Salbatanu

Salbatanu, öncelikle röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Bizlere grubunuzu tanıtır mısınız?

Esas bizler bize vakit ayırıp yer verdiğiniz için sizlere teşekkür ederiz. Salbatanu 2013 yılında İstemihan Ergezer ve Görkem Kaya tarafından Adana’da Escape ismi ile Hard Rock yaparak kurulmuş bir Progresif Oryantal Metal grubudur.

Stones Of The Bigot albümü yayınlandı. Albüm ismi olarak neden Stones Of The Bigot’u seçtiniz? Albümün yapım sürecini ve dinlediğimiz zaman bize ne anlatacağından bahseder misiniz?

Stones Of The Bigot, “Yobazın Taşları” anlamına geliyor. Albüm yıllar önce izlediğimiz İran yapımı, Türkçesi Soraya’yı Taşlamak olan filmi izlemek ile başladı. Film bize Kuran’da yer almasa bile bir şekilde İslam’a sokuşturulmuş olan recm konusunu çok derinden hissettirdi ve araştırmalara koyulduk. Modern sanatta recm kavramının sanatsal eleştirilerine hiç rastlamadık. Bu kadar ciddi bir toplumsal suçun, bu suçu işleyen ülkeler ve toplumlar için hastalıklı kafa yapısı nasıl hiç konu edilmez ve göz önüne getirilmez diye düşünüp albümün konusunu belirledik ve dinleyicilere anlatmaya karar verdik. Albüm de dinleyicilerimize recm edilerek katledilmiş bir kadının çocukluktan ölümüne kadar yaşam öyküsünü anlatıyor. Recm’i recm ettik diyebiliriz. Albüm isminin de Stones Of The Bigot (Yobazın Taşları) olması aslında bu albüme verebileceğimiz en uygun isimdi.

Salbatanu

Stones Of The Bigot albümündeki şarkıları YouTube’da hafta da bir şarkı şeklinde yayınladınız. Albümdeki 5 şarkı yayınladıkları zaman şarkıların ve albümün geneli hakkındaki geri dönüşler ve yorumlar nasıl oldu?

Şarkılar genel olarak beğenildi. Tarz sebebiyle hem metalciye hem de arabesk severe hitap eden bir albüm oldu, geri dönüşler bu sebeple aslında iyiydi. Hiç metal dinlememiş ve sevmeyen insanlar bile oryantal dokunuşlar sayesinde çok beğendiler.

Biraz tarihi geri sarıp 2013 yılına geri döndüğümüzde lise zamanınızda Escape isimli grubunuz ile Adana’da Portakal Çiçeği Karnavalı’nda Kıraç ve Kolpa grubunun önünde sahneye çıktınız. O dönemlerde bu sizin için nasıl bir duyguydu ve Escape ile şu anki Salbatanu arasındaki geçiş dönemi size ve müziğinize olumlu ve olumsuz yönde neler kattı?

O yaşlarda o denli büyük sahnelerde ve 10 bini aşkın dinleyiciye çalmak bizim için büyük tecrübelerdi. Bunları erken dönemde yaşamanın bugünkü müziğimize ve geçiş dönemimize etkisi çok büyük. Çünkü hobimizi iyi yapabildiğimizi o dönem  fark etmek bu hobiyi profesyonel boyuta taşımamız, kökten bir tarz değişikliğine gidebilmemiz için bize cesaret kazandırdı. Salbatanu’ya geçişin kattıkları genelde olumluydu çünkü artık sevdiğimiz ve istediğimiz müziği yapıyoruz kendimizi ait hissettiğimiz ve gerek sözler gerek müzik olarak bildiğimiz dili konuşuyor gibi hissediyoruz.

Salbatanu

Adana çıkışlı bir grupsunuz. Adana olsun Gaziantep olsun bu bölgelerde sağlam Metal müzik kitlesi ve dinleyicileri mevcut. Buradan iki bölgedeki herkese selamlar. Adana çıkışlı olmak diğer büyük illerdeki (İstanbul, Ankara, İzmir gibi) bilinirlik ve ulaşılma konusunda dezavantajları oluyor mu?

Öncelikle selamlarınızı Adana’daki metal severlere ilettik bu bölgedeki bir gruba gösterdiğiniz ilgi için onların da size selam ve teşekkürleri var. Bu bölgelerde sağlam metal dinleyicisi dediğiniz gibi var fakat bu bölgeler metal konusunda kaderine terk edilmiş vaziyetteler. Kitleler bir arada değiller, sadece bize de destekleri çok bulunan bizim de üye ve destekçisi olduğumuz Adana Metal Ahalisi Kültür Derneği ve benim de şu an başkanlık görevini yürüttüğüm Çukurova Üniversitesi Müzik kulübü var. Bu iki kuruluş Adana metal müziğini bir şekilde zor bela ayakta tutmaya çalışıyor. Artık bu şehirlerden metal grupları çıkmıyor çünkü bu iki kuruluşun organizasyonları dışında müziklerini icra edebilecekleri bir saha kalmadı. Adana tam bir canlı, piyasa cover müziği tekeline düştü. Büyük şehirlerde olmamamız işimizi net olarak 2 kat zorlaştırıyor. Çünkü uzağız ve büyük illerin tayfaları ile dinleyenlerle sadece sosyal medyadan ve sizin gibi yayın organları ile iletişim kurabiliyoruz. Adana’da olmak sadece biz için değil tüm gruplar için artık bir dezavantaj.

