Ayda Uçar

Uzman Diyetisyen Ayda Uçar ile sağlıklı besleme, kilo vermek ve diyet üzerine yaptığımız söyleşi sizlerle. Keyifli okumalar…

Merhaba, Ayda Hanım öncelikle cerezzine.com olarak röportaj teklifimizi kabul ettiğiniz için teşekkür ederiz. Kısaca sizi tanıyabilir miyiz?

Merhabalar cerezzine.com ailesi asıl ben teşekkür ederim sizlerle birlikte olmak çok keyifli. Ben Uzman Diyetisyen Ayda Uçar, Başkent Üniversitesi beslenme ve diyetetik bölümünden 2018 yılında mezun oldum. Mezuniyetimin hemen akabinde yine başkent üniversitesinde yüksek lisansımı tamamlayarak uzman unvanını almaya hak kazandım. 2020 itibari ile de aktif olarak diyetisyenlik yapmaktayım.

Beslenme ve diyet uzmanı olmaya nasıl karar verdiniz?

Aslında ben kendimi bildim bileli insanların hayatlarına dokunmak, onların hayatlarını iyileştirmek istiyordum. Beslenme ise bu arzumu gerçekleştirebileceğim bir alan olarak karşıma çıktı. Çok şükür ki mesleğim hayatımda kocaman bir iyi ki oldu. Hani derler ya sevdiğin işi yaparsan, hayatın boyunca bir kez bile çalışmış olmazsın ben de tam olarak böyle hissediyorum. 🙂

Ülkemizde insanların diyetisyenlere bakış açısını nasıl buluyorsunuz?

Maalesef bu konu birçok meslektaşımın yarası. Bizlere yalnızca insanları zayıflatıyormuşuz gözüyle bakılıyor. Ancak işin gerçeği çok farklı. Diyetisyen; diyabet, kalp ve damar hastalıkları, hipertansiyon, kanser ve bunun gibi birçok hastalığın önlenmesinde, tanı alındıktan sonra ise hastalıkların tedavisinde, çok önemli görevler üstlenen sağlık çalışanıdır.

Bununla birlikte yoğun bakım hastalarında veya oral alımı yetersiz olan/hiç olmayan hastalarda enteral-parenteral ürün seçimi yapan, ürünün hangi hızla ne kadar miktarda verileceğini belirleyen kişidir. Bunlarla da kalmaz sporcu, gebe, emzikli, yaşlı gibi özel grupların beslenmesini planlar, toplu beslenme sistemlerinde menü planlar ve daha bir sürü şey. Kısacası beslenme derya deniz bundan dolayı yalnızca işin uzmanları tarafından yapılmalı.

Zayıflamak için size başvuranlarda öncelikle hangi konuları değerlendiriyorsunuz?

Zayıflama diyeti öncesinde anamnez alırken sorguladığımız durumlar sırasıyla; kişinin ağırlık öyküsü, diyet ve diyetisyen öyküsü, eşlik eden hastalık varlığı, kullanılan ilaç varlığı, kişinin beslenme tarzı, öğün ve sayısı/içeriği/miktarı, uyku düzeni, kadın ise menstrual düzensizlik varlığı ve bunun gibi…

Sağlıklı diyet deyince akla neler gelmelidir?

Sağlık beslenmek veya yeterli ve dengeli beslenmek; vücudun büyümesi, yenilenmesi ve çalışması için gerekli olan enerji ve besin öğelerinin her birinin yeterli miktarda alınmasıdır. Sağlıklı bir diyet aynı zamanda kişinin uygulayabileceği, sürdürebileceği, yaşam tarzına uygun bir beslenme sistemi olmadır.

Ayda Uçar

Aç kalarak zayıflama doğru bir davranış mıdır? Doğru bildiğimiz başka ne gibi yanlışlıklar vardır?

Aç kalarak zayıflamaya çalışmak kişinin kendisine yapabileceği en büyük kötülüklerden biridir. Kısa bir süreliğine işe yarıyormuş gibi görünse de bir süre sonra vücut yeterli enerjiyi alamadığı için ve bu kıtlık durumunun ne kadar süreceğini kestiremediği için bu duruma adapte olabilmek adına metabolizma hızını yavaşlatır yağ dokularını korumaya alır.

