımı donmuş olması nedeniyle tekrar bağlayamıyordum. İnişte ayağımdan çıkan botu tekrar ayağıma sokabilmek için yardım eden ekip üyeleri ve ben yoğun çaba sarf ettik. Bağcıkları keserek bu zorluğu çözmüştük. Yaklaşık 10-15 dakika sonra yürüyüşe başladığımız Kumbağ’a varmış, bir köy kahvesine girmiş ve bu keyifli yürüyüşü sonlandırmıştık. Sıcak çaylarımızı yudumlarken dostlarımızla yürüyüşümüzün değerlendirmesini yaparak bir başka yürüyüşte buluşmak üzere sözleşmiştik.

Sevgili okurlar bugünkü doğa ekspresimizin sonuna gelmiş bulunmaktayız. Umarım okumaktan keyif almışsınızdır. Yeni yazılarda görüşmek üzere. Hepinize bu pandemi sürecinde sağlıklar diliyorum, Hoşçakalın…

Facebook Yorumları