Sanırım bu kadar yeter. Birazda diğer yöne doğru yürümeliyim güneş tepeye yaklaştı. Ayaklarımda ki ağrı düne göre daha da fazla. Görüyor musun şu durmaksızın yürüyeni o her gün hiç usanmadan bir kişi bulur da misafir edebilir miyim diye hareket ediyor. Misafir bulursa onlara ikramda bulunup onlarla yemek yiyor, bulamazsa gün batımına kadar ağzına lokma koymuyor.

Bize yakın bir beldede üç kardeş vardı ikisi çok zeki, mantıklı toplum tarafından taktir edilen ve kollanan kişilerken küçük olanı yumuşak huylu, elinde avucunda ne varsa ikram eden fakat biraz uçarı bir kişiydi.

1. Kardeşin hedefi insanları iyileştirmek bu sayede ailesinin ve toplumun gurur duyacağı biri olmaktı.

2. Kardeşin amacı iyi kötü bir araba sahibi olup insanları taşımak bu sayede zengin kişilerin arasında yer almaktı.

3. Kardeşte öyle ne bulursa içer yarı ayık yarı baygın dolanır dururdu. Havada bulur yerde pişirir yerdi. Diğer kardeşlerin serserilikle ithamlarına kulak asmaz halinde devam ederdi.

Günler günleri kovaladı doktor olmak isteyen anatomi kitapları alarak okuyor.

Araba isteyende yedek parçalardan arabasını üretmeye koyuldu. Bu arada bir parçacıyla da samimiyeti iyiden iyiye arttırdı, bu kişi ünlü bir mühendisin oğlu olduğunu air bag ve kemer gibi parçaların saçma olduğunu araçlarda aslında olmadığını sonradan ilave edildiğini bunları kullanmazsa aracın daha hızlı biteceğine onu iyiden iyiye ikna etti.

En küçük kardeş bir akşam o kadar kötü bir hale düştü ki koluna giren ve kendisini kusmuğundan kaldıran kişiyi tanıyamadı bile. Kişi ona -arkadaşım bu halin nedir gel bir kahve içelim- teklifini reddedemedi. Biraz ayılınca yeni arkadaşı başladı anlatmaya ben dedi talebeyim, bozkırda bir üniversitemiz var orada başımızda çok değerli bir hoca var, gel seni oraya götüreyim teklifinde bulundu.

Küçük kardeş zeki olmadığını söylese de onu ikna etmek mümkün değildi başından savamayacağını anlayınca teklifi kabul etti. Eve döndüğünde kardeşlerinin -aylaktın zaten tam sana yakışanı yaptın- diyerek tenkitlerini sürdürdü.

Küçük kardeş sokak jargonu ile yoğrulduğu için onlara gerekli cevapları verip yolundan dönmeyeceğini anlattı.

Günler geçti,
1. Kardeş okuduğu kitaplarla kahvede dişi ağrıyanın dişini başı ağrıyanın başını kesti. O kadar adamı sakat bıraktı ki sonunda kaçarak sırra kadem bastı.
2. Kardeş arabayı çalıştırdı ilk kazada air bag ve kemer takmadığı için aklı evvel parçacı ile öldü.
Küçük olan hiç yılmadan çalıştı pişmanlık dolu geçmişini hiç ama hiç unutmadı arkadaşına, hocasına ve eğitimine sıkı sıkıya sarıldı.

Hadi gel seninle bunlar kimdir tanıyalım.

1. Kardeş ilmi kendi yapandır bir bilen başımda yokken okuduklarını yanlış yorumlayıp kaybolup gidendir.

2. Kardeş dine sonradan sokulmuş sünnet yoktur hadis yalandır diyendir sonunda ölmüş babası ile kavga eden şizofren bir alimin peşine takılan ve sonunda imanını öldürendir.

3. Kardeş de bizi türlü türlü hatalar yapmış ama imar edilmek istediğinde ilme doğru bir yola teslim olandır. O senin gibi aklına, topluma ve çevresine güvenmedi o doğru bir eğitime güvendi birde pişmanlığına…

Kuyu – 1.Fasıl

Biz Kimiz…

Kafka’nın Maymunu

Facebook Yorumları