Bugün, size yaşanmış bir olayı anlatacağım. Olay gerçek, anlatım kurgusal.

Yıl: 1979…

Tüm Türkiye’de sağ-sol çatışmalarının tam gaz sürdüğü, anarşinin doruğa çıktığı günler.

Ankara’da, Hüseyin isimli bir gencin öldürüldüğü haberi ortalığı ayağa kaldırır. Solcular eylem kararı alır. O dönemde, nedendir bilinmez, belki güvenlik güçlerinin küçük yerlerde daha toleranslı davranmasından, belki tamamen turistik amaçlı, eylemlerin bir kısmı Çankırı’nın küçük bir kazası olan ve Ankara’ya çok yakın mesafedeki Şabanözü’nde gerçekleştirilmektedir. Köylerinin yarısı mutlak sağcı, yarısı da mutlak solcu olan bu küçük kasaba, özellikle hafta sonlarında çeşitli eylemlerden nasibini almakta, pazartesi günleri kasabanın camcısını zengin etmektedir. Hüseyin’in öldüğü günün hafta sonunda da, solcu eylemciler Ankara’da toplanıp, otobüslere doluşup Şabanözü’nde büyük bir eylem gerçekleştirirler. Çarşıda kırılmadık cam bırakmazlar, duvarlara, tepelere kıpkırmızı büyük harflerle ‘Hüseyinler ölmez!’ yazıları yazarak sol yumrukları havada, tüm öfkeleri ile, pos bıyıklarının altından haykırırlar durmadan. Adalet istiyorlardır, haksızlığa karşı. Polis müdahale eder, tutuklananlar olur.

Eylemler tüm hızı ile sürerken, neden sonra Ankara’dan yeni bir haber ulaşır: ‘ Hüseyin ülkücüymüş!’ Öfke haykırışları uğultuya dönüşür bir anda ve sonra sessizliğe. Yumruklar indirilir, tabelalar kaldırılır. Duvarlardaki yazıların üstü apar topar beyaz boya ile kapatılır. Eylemciler kısa sürede geldikleri gibi geri dönerler.

Yolda karşılaştılar mı bilinmiyor ancak bu sırada Ankara’da yeni bir grup, eylem için hazırlanmış ve yola koyulmuştur. Doğru bildiniz: solcu eyleminin hemen ertesi günü, bu sefer ülkücüler Şabanözü’ne giriş yapar. Daha bir gün önce eylem gören küçük kasabada camlar henüz takılmadığından, bu sefer araçlar da nasiplerini alırlar eylemden. Ortalık yine “Hüseyinler ölmez!” nidaları ile inliyordur ama bu sefer öfkenin sesi, üstünde ülkücü bıyığı olan ağızlardan gelmektedir. O günlerde eylemlere kırmızı boya getirmek adettenmiş belli ki; dün üstü beyaz boya ile kapatılmış yazıların üstüne bugün başka eller aynı yazıyı yazar. Hüseyinler ölmez!

Bir önceki eylemin de etkisi ile, çok büyük bir eylem olur. Ülkücüler, gösterdikleri müthiş gövde gösterisinden gururlu, aralarında tutuklananlar olduğundan, geldikleri sayıdan eksik ama tatmin olmuş şekilde geri dönerler.

Tam bu esnada Ankara’da, Hüseyin’in cenazesinde ailesinden başka kimse yoktur.

Şabanözü’nde tutuklanan solcu ve ülkücü eylemciler nezarette birbirleri ile sigaralarını paylaşırlar.

Camcıya gelince… Bugün Ankara’da büyük bir han sahibi kendisi.

Facebook Yorumları