Merhaba sevgili, Seran, öncelikle biraz okurlarımıza kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Hayatta en beceremediğim şeylerden biri kendimden bahsetmek sanırım, başkalarının benden bahsetmesi daha doğru geliyor; kötü olsa bile… Bir insan taraf olmadan kendini nasıl anlatabilir ki? Yazarlar için söylenen bir söz vardır: “hiçbir yazar kendini anlatırken tarafsız olamaz; ya kendini yerden yere vurur ya da göklere çıkarır.” Bence bu bütün insanlar için geçerli… Çok özel bir insan değilim; yarı takıntılı, kavgacı, dünyadaki her yanlışı düzeltmeye hevesli, yaptığı işi çok ama çok seven, insan olmaya ve canlılara özen göstermeye çalışan, hayatında sadece seyahatlerine yatırım yapan, duygusal biriyim. Özgeçmiş konusunda da etiketlerden hoşlanmadığım için şunu yaptım, şuraya gittim, şunu başardım demekten hoşlanmıyorum.

 

İşinizi çok severek yaptığınızı görüyoruz, peki bu işe nasıl başladınız ve sizi ‘’evet bunu yapmalıyım’’ dedirten şey nedir?

Hayatta edindiğin tecrübeler sana yapmayı sevdiğin şeyi gösteriyor ve oraya doğru yönlendiriyor. Belli bir yaştan sonra da gerçekten zevk aldığın işi yapmak istiyorsun ve bu anlamda ben çok şanslıyım. Bugüne kadar nehir beni nereye yönlendirdiyse, akıntıyı hiç bozmadan, götürdüğü yere gittim. Bu yüzden ben değil, bu meslek beni buldu biraz da… Her şey 10 yıl evvel Hindistan’a taşınmamla başladı; biraz masal gibi 🙂 Orada yaşadığım dönemde, oradaki hayatımı paylaşarak başladım yazmaya; bir sürü dergiye yazı gönderdim, en sonunda Sırt Çantam dergisi kabul etti beni ve böylece kapı açılmış oldu. O zaman anladım beni mutlu eden mesleğin ne olacağını… Sonra yerli yabancı bir sürü mecrada dergicilik yaparken, kendimi gazetecilikte buldum. Burada beni mutlu eden temel şey insanlarla iletişim kurmaktan geçiyor. Hayatım boyunca hep sokakta, kafede, toplu ulaşımlarda hatta banka kuyruğunda bile tanımadığım insanların hikayelerini dinlemeyi çok sevdim; sonra da bu mesleğim haline geldi. Bir arkadaşım bana şunu demişti: “sen işini yaşıyorsun”; beni ve mesleğimle aramda kurduğum ilişkiyi daha iyi ifade eden bir söylem duymadım bugüne kadar. Kısaca ben aslında bir hikâye koleksiyoncusu ve anlatıcısıyım. İyi bir anlatıcı mıyım bilmiyorum ama iyi bir koleksiyoner olduğum kesin.

 

Artı Gerçek’te yaptığınız çok yönlü röportajları büyük bir zevkle takip ediyoruz, genel olarak okurlarınızdan aldığınız yorum ve eleştiriler ne yönde?

Okurlar beni şımartmayı çok seviyorlar ve benim şımarmaya çok müsait bir yapım var maalesef 🙂 Bana göre kelimeler tanrıdır, yazdığın her şeyin bir etkisi var insanlar üzerinden ve bence bir yazarın, gazetecinin, habercinin vs. en büyük sorumluluğu da burada…. Eleştiri olarak bazen çok duygusal ve taraflı yorumlar yaptığımı söylüyorlar; doğrudur, İbrahim’in ateşine su taşıyan karınca misali tarafımı göstermekten çekinmiyorum. Fakat bunu sadece kendi yorumlarımda yapıyorum; sorduğum sorularda böyle bir şey kesinlikle yok!

 

Artı Gerçek‘te kendi alanında birçok önemli isim ile röportajlar yaptınız bugüne kadar, bu isimler ile röportaj yaparken nasıl bir yol izliyorsunuz, örneğin sizi takip eden insanlarında da fikirlerini alıyorsunuz bu çok güzel bir şey?

Her söyleşi öncesi okuyuculara veya takipçilerime mutlaka fikirlerini soruyorum çünkü amacım onlarla sevdikleri, hayran oldukları ya da hiç haz etmedikleri kişilerle aralarında bir köprü vazifesi görmek ve merak ettiklerine cevap bulabilmek… Karşımdaki kim ve ne olursa olsun, önce onun varlığına ve düşüncelerine saygı duyarak yaparım söyleşilerimi; bunun için ille de aynı fikirde olmamız ya da karşımdakini sevmem gerekmiyor… Söyleşiye ev ödevimi yaparak hazırlıklı giderim ama asla soru hazırlamam çünkü doğaçlamayı daha çok seviyor ve tercih ediyorum. Zaten dikkat ederseniz söyleşilerim sohbet şeklinde akar, sadece soru cevap değildir. Karşımdakinin mimiklerine, gözlerine ve beden diline bakarak yorum yazdığım için uzaktan yaptığım söyleşileri sevmiyorum genelde, çünkü ara sıcak soruları kaçırıyorum. En çok dikkat ettiğim şey ayrımcılık yapmamak… Asla kendime göre insan seçmem, mümkünse benim gibi düşünmeyen insanları daha çok tercih ederim; elbette karşı taraf da kabul ederse 🙂 Bu yüzden -kabul etmeyeceğini biliyorum ama- imkân olursa Cumhurbaşkanı Erdoğan ile de söyleşi yapmayı çok isterim.