Bu nedenle aç kalarak verdiğiniz kilolar yağ değil su ve kas kaybının göstergesidir. Bizim için değerli olan ise kas kütlesini koruyup, yağ kütlesinden kayıplar sağlamaktır. Ayrıca bu beslenme şekli çok uzun süre sürdürülemediğinden bırakıldığı an itibariyle verilen kilolar fazlasıyla geri alınır ve biz buna literatürde yo-yo sendromu deriz.

Sanal ortamlarda, yeni çıktığı iddia edilen çok fazla diyet yöntemi var mesela 24 saat açlık diyeti gibi siz bu konuda ne düşünüyorsunuz?

Sanal ortamlarda her gün yeni bir diyet şekli ortaya çıkıyor çünkü diyetisyenlerin sağlıklı beslenme önerileri kişinin özverisini zamanını ve emeğini gerektirdiğinden insanlara pek çekici gelmiyor oysaki her gün bir yenisi eklenen bu şok diyetler kısa zamanda müthiş sonuçlar vadederek kişilere daha cazip geliyor. Halbuki bu diyetlerin tümü yalnızca yo-yo sendromuna hizmet ediyor ve kişinin sağlığını bozma tehlikesinden öteye geçmiyor.

Sağlıklı beslenmek için uzak durmamız gereken yiyecekler var mıdır? Bu yiyecekleri hiçbir şekilde yenmemeli midir yoksa küçük kaçamaklar yapılabilir mi?

Uzak durmamız demeyelim de tüketim sıklığını azaltmamız gereken besin grupları var. Bu besin gruplarının başında da tabi ki zararlı katkı maddeleri ve koruyucular içeren paketli ürünler, fast food yemekler, kızartmalar, salam sosis sucuk gibi işlenmiş et ürünleri, früktoz şurubu içeren tatlılar gelmekte.

Yeni ve gelişen beslenme biliminde artık hiçbir besini iyi-kötü veya yasak şeklinde etiketlemiyoruz. Bedensel sağlık elbette ki çok önemli ancak bedensel ve ruhsal sağlık bir bütündür o nedenle tabi ki arada sırada besin değeri düşük ama bize keyif veren yiyecekleri tüketeceğiz ama tüketim sıklığını düzenlememiz gerekir ki bedensel sağlığımız olumsuz etkilenmesin.

Su içmenin diyete etkisi var mıdır? Günde kaç bardak su içilmelidir?

Tabi ki. Öncelikle su yaşamın devamlılığı için hayati bir önem taşıyor. Çünkü kanın %83’ü, kemiklerin %22’si, beynin ve kasların 75’i sudan oluşur. Ter, tükrük, idrar gibi vücut sıvılarının üretimi, atıkların vücuttan uzaklaştırılması, suda eriyen besinlerin emilimi, eklemlerin ve gözün kayganlaşması, vücut ısısının düzenlenmesi ancak su ile mümkün oluyor. Yeterli su tüketimi metabolizma hızını arttırdığından kilo kaybı için de önemli bir yere sahip.

Günlük su tüketimi kg başına 35 ml’dir. Yani 70 kg bir bireyin günlük su tüketimi en az 70×35’den yaklaşık 2 buçuk litre olmalıdır. 1 bardak su 200 ml’dir. 12-13 bardak su içmelidir. Kişiler bu basit matematik hesabıyla günlük kaç bardak su tüketmeleri gerektiğini bulabilirler. Genel öneriler ise 10-12 bardaktan az su içilmemesi yönündedir.

Ülkemizde ekmek, sofralarımızın vazgeçilmezidir. Diyet yaparken sıfır ekmek mi diyorsunuz?

Kesinlikle hayır. Ekmek ve diğer tahıl grupları vücudumuzun enerji ihtiyacını karşılayan karbonhidratın temel kaynaklarıdır. Son dönemde ekmek grubuna karşı açılan bir savaş var sanki alınan tüm kilonun ve hastalıkların sorumlusu ekmekmiş gibi yansıtılıyor oysaki hangi makro besin ögesi olursa olsun protein de olsa karbonhidrat da olsa fazlası yağ olarak depolanıyor. Burada en önemli faktör porsiyon kontrolü olarak karşımıza çıkıyor.