Müziğinizi nasıl tanımıyorsunuz? Etkilendiğiniz, takip ettiğiniz gruplar hangileri?

Müziğimizi “Bu toprakların müziği” olarak tanımlıyoruz. Binlerce yıllık bir kültürün eseri olan Ortadoğu ve Anadolu müziği modern dünyada bu ülkenin gençleri için ayıpsanacak hale geldi. Özellikle yeni yetişen gençler artık Batı’nın yozlaşmış, kültür ve ahlaktan yoksun müziğini göğüs gererek dinleyip benimserken. Makamsal müzik dinleyen bir yaşıtına “çomar mısın?” diyebiliyor. Biz bu toprakların müziğini modern bir müzik tarzı ile birleştirip yaşattığımız için çok gururluyuz. Etkilendiğimiz grupların başında Orphaned Land geliyor. Onlar zaten bu tarzın da öncüleri. Onların müziği ve duruşu bizim başlıca etkilenip örnek aldığımız bir şey.

Orphaned Land’e ayrı değinmek istiyorum. Benim de çok beğendiğim ve All Is One albüm kapağının dövmesini yaptıran birisi olarak Orphaned Land için neler söylemek istersiniz?

Henüz haberleri olmasa da onlar Salbatanu’nun ortaya çıkmasında büyük role sahipler. Özlerini köklerini unutmayan bir grup. Bir söz vardır “batılı insanların batılı problemleri olur.” Bizim coğrafyamız da tıpkı Orphaned Land’inki gibi kendine has sorunlara sahip ve bunu harika bir dil ve müzik ile anlatabiliyorlar. Kökende Oryantal metal de bir folk müzik dalı fakat batı folk metaline baktığımız zaman ortalıkta elfler ve efsanevi yaratıklar koşturuyor. Fakat Ortadoğu kanın, eşitsizliğin, din kavgasının, yozlaşmanın durmadığı bir coğrafya. Bunu müzikleri ile anlatabilen ve bu coğrafyayı hissettirebilen en büyük metal grubu bizce Orphaned Land. Sevmemizin sebebi de bu. Aynı dili konuşuyoruz, yakın sorunlara sahibiz, onları dinlemek Ortadoğu sorunlarını bir arkadaşla konuşmak kadar samimi.

Albüm çıktıktan sonra lansman partisi yaptınız. Lansman partisi nasıl geçti, neler yaşandı?

Adana konusuna tekrar geleceğim burada. Çoğu mekanın envanterinde metal gruplarını kaldırabilecek ekipman yok, o yüzden bizim için değil konuklarımız için bir partiydi. O gün sabahın erken saatlerinden kapı açılışına kadar bize yardımcı olan dostlarımızdan ekipman toplamak ve taşımak ile geçti. Yine de eksiksiz bir parti oldu çok eğlendik. Adana’da yerel bir metal grubu için son 5 yılın biletli girişe sahip olan en kalabalık konserini yaptık. Yer yer duygulandık, yer yer gururlandık, güzel çaldık ve tüm sevenlerimiz, dostlarımız, konuklarımız o gece oradan mutlu ve Adana metali için umutlu ayrıldılar.

Bundan sonra Salbatanu’dan neler bekliyor olacağız ve yeni sürprizler olacak mı?

Artık yola çıktık durmak yok. Arayı çok soğutmadan yeni projelerin çıkması için çalışıyoruz. Durağan bir grup olmak istemiyoruz. Yeni bitmesine rağmen stüdyo bizi yeniden çekiyor ve şu anda bir boşluktayız. Acilen boşluğu doldurmak için stüdyoya gireceğiz.

Salbatanu sorularımızı yanıtladığınız için teşekkür ederiz. Son olarak Çerezzine okurlarına, sizi seven ve takip eden dinleyicilere neler söylemek istersiniz?

Sizlere bizi konuk ettiğiniz için ve destek verdiğiniz için çok teşekkür ederiz. Tüm Çerezzine okurlarına, sevenlere ve takip edenlere teşekkür ederiz. Türk Metal müziğine destek, bu kültürü doğru yaşamak ve yaşatmak için sadece bizi değil tüm gruplar sizin desteğinize ihtiyaç duyuyor. Salbatanu Bu toprakların müziği için oryantal metale sizi çağırıyor.

Facebook Yorumları