 

Siz Art Gerçek ile daha çok tanınsanız da birçok yerde yazarlık yapıyorsunuz ve Artı TV üzerinden de halkla buluşup gündem üzerinden yayınlar yapıyorsunuz, bizlere biraz diğer çalışmalarınızdan da bahseder misiniz?

Artı Gerçek’te her ne kadar Pazar söyleşileri bana ait olsa da orada iki farklı kişinin sohbeti var. Bu yüzden arada farklı mecralarda köşe yazıyorum çünkü orası sadece bana ait, köşemde yalnızca kendi fikirlerimi ve bana ilginç gelen bilgileri paylaşıyorum… Öyle bir ortam olduğu için de önem verdiğim tek şey makalelerime sansür uygulanmaması ve özgürce yazabilmek… Sansür uygulayan ve özgür hissetmediğim her yerden kaçıyorum, bu yüzden yazdığım mecralar sık sık değişiyor. 🙂 ARTI TV için ise yeni yayın sezonunda çok farklı bir programla izleyicilerin karşısına çıkmayı düşünüyorum ama önce programın yayın kurulunun onayından geçmesi gerekiyor. 🙂

 

Bugüne dek yaptığınız röportajlar içinden en çok heyecanlandığınız isimler kimler oldu ve hayalini kurduğunuz röportaj yapmak istediğiniz isim kim?

Sanırım insanları yaptıkları işlere, bulundukları mevkiiye, oturdukları koltuğa ve sahip oldukları güce göre ayırmadığım için alanında popüler ve ünlü isimler beni öyle çok heyecanlandırmıyor. Yalnız bundan 8 yıl evvel, Metin Akpınar’la ilk ve son kez yaptığım telefon konuşmasın heyecanlandığımı itiraf etmeliyim; Devekuşu Kabare’nin etkisi sanırım… 🙂 Beni heyecanlandıran isimler genelde dünya ve insanlık için bir şeyler yapmaya çalışanlar ve bunu başaranlar oluyor… Popüler isimlerden Sezen Aksu ve tabii ki Metin Akpınar ile, siyasetçilerden de Selahattin Demirtaş ve Rahşan Ecevit ile röportaj yapmayı çok isterim.

 

Peki Seran Vreskala her alanın içinden isimler ile röportaj yapan çok değerli bir isim, peki diğer siteleri de takip ediyor musunuz ve en çok hangi siteleri seversiniz?
Öyle çok severek takip ettiğim bir site yok; ilgimi çeken ve dünyadaki yenilikleri paylaşan sitelere giriyorum genelde. Araştırmaya yönelik bir mesleğim olduğu için hemen hemen her tür haber ajansını takip ediyorum ve etmek zorundayım. Başta kendi mecram Artı Gerçek ve Artı TV olmak üzere, eski mecram GazeteDuvar, T24, Diken, Gazete Fersude, Sputnik, Medyascope, NY Times ve Huffington Post en çok takip ettiğim siteler arasında…

 

Bundan sonraki hedefleriniz arasında neler var?

Uzun vadeli planlar yapmamayı çok önce öğrendim. Kendime öyle ulvi, yaşam koçu gibi davranan ve çok mantıklı düşünen insanlar gibi hedef de koymuyorum çünkü öyle yazmaya değecek hırslarım ve bir yere tutunma çabam yok. Daha önce de belirttiğim gibi insanın kendisini nehrin akışına bırakması daha doğru bana göre; dolayısıyla nehir beni nereye götürürse… 🙂

 

Edebiyat ve müzikle de aranızın çok iyi olduğunu görüyoruz, son zamanlarda bu alanlarda en beğendiğiniz isimler kimler?

Buna tek tek isim verebilmem pek mümkün değil çünkü sevdiğim çok fazla isim var ama aklıma ilk gelenlerden Türkiyeli yazarlardan Sabahattin Ali, Etgar Keret, Hakan Günday; yabancı yazarlardan J.D Sallinger, Saramago ve İsabel Allende favorilerim arasında… Biliyorum hepsi birbirinden çok farklı yazarlar ama ben tarzları aynı olan yazarlarla sınırlı kalmak istemem zaten. Şairlerden Birhan Keskin, Lale Müldür, Nülgün Marmara, Mehmet Said Aydın, Dickinson, Atwood, Plath……… Bunlar dışında yazmak istediğim daha çok isim var, ama 46 yıldır bayılarak okuduğum her yazarı ve şairi buraya koyacak olsam, bu röportajı yapamazdık 🙂 Müziğe gelince, her tür müziğin dinlenilmesi taraftarıyım; arabesk de dinlerim, rap de türkü de sanat müziği de pop da klasik de new age de folk da özgün de protest de country de caz da blues da vs vs vs. Moduma göre değişiyor. Dolayısıyla bu soruya cevap vermem gerçekten imkânsız…

 

Sevgili Seran Vreskala, sorularımızı cevapladığınız için size minnettarız. Son olarak Çerezzine okurlarına ve tüm sevenlerinize neler söylemek istersiniz?

Etrafımızı saran yapış yapış bilgi kirliliği ve iktidar yanlısı medya yüzünden doğru bilgiye ve habere ulaşmanın çok zor olduğu bu dönemde, olağanüstü bir çaba göstererek gerçek haber okumak adına doğru mecraları arayıp bulan her okuyucuyu kutluyor ve değerli buluyorum.

 

Facebook Yorumları