Sizin de dediğiniz gibi ekmek grubu Türk toplumunun vazgeçilmezleri arasında bu anlamda porsiyon kontrolünü yapmakta zorlanıyoruz. Üstüne üstlük ekmek olarak lif içeriği düşük beyaz ekmekleri tercih ettiğimiz zaman daha geç ve daha kısa süre tokluk hissediyoruz bu da daha çok ekmek yememize neden oluyor dolayısıyla daha çok enerji almamıza neden oluyor. Bunun yerine lif içeriği yüksek tam tahıllı ekmekleri tercih etmek hem kan şekerimizi dengelemeye hem daha erken doymamıza hem de daha uzun süre tok kalmamıza yardımcı olur.

Yiyecekler pişirilirken hangi yöntemler kullanılmalıdır?

Ne yediğimizin yanında yediklerimizi besin değerini kaybetmemesi için nasıl pişirdiğimiz de gerçekten çok önemli. En sağlıklı pişirme yöntemleri; fırında pişirme, ızgarada pişirme, buharda pişirme, buğulama, haşlama, sotelemedir.

İnsanların kilo verirken en sık yaptıkları hatalar neler?

En sık yapılan hatalar bana kalırsa sabırsız olmak ve en ufak bir başarısızlıkta pes etmek. Öncelikle her başarının arkasında bir emek vardır. Diyette de kişi sabırsız olmamalıdır. Bir kişinin yüksek kilolara ulaşması nasıl kısa bir süre içinde olmadıysa bir zamana belki yıllara yayıldıysa kilo kaybı da aynı şekilde bir sürecin ve emeğin ürünü olacaktır.

Bununla birlikte motivasyonu doğru belirlemek de çok önemli. Motivasyonumuz sağlıklı beslenmek ve sağlıklı olmak olmalı. Kilo vermek ve ideal ağırlıklara ulaşmak zaten sağlıklı beslenmenin bir ödülü olarak beraberinde gelecektir.

Ayda Uçar

Kilo vermek istediği halde iradesini kontrol edemeyen hastaları nasıl teşvik ediyorsunuz?

Öncelikle iradesizliğin altında yatan sebepleri anlamaya çalışıyorum. Eğer anlayabilirsek çözmek çok daha kolay oluyor. Örneğin kişi de duygusal yeme olabilir. Böyle bir durumda farkındalıklı beslenmeye teşvik ediyorum. Kısacası tek bir yöntemden bahsetmek doğru olmaz her birey biriciktir ve seçtiğim yöntemler de bireye göre şekillenir.

Doğru bilinen beslenme yanlışları neler?

O kadar çok ki… Ben en çok duyduklarımı sıralayayım isterseniz.

1) Sirkeli su içmek zayıflatır.
2) Ekmek şişmanlatır.
3) Hayatından 3 beyazı çıkar yeter.
4) Ne kadar az kalori alırsan o kadar çok zayıflarsın.
5) Akşam 5’den sonra bir şey yersen kilo veremezsin.
6) Ara öğün yapmazsan kilo veremezsin.
7) Zayıf olman sağlıklı olduğun anlamına gelir.
8) Kahvaltı günün en önemli öğünüdür.
9) Fit tarifler düşük kalorilidir, istediğim kadar tüketebilirim.
10) Diyet etiketli ürünler sağlıklıdır.
11) Kilo vermek için az yağlı beslenmelisin.

Aslında hepsine tamamen yanlış demek doğru olmaz ama beslenmede herkes için geçerli tek bir doğru yoktur. Asıl yanlış olan başkasının uyguladığı diyetlerle veya uygulamalarla kilo vermeye çalışmak.

Size danışmak isteyenler nasıl ulaşabilir?

Yüz yüze görüşmeleri Ankara MAİDAN’da bulunan DİATA klinikte sürdürüyorum. Online görüşmeler için dünyanın neresinde olurlarsa olsun ise ister DİATA klinik aracılığıyla ister instagram aracılığı ile bana ulaşabilirler.

Okuyucularımızla paylaşmak istediğiniz bir, olmazsa olmasınız var mı?

Olmazsa olmazım danışanlarım 🙂 gerçekten sağlıklı beslenmeyi öğrenmek ve sürdürmek uzun bir yol, bu yolculukla bir diyetisyen-danışan ilişkisinden çok yol arkadaşı oluyoruz. Okuyucularımızda bu yolculukta onlara eşlik etmemi isterlerse tek yapmaları gereken instagram üzerinden bana ulaşmak. Yol uzun ama manzara çok güzel. 🙂

A.Ahu Sevimli
Profesyonel Koç – Uzman Eğitmen

Facebook Yorumları